E-Yaklaşım / Ocak 2024 / Sayı: 373
I- GİRİŞ
Bilindiği gibi 696 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname 24 Aralık 2017 Tarihli ve 30280 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştı. 696 sayılı KHK’nın 127.maddesi ile 375 sayılı KHK’ye Geçici 23. madde ilave edilmiştir. Kamu taşeron işçilerinin ilgili kamu kurumlarında sürekli işçi kadrosuna alınması bu madde ile düzenlenmişti. İl özel idareleri ve belediyeler ile bağlı kuruluşlarında çalıştırılan taşeron işçilerinin “kadroya” alınması ile ilgili düzenleme ise 375 sayılı KHK’nın Geçici 24. maddesidir.
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu, 2018’de taşeron işçilerin feragat dilekçesi alınarak sürekli işçi kadrosuna alınması nedeniyle, bu kişilerin sözleşmelerinin feshinde ve emekliliklerinde ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin alacaklarının nasıl hesaplanması gerektiği konusunda farklı kararlar bulunması nedeniyle Yargıtay’dan uyuşmazlığın giderilmesini istemişti: Ankara ve Samsun’daki bölge adliye mahkemesi dairelerinin konuyla ilgili açılan davalarda taşeron çalışma dönemini kabul ederek tazminat ve izin alacaklarının hesaplanması, Bursa’daki ilgili dairenin ise aksi yönde karar verdiği, uyuşmazlığa konu davaların miktarları nedeniyle temyiz edilemez olduğundan kararların Yargıtay’a gitmeden kesinleştiği ifade edildi.
İstemi inceleyen Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 17.01.2023 tarih ve E. 2023/159, K. 2023/610 sayılı kararıyla, kamu kurum ve kuruluşlarınca işçiye ödenecek ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin alacağı bakımından taşeronluk döneminin de dikkate alınması gerektiğine hükmetmiştir. Makalemizde bu karar esas alınacaktır.
II- KADROYA GEÇEN İŞÇİLERİN ÖNCEKİ KIDEMLERİ
Sorunun Nedeni
375 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçişten önceki dönem yönünden sürekli işçi kadrosuna geçiş sırasında düzenlenen “sulh sözleşmesi” ve “feragat beyanı”nın feshe ve iş sözleşmesinin sona ermesine bağlı alacaklar bakımından geçerli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yargıtay’ın Konuyla İlgili Geçmişteki İlkesel Kararları
Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 14.12.2021 tarihli ve E. 2021/12055, K.2021/16455 sayılı Bölge Adliye Mahkemeleri arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin kararının ilgili bölümü şu şekildedir: “…henüz doğmamış bir haktan feragat edilemeyeceğine, bu halde feragat sebebiyle davanın reddine ilişkin kararın kesin hüküm etkisi doğurmayacağına, işçinin iş sözleşmesi devam ettiğinden, feshe bağlı alacakların belirlenmesinde işçinin işyerindeki toplam çalışma süresine göre değerlendirme yapılması gerektiğine…”
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.06.2020 tarihli ve E.2016/22-1705, K.2020/484 sayılı kararının ilgili bölümü şu şekildedir: “Tüm dosya kapsamı ile davacının, işe iade davasından değil alacak hakkından feragat ettiğini ve bu şekilde davalı işvereni ibra ettiğini beyan etmesi ve özellikle 4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. maddesinin 6. fıkrasında da yasal sürenin başlayabilmesi için açıkça mahkeme kararının kesinleşmesi şartının aranması dikkate alındığında, iş sözleşmesi devam eden işçiden alınan ibraname ve feragatnamenin geçersiz olduğu, henüz doğmamış alacak hakkından da feragatin geçerli kabul edilemeyeceği kanaatine varılmıştır…”
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.02.2018 tarihli ve 2017/8-1673 Esas, 2018/251 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “…Ancak bunun dışında genel kural olarak uygulama olanağını bulan “doğmamış haktan feragat” ilkesi tüm Hukuk Dairelerince uygulanagelen bir olgudur.
Doğmamış haktan feragat olmaz evrensel hukuk ilkesine ilişkin örnek kararlardan bazıları şöyledir.
“Doğmamış haktan peşinen vazgeçilemeyeceği yolundaki evrensel hukuk ilkesi gözden kaçırılarak, davacının borç miktarına itiraz etmeyeceği ve dava açamayacağına dair beyanına dayanılmak suretiyle sonradan çıkarılan borca karşı dava hakkından feragat ettiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.” (11. HD. 14.10.1997 tarih E.1997/4264, K.1997/7002 )
“Taraflar arasındaki sözleşmede her ne kadar cezai şartın fahiş olmadığına ilişkin hüküm bulunduğu iddia edilmiş ise de doğmamış haktan feragat edilemeyeceğinden bu husus araştırılmalıdır. Mahkemece hükmedilen cezai şartın fahiş olup olmadığı tartışılmalı, şayet fahiş görülür ise indirilecek miktar belirlenip sonucuna uygun bir karar verilmelidir.” (13 HD.11.10.2004 tarih E.2004/6611, K.2004/14120).
“Kadastro komisyonu tarafından karar verilmedikçe 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Geçici 5. maddesi gereğince doğrudan Kadastro Mahkemesi’ne dava açılması mümkün değildir. Davacı, yasal prosedüre uygun dava açmadığını öğrenince, erken açtığı davayı yürütmek istememiş ve davadan feragat etmiştir. Doğmayan bir haktan feragat hukuken sonuç doğurmaz” (HGK.31.03.1993 tarih ve E.1992/16-759, K.1993/132).
“23.05.1966 tarih ve 1966/3 E. 1966/5 sayılı Yargıtay İçti…