Sigortacının Rizikoyu Taşıma Yükümlülüğü ve Dürüstlük İlkesi

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

 

Yazar: Salih ÇALAL*

 

E-Yaklaşım / Şubat 2025 / Sayı: 386

 

 

I- GİRİŞ

 

Bilindiği üzere sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur. Bu durumun bir kimseden dürüst bir insan olarak beklenen davranışı ifade eden dürüstlük kuralı ile örtüşmesi gerekmektedir. Öte yandan, sigortacılık sektöründe riziko kavramı genel risk algısının yanı sıra kalıplaşmış bir durumu ifade eder. Gerçekleşmesi durumunda sigortalının zarara uğrayacağı ve sigorta şirketinden maddi olarak tazminat talep edeceği durum sigortacılık dilinde riziko olarak adlandırılır. Sigortalı, rizikonun gerçekleşmesi ihtimalini sigorta şirketine devrederek riskleri onun üstlenmesini sağlamış olur. Üstlenmiş olduğu rizikoya karşılık olarak sigorta şirketi sigortalıdan prim tahsilatı yapar.

 

Genel olarak sigorta hukuku ve özelinde sigorta sözleşmesi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda düzenlenmiştir. Buna göre sigortanın kapsamı ve sigortacıların sorumlulukları bu düzenleme içerisinde yer almaktadır. Yeni başlayan bir sigortada öngörülen rizikonun yaşanması halinde prim ödenmesi ve rizikonun bilinmesi durumlarında dürüstlük ilkesine uygun davranışın varlığı aranmaktadır.

 

II- SİGORTACININ RİZİKOYU TAŞIMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ VE DÜRÜSTLÜK İLKESİ

 

6102 sayılı Kanun’un 1401/1. maddesinde; “Sigorta sözleşmesi, sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmedir” şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanım çerçevesinde, sigorta sözleşmesinin tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olduğu, sigortacının asli ediminin rizikoyu taşıma (himaye sağlama) borcu iken sigorta ettirenin asli edimini ise prim ödeme borcu oluşturduğu sonucuna ulaşılmaktadır.

 

Bir kişi, diğer bir kişi adına onu temsilen sigorta sözleşmesi yapabilir. Buna göre temsilci sigorta ettirenin adına ve hesabına hareket ettiği için sigorta sözleşmesi doğrudan temsil yoluyla akdedilmiş olur. Sigorta sözleşmesinin kurulmasına ilişkin 6102 sayılı Kanunda herhangi bir şekil şartının öngörülmemesi, öneri ve kabulün de herhangi bir şekle tâbi olmayacağı anlamına gelmektedir. Sigorta sözleşmesi sigorta ettirenin yaptığı önerinin sigortacı tarafından (örneğin sigorta poliçesinin sigorta ettirene ulaştırılması yoluyla örtülü olarak) kabul edilmesiyle veya sigortacının (örneğin sigorta poliçesinin taslağının sigorta ettirene ulaştırılmasıyla) yaptığı önerinin sigorta ettiren tarafından (mesela ilk primin ödenmesiyle örtülü olarak) kabul edilmesiyle kurulmuş olabilir.

 

1409. madde uyarınca, sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumludur.

 

6102 sayılı Kanun’un 1430. maddesinde sigorta ettirenin prim ödeme borcu; “Sigorta ettiren, sözleşmeyle kararlaştırılan primi ödemekle yükümlüdür. Aksine sözleşme yoksa sigorta primi peşin ödenir”, 1431. maddesinde prim ödeme zamanı; “Sigorta priminin tamamının, taksitle ödenmesi kararlaştırılmışsa ilk taksitin, sözleşme yapılır yapılmaz ve poliçenin teslimi karşılığında ödenmesi gerekir. Karada ve denizde eşya taşıma işlerine ilişkin sigortalarda sigorta primi, poliçe henüz düzenlenmemiş olsa bile, sözleşmenin yapıldığı anda ödenir”, 1434. maddesinde prim ödemesinde temerrüdün sonuçları; “(1) 1431. maddeye uygun olarak istenilen sigorta primini ödemeyen sigorta ettiren mütemerrit olur. (2) İlk taksiti veya tamamı bir defada ödenmesi gereken prim, zamanında ödenmemişse, sigortacı, ödeme yapılmadığı sürece, sözleşmeden üç ay içinde cayabilir. Bu süre, vadeden başlar. Prim alacağının, muacceliyet gününden itibaren üç ay içinde dava veya takip yoluyla istenmemiş olması hâlinde, sözleşmeden cayılmış olunur” şeklinde düzenlenmiştir.

 

Sigorta sözleşmesi iki tarafın karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları ile kurulacak ise de; 6102 sayılı Kanun’un 1421. maddesi gereğince sigortacının rizikoyu taşıma yükümlülüğü primin veya ilk taksitinin ödenmesi ile başlayacaktır. Bununla birlikte 6102 sayılı Kanun’un 1431. maddesi gereğince sigorta ettirenin prim ödeme borcu ise poliçenin teslim edilmesi anında muaccel hâle gelecektir. Görüldüğü üzere sigorta poliçesinin verilmesinin sigorta sözleşmesinin kurulması üzerinde bir etkisi bulunmamakta, sadece sigorta ettirenin prim ödeme borcunun muaccel olmasını sağlamaktadır. Sigorta ettiren tarafından primin veya ilk taksitinin ödenmesi ile de sigortacının rizikoyu taşıma yükümlülüğü başlamaktadır.

Görüntülenme Sayısı