Yazarlar: Özkan AYKAR*
Serkan KOŞAR**
I- GİRİŞ
Kurumlar vergisinin konusu genel olarak 5520
sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun (KVK) 1. maddesinde “kurum kazancı” olarak belirlenmiş olup, kurumlar vergisi
mükellefleri bir hesap dönemi içinde elde etmiş oldukları kurum kazancı([1])
üzerinden, kurumlar vergisi ödemekle yükümlüdürler. Kurumlar vergisi,
mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı
üzerinden hesaplanmaktadır.
2021 hesap döneminde ilişkin Kurumlar Vergisi
Beyannamesi hazırlanırken, matrahının tespitinde beyanname üzerinde ayrıca
gösterilmek şartıyla, kurum kazancından sırasıyla birtakım indirimler
yapılmaktadır.
Bu yazıda, kurum kazancından indirilecek
giderler, kanunen kabul edilmeyen giderler, zararların mahsubu ve safî kurum
kazancının tespitine yönelik birtakım bilgiler ile uygulamaya ilişkin açıklamalara
yer verilecektir.
II- SAFİ KURUM KAZANCININ TESPİTİ
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 177.
maddesine göre; her türlü ticaret şirketleri ile kurumlar vergisine tabi olan
diğer tüzel kişiler birinci sınıf tüccardır. Birinci sınıf tüccarlar ise Vergi
Usul Kanunu’nun 176. maddesine göre bilanço esasında defter tutmak zorundadır.
Kurum kazancı, bilanço esasında ticari kazancın
tespitine ilişkin hükümlere göre belirlenir. Ancak, ticaret şirketleri
dışındaki kurumlar vergisi mükelleflerinden işlerinin icabı bilanço esasına
göre defter tutmalarına imkân veya lüzum görülmeyenlerin, işletme hesabına göre
defter tutmalarına Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca müsaade edilir.
Kurumlar vergisi, mükelleflerin bir hesap
dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanır. Safî
kurum kazancı, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerine
göre tespit edilir. Kurumların elde ettikleri kazanç ve iratlar, Gelir Vergisi
Kanununda sayılan gelir unsurlarından hangisine girerse girsin ayrım
yapılmaksızın, bir bütün halinde “kurum
kazancı” sayılır.
Kurumlar vergisi mükellefleri için bilanço
esasına göre tespit edilecek olan kurum kazancı, kurumun hesap dönemi sonundaki
öz sermayesi ile hesap dönemi başındaki öz sermayesi arasındaki müspet farktır.
Bu kıyaslama yapılırken, dönem içinde işletmeden çekilen değerler ilave edilir,
dönem içinde işletmeye ilave edilen değerler ise indirilir. Kurum kazancının bu
şekilde tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanunu’nun değerlemeye ait
hükümleri ile Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazancın tespitinde indirilecek
giderlere ilişkin hükümlerine uyulması gerekir.