Yazarlar: Ümit BOZKURT*
Fatma KARA**
I- GİRİŞ
Global dünyada
yaşanan gelişmelere eşanlı olarak, Türkiye’de de elektronik iletişim araçları
aracılığıyla sağlanan iletişim süratle yaygınlaşmıştır. Bunların başında
kamuoyunda “sosyal medya” olarak da
anılan ve internet ortamında faaliyet gösteren sosyal paylaşım ağları geliyor.
Günümüzde pek çok kişi ve kurum hedef kitlelere sosyal paylaşım ağları
aracılığıyla ulaşıyor ve mesajlarını bu yollarla iletmeyi tercih ediyorlar. Bu
gelişmelerin sonucu olarak, internet ortamındaki sosyal paylaşım ağları ile
gerek sosyal amaçlı kullanılan gerekse günlük hayatı kolaylaştıran ve akıllı
telefon veya tablet gibi mobil cihazlar için geliştirilen uygulamalar, önemli
bir kazanç kaynağı haline gelmiştir. Bu kazancı elde eden sosyal medya içerik
üreticilerinin ve mobil cihazlar için uygulama geliştiriciliğinin vergilendirilmesi
meselesi uzun bir süredir vergi camiasında tartışılıyordu.
Teknolojide yaşanan hızlı gelişmelerin
hukuka yansıması özellikle de vergi hukukuna yansımasının maalesef ki geç
olabilmektedir. Yapmış olduğumuz çalışmanın asıl amacı Youtube kanallarında
içerik paylaşarak, Instagram, Twitter gibi platformlarda ürün tanıtımı yaparak
veya diğer sanal ortamlarda reklam gelirlerinden pay alarak, bir sosyal medya
hesabını, bir internet sitesini satarak, oyun platformlarında oyun içi ürünleri
alıp satarak kazanç elde edenlerin vergisel durumlarını, yapmaları gerekenleri,
haklarını, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun Mükerrer 20/B maddesi ve bu
maddeye dayalı olarak hazırlanan Gelir Vergisi Genel Tebliğ Taslağı (Seri
No:318) ile birlikte değerlendirmeye çalışacağız.
Sanal ortamlarda çok kolay hesap
açılabilmekte ve bu hesaplar üzerinden kazanç elde edilebilmektedir. Dijital
yoldan gelir elde etmek hiçte sanıldığı kadar zor bir mesele değildir.
Dolayısıyla ticaretin gerçek ya da sanal ortamda yapıldığı fark etmeksizin, Kanunlarımıza
göre ticaret yoluyla edinilen kazançtan vergi verilmesi zorunludur. Bir kişi
internette ister kendi sayfasına reklam alsın, isterse video çekerek ya da
tweetler atarak gelir elde etsin, devamlılık arz eden bir faaliyet varsa ortada
bir kazanç var demektir. Bu kazancın vergisinin ödenmesi gerekir. Sanal
ortamlar günümüzde, aynı zamanda artık bir dijital işyeridir ve sitede yer alan
sayfalar da dijital alanlardır. Bu durum 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda 156. maddede
ihdas edilen işyeri tabirinin değişmesine neden olmuştur.
Vergi kanunlarında sosyal veya
ekonomik bir takım hedeflerle, bazı kazançların veya işlemlerin vergiden
istisna kılınması veya bazı kişilerin vergilendirme dışı bırakılması yoluna
gidilmiştir. Tebliğde belirlenen içerik üreticileri, internet ortamındaki
sosyal ağ sağlayıcıları üzerinden metin, görüntü, ses, video gibi içerikler
paylaşanlar olarak tanımlanıyor. Mobil uygulama geliştiricileri ise akıllı
telefon veya tablet gibi mobil cihazlar için uygulama geliştirenler olarak
tanımlanıyor.
Bu gelirleri
elde etmek için çoğu durumda bir organizasyona gerek olmadığı için, bu
faaliyetlerden çok az sayılacak tutarlarda gelir elde edilmesi de mümkündür.
Söz konusu vergi düzenlemeleri gerçekleşmeden önce, vergi idaresi mevzuat
gereği çok düşük tutarlarda gelir elde edenlerden de ticari kazanç kapsamında
vergilendirilmesi gerekiyordu. Üstelik bu durumdakiler vergi incelmesi
nedeniyle cari ve geçmiş dönemlere yönelik inceleme ve cezalı tarhiyatla karşı
karşıya kalmışlardır.
14.10.2021
tarihli ve 7338 sayılı Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 31.12.1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir
Vergisi Kanunu’na eklenen mükerrer 20/B maddesi ve bu maddeye dayalı olarak
hazırlanan Gelir Vergisi Genel Tebliğ Taslağı (Seri No:318) yukarıda bahsetmiş
olduğumuz vergi uygulamalarının yansıması olmuştur. Yapmış olduğumuz bu
çalışmada bu uygulamanın usul ve esaslarını açıklamaya çalışacağız.