Kooperatife Ait Gayrimenkulün Kiralanması İşleminin Gelir, Kurumlar ve Katma Değer Vergisi Karşısındaki Durumu (E-Yaklaşım)

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Yazar: Mehmet YÜCEL*

E-Yaklaşım / Ocak 2022 / Sayı: 349

I- GİRİŞ

Kooperatifler, kamu ve özel sektör kuruluşları yanında birçok ülkede üçüncü sektör olarak kabul edilmektedir. Sosyal ekonominin önemli bir unsuru olan kooperatifler, birçok ülkede olduğu gibi ülkemiz ekonomisinde de önemli fonksiyonlar üstlenmişlerdir. Kooperatifin tanımı, 1969 yılında yürürlüğe giren 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu([1]) ve söz konusu Kanunda 2004 yılında 5146 sayılı Kanunla([2]) yapılan değişiklik ile şu şekilde yapılmıştır: “Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet sureti ile sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklardır.”

Söz konusu Kanun’un 9. maddesinde kamu ve özel hukuk tüzel kişilerin de kooperatif kurucusu olabileceği belirtilmiştir([3]). Bundan sonra özel şirketlerin de kooperatif kurucusu ve ortağı olabileceği kanun ile belirlenmiştir. Böylelikle bir kişi birliği olan kooperatifçilik terimi, şirketlerle şahısların bir arada olabileceği yeni bir kimlik kazanmıştır.

Kooperatifler, kar amacı gütmeyen kuruluşlar olarak ekonomik faaliyetlerini sürdüren, özel yapıya sahip ekonomik ve sosyal amaçlı kuruluşlardır. Bu itibarla, kooperatiflerin, hangi şekillerde vergilendirileceği, vergi muafiyetlerinden ve istisnalardan ne şekilde yararlanacağı ve bunların sınırlarının ne olacağı önem kazanmaktadır.

II- FAALİYET TÜRLERİNE VE HUKUKSAL DÜZENLEMELERE GÖRE KOOPERATİFLER

Türkiye’de kooperatifleri faaliyet türlerine ve hukuksal düzenlemelere göre iki ana başlık altında sınıflandırarak incelemek mümkündür. Ancak kooperatiflerin faaliyet alanlarına göre yapılan sınıflandırma pratikte en çok görülen sınıflandırma şeklidir. Bu çerçevede faaliyet türlerine göre kooperatifler beş grup altında değerlendirilebilir([4]).

Bunlar; üretim kooperatifleri, tüketim kooperatifleri, kredi kooperatifleri, yapı ve işyeri kooperatifleri ile diğer kooperatiflerdir. Öte yandan hukuksal düzenlemelere göre kooperatifleri; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na tabi olan kooperatifler ve diğer özel kooperatif kanunlarına tabi olan kooperatifler olmak üzere ikili bir ayırıma tabi tutmak mümkündür.

III- KOOPERATİFLERİN VERGİ KANUNLARI KARSISINDAKİ DURUMU

A- KURUMLAR VERGİSİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRME

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun([5]) 1. maddesinde kurum kazancının, gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından oluşacağı ve…

Görüntülenme Sayısı