Yazar: Ahmet EROL*
I-
GİRİŞ
Türkiye’nin en tarihi kurumlarından
birisi olan “Muhakemat Müdürlüğü” çatısı
altında görev yapan Hazine Avukatları, hemen tüm devlet kurumlarının savunmanlığını
yapmaktadır. 10.07.2018 tarihli ve 30474
sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 1 No.lu Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 220. maddesi uyarınca, devlet veya devlet
kurumları aleyhine açılan tüm davalarda savunma avukatlığı hizmetleri Hazine
Avukatları tarafından yerine getirilir.
Devlet lehine sonlanan davalarda mahkeme tarafından Hazine Avukatlarına
ödenmek üzere bir vekâlet ücretine hükmedilir.
Kamu adına görev yapan ve Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın kadrolu
çalışanları durumunda olan Hazine Avukatları, yaptıkları görev karşılığında her
memur gibi bir maaş almaktadırlar.
Aslında
vatandaşlar veya tüzel kişiler tarafından kamu aleyhine açılan davalarda adalet
hizmetlerine etkin şekilde erişimi sağlamak için dava harçlarının alınmaması ve
davanın kamu lehine sonlanması halinde de avukat-ı vakâlet ücretine
mahkemelerce hükmedilmemesi yararlı bir uygulama olurdu. Vatandaşlar zaten tam kamusal hizmet
niteliğinde olan adalet hizmetlerini ödedikleri vergilerle desteklemektedirler. Dolayısıyla bu kapsamda adalet hizmetlerine
erişimin sonuna kadar bedelsiz olması tam kamusal hizmet kuramının zorunlu bir
gereğidir.
Var olan uygulamalar çerçevesinde devlet ile vatandaşlar arasında görülen davalarda dava vatandaş aleyhine sonlandığında hakim tarafından avukat-ı vekâlet ücretine hükmedilmekte ve vatandaş bu parayı ilgili Hazine Avukatı birimine yatırmaktadır. Toplanan bu avukat-ı vekâlet ücretleri bir havuzda toplanmakta ve o kurumda görev yapan Hazine Avukatları arasında paylaştırılmaktadır. Dağıtılan bu ücretler 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu (GVK) hükümleri çerçevesinde vergilendirilmektedir.
II- KONU
Devlet ile vatandaşlar arasında görülen
davalarda dava vatandaş aleyhine sonlandığında hakim tarafından avukat-ı
vekâlet ücretine hükmedilmekte ve vatandaş bu parayı ilgili Hazine Avukatı
birimine yatırmaktadır. Toplanan bu avukat-ı
vekâlet ücretleri bir havuzda toplanmakta ve o kurumda görev yapan Hazine
Avukatları arasında paylaştırılmaktadır.
Dağıtılan bu ücretler 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu (GVK) hükümleri
çerçevesinde vergilendirilmektedir. Söz
konusu ücretlerin vergilendirilmesi yazımızın konusu oluşturmaktadır.
III- KONUYA İLİŞKİN ANALİZ VE
DEĞERLENDİRMELER
A-
HAZİNE AVUKATLIĞI MESLEĞİ
Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat
Genel Müdürlüğü teşkilatına ait ilk yazılı belge; 27 Eylül 1302 (1886) tarihli
Maliye Nezaretine Merbut Hukuk Müşavirleriyle Dava Vekillerine Dair Talimattır.
İstanbul’da Maliye Nezareti Hukuk
Müşavirlerince takip edilen Hazine davalarının defterdarlığa devredilmesi
sonucunda İstanbul Muhakemat Müdürlüğü kurulmuştur.
İstanbul Muhakemat Müdürlüğüne ait
görev ve yetkiler, 13.06.1933 tarih, 2265 sayılı 1452 Numaralı Kanunu Merbut 2
Numaralı Cetvelin Maliye Teşkilatına Ait Kısmının Tadili ve Bir Kısım
Vazifelerin Sureti İfası Hakkında Kanun’un 11 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
05.07.1934 tarih, 2573 sayılı Devlet
Davalarını Takibe Memur Avukatlar Hakkında Kanun ile bütün Devlet davalarının
takibi Maliye Bakanlığı’na devredilmiş ve bilahare Ankara ve İzmir’de de Muhakemat
Müdürlüğü kurulmuştur.
İhtilafların artması ve ülke genelinde yaygınlaşması sonucunda Ankara, İstanbul ve İzmir’de kurulmuş bulunan teşkilatın genişletilmesi gereği doğmuştur. Bu nedenle merkez ve taşra teşkilatını da kapsayacak şekilde yeni bir düzenleme yapılarak 08.01.1943 tarihli ve 4353 sayılı “Maliye Vekâleti Baş Hukuk Müşavirliğinin ve Muhakemat Umum Müdürlüğünün Vazifelerine, Devlet Davalarının Takibi Usullerine ve Merkez ve Vilayetler Kadrolarında Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair Kanun” yürürlüğe girmiş ve bu Kanun ile Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü kurulmu…