Yazar: Levent BAŞAK*
I- GİRİŞ
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu(GVK)’nun 1. maddesi gelir vergisi mükelleflerinde
gelir vergisinin konusunu hüküm altına almıştır. Mezkûr madde hükmüne göre,
gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tâbidir. Gelir, bir gerçek kişinin
bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır.
GVK’nın
2. maddesinde ise, gerçek kişilerce elde edilebilecek gelir kalemleri sayma
yöntemi ile belirlenmiştir. Buna göre, gelire giren kazanç ve iratlar, ticarî
kazanç, ziraî kazanç, ücret, serbest meslek kazancı, gayrimenkul sermaye iradı,
menkul sermaye iradı ve diğer kazanç ve iratlardan oluşmaktadır.
GVK,
mükellefiyet türü itibariyle iki mükellefiyet türü belirlemiştir: Tam ve dar
mükellefler. Tam mükellefiyete tâbi gerçek kişiler, GVK’nın 3. maddesine göre,
Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden
vergilendirilirler. GVK’nın 6. maddesine göre ise dar mükellefiyete tâbi gerçek
kişiler sadece Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden gelir
vergisi ödemek zorundadır.
Tam
ve dar mükellefiyete tâbi gerçek kişilerce Türkiye’de elde edilebilecek önemli
bir gelir kalemi repo gelirleridir. Repo gelirleri, GVK’nın 75. maddesinin
ikinci fıkrasının (14) numaralı bendinde düzenlenmiştir. Bu bent düzenlemesine
göre, repo geliri, menkul sermaye iradı mahiyetinde bir gelirdir.
Tam
ve dar mükellefiyete tâbi gerçek kişilerce elde edilebilecek önemli bir gelir
kalemi olan repo gelirlerinin vergilendirilmesi esasları bu makalemizin konusunu
oluşturacaktır. Repo gelirlerinde vergilendirme esasları 2021 takvim yılı esas
alınmak suretiyle tam ve dar mükellefiyete tâbi gerçek kişiler için ayrı ayrı
ele alınacak ve vergilendirme esasları belirlenecektir.
II- REPO GELİRLERİNİN MAHİYETİ
Bir yatırım aracı olarak repo, (Repurchase Agreement), bir menkul kıymetin belli bir tarihte belli bir fiyattan geri alma taahhüdü vererek satımını içeren faiz karşılığı para toplama işlemidir. Bu işlemden elde edilen gelir, GVK’nın 75. maddesinin ikinci fıkrasının (14) numaralı bendinde, “Menkul kıymetlerin geri alım veya satım taahhüdü ile iktisap ve elden çıkarılması karşılığında sağlanan menfaat” olarak tanımlanmıştır.
İngilizce “Repurchase
Agreement” kelimelerinin kısaltılmışı olan repo kavram olarak, “geri alma taahhüdü (anlaşması)” karşılığında
kullanılmaktadır. Esas itibariyle repo işlemine konu olan menkul kıymetler,
finansal bir kurumun (genellikle bankaların), kurumsal veya bireysel
yatırımcılardan topladığı paraların teminatı niteliğinde olup, bu işlemde kısa
vadeli bir borç verme işlemi söz konusu olmaktadır.
Repo işlemi, finansal bir kurumun (genellikle bir
bankanın) kurumsal veya bireysel yatırımcılara hazine bonosu, devlet tahvili
gibi sabit getirili bir menkul kıymeti daha önceden belirlenen bir tarihte
satması ve söz konusu menkul kıymetleri önceden belirlenen bir fiyattan ileri
bir tarihte geri satın almak üzere anlaşma yapmasıdır. Repo işlemini yapan
taraf, parayı kullanan taraf olmakta ve geri alım taahhüdü ile menkul kıymetin
satımını yapmaktadır. Bu nedenle, repo işlemini yapan finansal kuruluş, repo yaptığı
miktar kadar menkul kıymeti (hazine bonosunu) kasasında likit bir halde
tutmalıdır.
Repo
işlemi sayesinde kurumsal yatırımcılar (ticarî işletmeler) ve bireysel
yatırımcılar kısa süreli nakit fazlalarını değerlendirme imkânı bulmaktadırlar.
Diğer yandan, repo işlemi sayesinde kısa vadeli fonların para piyasasına plase
edilmesi sağlanarak malî piyasaların, bu arada ülkedeki sermaye piyasasının,
gelişmesinde repo işlemleri önemli bir rol oynamaktadır.
Malî piyasalarda yapılan repo işlemlerinin çeşitli türleri bulunmaktadır. En önemli repo türleri, düz repo, ters repo, gecelik repo, vadeye kadar repo ve esnek repodur. Bu repo türleri içerisinde piyasada en çok yapılanı düz repo ve ters repodur. Düz repo işlemlerinin mahiyetini yukarıda açıklamıştık. Ters repo (Reverse…