Yazar: Mehmet FİL*
Yaklaşım / Mayıs 2022 / Sayı: 353
I- GİRİŞ
Ticari defterlere ilişkin hükümlerin yer aldığı iki önemli kanun bulunmaktadır. Bunlar; Vergi Usul Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’dur. Ancak; ticari uyuşmazlıklarda ticari defterlerin delil olarak kullanılması bu kanunlarda değil, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda ticari defterlerin delil olarak kullanılabilmesi için şartlar belirlenmiştir. Ticari defterlere yapılacak kayıtların kanuna uygun olması gerekmektedir. Defter kayıtlarının dayanağı olan yasal belgelerin, eksik veya sahte olması ve bu tür faturaların defterlere kaydedilmesi durumunda ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilip edilemeyeceğini hususu önem arz etmektedir.
Bu makalemizde; sahte belgeye dayalı kayıtların yer aldığı ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilip edilemeyeceği üzerinde durulacaktır.
Muhasebenin dört temel fonksiyonundan biri olan Kaydetme Fonksiyonu, Muhasebenin fonksiyonları arasında en önemlisidir. Kaydetme Fonksiyonu tam anlamıyla gerçekleşmez ise muhasebenin diğer fonksiyonları da amacını yerine getirememektedir. Kaydetme fonksiyonu, mali olayların belgelere dayanarak mevzuata uygun bir şekilde muhasebe defterlerine kaydedilmesini sağlar. Muhasebe defterlerine yapılacak kayıtların kanuna uygun olması gerekmektedir. Defterlere kayıt yapılırken, dikkate alınması gereken iki önemli kanun bulunmaktadır. Bunlar; Vergi Usul Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’dur.
Ticari defterlere ilişkin esas düzenlemeler, Türk Ticaret Kanunu’nda yer almaktadır. Ancak; Türk Ticaret Kanunu’nda ticari defterlerin delil niteliğine ilişkin hükümlerine yer verilmemiş olup; bu hükümler Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda yer almaktadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222/2. maddesine göre; Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
Bu makalemizde; sahte belgeye dayalı kayıtların yer aldığı ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilip edilemeyeceği üzerinde durulacaktır.
II- YASAL MEVZUAT
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 64.maddesine göre;
(1) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.
(2) Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.
(3) Fiziki ortamda tutulan yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defteri ile dördüncü fıkrada sayılan defterlerin açılış onayları, kuruluş sırasında ve kullanılmaya başlanmadan önce noter tarafından yapılır.
………….
(5) (Değişik: 26.06.2012-6335/8 md.) Bu Kanuna tabi gerçek ve tüzel kişiler, 04.01.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun defter tutma ve kayıt zamanıyla ilgili hükümleri ile aynı Kanun’un 175. ve mükerrer 257. maddele…