Vergi İcra Hukuku Uygulamasında 6183 Sayılı Kanun’un 79. Madde Hükmüne Göre Haciz Uygulamaları

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Yazar: Nazlı Gaye ALPASLAN*

Yaklaşım / Ocak 2022 / Sayı: 349

I- GİRİŞ

Bilindiği gibi, 6183 sayılı AATUHK’nın 62. maddesinde; borçlunun mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince tespit olunan borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarının tahsil dairesince hacz olunacağı; 79. maddesinde de, hamiline yazılı olmayan veya cirosu kabil senede dayanmayan alacaklar ile, maaş, ücret, kira vesaire gibi her türlü hakların ve fiilen zabıt tanzimi suretiyle haczi kabul olmayan üçüncü şahıslardaki menkul malların haczinin, borçlu veya zilyed olan veyahut alacak ve hakları ödemesi gereken hakiki, hükmi şahıslara, kurumlara haciz keyfiyetinin tebliği suretiyle yapılacağı; borçlunun, alacağı veya üçüncü şahıstaki bir malı haczedilip de üçüncü şahıs, borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden evvel borç ödenmiş veya mal istihlak edilmiş yahut kusuru olmaksızın telef olmuş veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddia ise keyfiyeti, haczin kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde tahsil dairesine yazılı beyanla bildirmeye mecbur olduğu; bildirmediği takdirde mal elinde ve borç zimmetinde sayılıp, hakkında bu Kanun’un hükümlerinin uygulanacağı; 55. maddesinde ise, amme alacağının vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir “ödeme emri” ile tebliğ olunacağı hüküm altına alınmıştır(1).

II- AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN’A GÖRE 3. ŞAHISLAR NEZDİNDEKİ HACİZ UYGULAMALARI

Anılan 79. madde, 6183 sayılı Kanun’un kamu alacağının cebren tahsili ile ilgili ikinci kısmının menkul malların haczi ve satışı ile ilgili ikinci bölümünde düzenlenmiştir. Madde, kamu borçlusunun üçüncü kişilerde bulunan menkul mal, hak ve alacakların haczi için, cebren tahsil ve takip esaslarını düzenleyen birinci bölümde öngörülen haciz yönteminden farklı bir yöntem öngörmektedir.

Bu yönteme göre; haciz, borçlu veya zilyed olan veyahut alacak ve hakları ödemesi gereken hakiki ve hükmü şahıslarla kurumlara haciz keyfiyetinin tebliği suretiyle yapılmaktadır. Ancak, bu tebligat, haczin hukuki sonuç doğurabilmesi; başka anlatımla, alacaklı tahsil dairesinin hacizden sonraki işlemlere girişebilmesi için yeterli değildir. Bunun için, kendisine tebligat yapılan kişi ya da kurumun, tebliğden itibaren “yedi gün” içinde borcu olmadığını, malın yedinde bulunmadığını, haczin tebliğinden önce borcu ödenmiş veya mal istihlak edilmiş ya da kusuru olmaksızın telef olmuş veyahut alacaklının emrettiği yere verilmiş olduğunu alacaklı tahsil dairesine bildirmemiş olması gerekir. Yani; kanun koyucu, kendisine haciz bildirimi tebliğ olunan kişi ya da kuruma, yedi gün içinde sözü edilen birimi yaparak, takipten kurtulma olanağı tanımaktadır. Bu bildirim yapıldığında, alacaklı tahsil dairesinin, üçüncü kişi aleyhine kamu gücü kullanması mümkün olmaz. Bu durumda, üçüncü kişide kamu borçlusuna ait mal, hak ve alacak bulunduğu inancında olan idarenin, bu kişiyi, Adli Yargı yerlerinde özel hukuk hükümlerine göre açacağı davalar ile takipten başka bir imkânı mevcut değildir.

Buna karşılık; yedi gün içinde açıklanan biçimde bildirim yapılmış olursa, kanuna göre, haciz bildiriminde yazılı mal veya borç kendisine bildirim yapılan üçüncü kişinin elinde veya zimmetinde sayılır ve hakkında, 6183 sayılı Kanun hükümleri uygulanır(2).

Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haczin bildirilmesinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibariyle amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. Menfi tespit davası açılması halinde mahkemece bu kanunun 10. maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir. Teminat, alacaklı tahsil dairesine verilir ve haciz varakasına dayanılarak haczedilir. Taraflar arasında teminata ilişkin olarak çıkan anlaşmazlıklar, takip işlemlerinin durdurulması hakkında kararı veren mahkeme tarafından çözümlenir. Davasında haksız çıkan üçüncü şahıs aleyhine, haksız &ccedil…

Görüntülenme Sayısı