E-Yaklaşım / Ağustos 2024 / Sayı: 380
I- GİRİŞ
Ticaret şirketlerinin birleşmesi, iki veya daha fazla şirketinin birbirleriyle birleşerek yeni bir şirketi kurmaları veya bir yahut daha fazla ticaret şirketinin mevcut diğer bir ticaret şirketine katılması olarak tanımlanmaktadır. Ticari yaşamda şirket birleşmelerinin çeşitli nedenleri bulunmaktadır. Ticaret şirketleri bazen belirli bir amacın gerçekleştirilmesi bakımından yeterli büyüklüğe sahip olmayabilir ve birleşme bu amacın gerçekleştirilmesinde bir çözüm yolu olarak düşünülebilir. Bazen ana faaliyet konusu dışında kalan faaliyetlerin ayrı bir şirket vasıtasıyla yürütülmesi gerekli olabileceği gibi, bir ticaret şirketi farklı faaliyetleri gerçekleştirecek iki veya daha fazla şirkete bölünebilir. Yine bazı hallerde mevcut hukuki yapı, amacın gerçekleştirilmesi bakımından avantajlı olmayabilir. Bu gibi durumlarda birleşme tercihi, ticaret şirketlerine avantajlı durumlar sağlar.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 140. maddesinin, devralan şirketin devrolunan şirketin intifa senedi sahiplerine eş değerli haklar tanımasını ya da intifa senetlerinin birleşme sözleşmesinin yapıldığı tarihteki gerçek değerleri ile satın alınmasını zorunlu kılması nedeniyle devrolan şirketin üçüncü kişilere verdiği intifa senetlerinin satın alınıp karşılığında satın alma bedelinin ödenmesi halinde bu bedellerin kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılıp yapılamayacağı, makalemize konu edilmiştir.
II- TİCARET ŞİRKETLERİNİN BİRLEŞMESİ
Ticaret şirketlerinin birleşmesine ilişkin yasal düzenlemeler, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda yer almaktadır. Şirketlerin birleşme işleminde devralan ve devreden olmak üzere en az iki şirketin bulunması gerekir. Şahıs şirketleri, şahıs şirketleriyle; sermaye şirketleri ve kooperatifler, sermaye şirketi veya kooperatiflerle birleşebilir. Bunlar geçerli birleşme halleri olup, 6102 sayılı Kanun’un izin verdiği hallerin dışında birleşme olanağı yoktur.
Birleşme, devrolunan şirketin malvarlığı karşılığında, bir değişim oranına göre devralan şirketin paylarının, devrolunan şirketin ortaklarınca kendiliğinden iktisap edilmesiyle gerçekleşir. Birleşmeye katılan şirketler birleşme sözleşmesinde, sadece ayrılma akçesinin verilmesini öngörebilirler. Esasında bu husus, devrolunan şirketin malvarlığının kendiliğinden geçişini, malvarlığının geçişi (intikali) karşılığında devrolunan şirketin ortaklarının bir değiştirme oranına (faktörüne/parametresine) göre devralan şirketin paylarını gene kendiliğinden kazanmalarını düzenlemektedir. Ayrıca böylelikle küllî halefiyet ilkesine yer verilmekte, bunun gibi ortak sıfatının, diğer bir ifadeyle, şirket payının ve malvarlığının devamlılığı ilkelerini vurgulanmakta, son olarak da küllî halefiyetin istisnası olan denkleştirmeyi içermektedir. Öte yandan birleşmeyle, devralan şirket devrolunan şirketin malvarlığını bir bütün hâlinde devralır. Birleşmeyle devrolunan şirket sona erer ve ticaret sicilinden silinir. Böylelikle hem tasfiyesiz sona erme hem de küllî halefiyeti öngörülmüştür. Devralma yolu ile birleşmede, 6102 sayılı Kanunda bulunan malvarlıklarının ayrı yönetimi rejiminin terkedildiğini ve sona erme ile terkinin aynı anda yapılmasına ilişkin yeni bir sistem kurulduğunu vurgulamaktadır. Bu sistem, alacaklıların korunmasına ilişkin yeni konsept ile de bağlantılıdır.
6102 sayılı Kanunda yer alan birleşme ile ilgili düzenlemeler ticari hayata fayda sağlayacak birleşmeleri teşvik edici niteliktedir. Mülga Kanuna nazaran daha anlaşılır ve mevcut problemleri ortadan kaldıran bir anlayışla ele alınan birleşme konusu, ilham aldığı yabancı kaynaklardan esinlenmesinin yanısıra ülke gerçeklerini de göz ardı etmeden günün ihtiyaçlarına göre düzenlenmiştir.
III- BİRLEŞME HALİNDE İNTİFA SENETLERİNİN DURUMU
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 75. maddesinin ikinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, her nevi hisse senetlerinin kâr paylarının (kurucu hisse senetleri ve diğer intifa hisse senetlerine verilen kâr payları ve pay sahiplerine hazırlık dönemi için faiz olarak veya başka adlarla yapılan her türlü ödemeler ile Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan yatırım fonları katılma belgelerine ödenen kâr payları ile konut finansmanı fonlarını temsilen ihraç edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetlere ve varlık finansmanı fonlarını temsilen ihraç edilen varlığa dayalı menkul kıymetlere ödenen faiz, kâr payı veya benzeri gelirler dahil.) menkul sermaye iradı olduğu hükmüne yer verilmiştir.