Yazar: Mustafa ÇOLAK*
E-Yaklaşım / Haziran 2024 / Sayı: 378
I- GİRİŞ
Vergi ödevinin mükelleflerce tam ve zamanında yerine getirilmesi, Anayasal bir zorunluluktur. Buna mukabil devletin, vergi mükelleflerinin vergi ödevlerini yerine getirme süreçlerinde, gerekli hukuki düzenlemelerle hak ve menfaatlerini korumaya yönelik tedbirleri alması da diğer önemli bir yönünü oluşturmaktadır.
Öyle ki vergi kanunlarında bir yandan ödev ve sorumluluklar düzenlenirken devletin de bu süreçte takip etmesi gereken ödev ve sorumlulukları da aynı şekilde bu dengeye özgü olarak düzenlenmiştir.
Bu düzenlemelerden en önemlilerinden birini, mükelleflerin şahıslarına ve işletmelerine ait gizli kalması gereken bilgilerin korunması, yayılmasının engellenmesi, başkalarının çıkarına kullanımlarına yasak getirilmesi ve olası kişisel ve ticari itibar kayıplarının önlenmesi amaçlanmıştır.
Vergi mahremiyeti ve bu mahremiyetinin korunması şeklinde vergi genel hukukunda 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile kamu icra hukukunda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunda düzenlenmiş müessesesinin genel esaslarına izleyen kısımda yer verilmiştir.
II- VERGİ MAHREMİYETİNİ İHLAL SUÇU
A- VERGİ USUL HUKUKUNDA VERGİ MAHREMİYETİNİ İHLAL SUÇU
- Suçun Genel Unsurları
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 5. maddesine göre, aşağıda yazılı kimseler görevleri dolayısıyla, mükellefin ve mükellefle ilgili kimselerin şahıslarına, muamele ve hesap durumlarına, işlerine, işletmelerine, servetlerine veya mesleklerine ilişkin olmak üzere öğrendikleri sırları veya gizli kalması lazım gelen diğer hususları ifşa edemezler ve kendilerinin veya üçüncü şahısların nef’ine (çıkarına) kullanamazlar.
- Vergi muameleleri ve incelemeleri ile uğraşan memurlar,
Vergi tarh, tebliğ, tahakkuk ve tahsil süreçlerinde yer alan taşra ve merkezi idare ölçeğinde görevli her düzeydeki vergi personeli ile vergi incelemelerini yapmakla görev ve yetkilendirilmiş personel bu kapsamda mütalaa edilmektedir.
- Vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştay’da görevli olanlar,
Vergi ile ilgili yargılama süreçlerini yürüten ilk derece mahkemeleri ile Kanun yolu başvuru mahkemelerinin, mükellefe yönelik edindikleri bilgiler dolayısı ile de gerek yargısal gerekse idari yönetim düzeyinde görevli personel kapsamda yer almaktadır.