E-Yaklaşım / Kasım 2024 / Sayı: 383
I- GİRİŞ
Vakıflar, gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal topluluklarıdır. Vakfın en önemli özelliği bir mal topluluğu olmasıdır, bu noktada kişi topluluğu olan dernekten ayrılır. Belirli bir amaca özgülenecek malvarlığı yeterli değil ise veya gelecekte bu şekilde sürdürülmesinin zor olacağı düşünülüyor ise veya kişi topluluğuna ilişkin düzenlemeler, kurulacak yapının çalışması için daha elverişli koşullar oluşturacak ise örgütlenmenin dernek şeklinde yapılması daha yerinde olacaktır.
Bu çalışmada, vakıflar tarafından düzenlenen festivallerde verilen para ödülleri ödenirken gelir vergisi veya veraset ve intikal vergisi yönünden kesinti yapılıp yapılmayacağı konusu işlenmiştir.
II- VAKFIN DÜZENLEDİĞİ FESTİVALDE VERİLEN PARA ÖDÜLLERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ
Vakıf, ancak yeterli malvarlığı değerinin belirli ve sürekli bir amaca özgülenmesiyle kurulabilir. Vakıf gerçek veya tüzel kişi tarafından kurulabilir. Yeni vakıf kurma iradesi, noterde düzenleme şeklinde hazırlanan resmi senetle veya ölüme bağlı tasarrufla açıklanır. Vakıf senedi noterde düzenleme şeklinde hazırlandıktan sonra veya ölüme bağlı kuruluyor ise ölüme bağlı tasarruf açıldıktan sonra mahkemeye başvurulması gerekir. Vakıf ancak mahkemenin vakfın tesciline karar vermesi ile kurulur.
Vakfın kuruluşu izne bağlı değildir; vakıf kurma özgürlüğünün dayanağı Anayasa’dır. Derneklerden farklı olarak vakıflar resmi makamlara başvuru olmadan kurulamaz. Vakfın kurulması için gerekli şartların oluşup oluşmadığı mahkemelerce denetlenir. Vakıf, kuruluş şartlarının mevcut olduğunun tespiti hâlinde mahkeme nezdinde tutulan sicile tescil ile tüzel kişilik kazanır. Mahkemelerin yetkisi kuruluş şartlarının mevcut olup olmadığının tespitinden ibarettir. Vakfın kuruluşu için gerekli şartlar yerine getirilmişse mahkemenin kuruluşa izin vermemek gibi bir yetkisi bulunmamaktadır, aksi yönde bir karara karşı kanun yolu açıktır. Gerçek ve tüzel kişiler vakıf kurabilir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun “Teşvik ikramiye ve mükafatları” başlıklı 29. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, ilim ve fenni, güzel sanatları, tarımı, hayvan yetiştirilmesini ve memleket bakımından faydalı olan diğer işleri ve faaliyetleri teşvik maksadıyla verilen ikramiye ve mükafatların gelir vergisinden müstesna olduğu hükmüne yer verilmiş olup, bu istisna hükmünün uygulanabilmesi için, ödemenin maddede belirtilen iş ve faaliyetleri teşvik amacıyla ve memleket çapında önemi haiz bir çalışma sonucu yapılmış olması gerekmektedir.
Aynı Kanun’un “Vergi Tevkifatı” başlıklı 94. maddesinde, “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar…
2. Yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemelerden (Noterlere serbest meslek faaliyetlerinden dolayı yapılan ödemeler hariç);
a) 18. madde kapsamına giren serbest meslek işleri dolayısıyla yapılan ödemelerden, (2009/14592 sayılı B.K.K. ile % 17)
b) Diğerlerinden, (2009/14592 sayılı B.K.K. ile %20.)