Safi Kurum Kazancının Tespitinde Dikkat Edilecek Hususlar (E-Yaklaşım)

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Yazarlar: Özkan AYKAR*
                Serkan KOŞAR**

E-Yaklaşım / Nisan 2022 / Sayı: 352

I- GİRİŞ

Kurumlar vergisinin konusu genel olarak 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun (KVK) 1. maddesinde “kurum kazancı” olarak belirlenmiş olup, kurumlar vergisi mükellefleri bir hesap dönemi içinde elde etmiş oldukları kurum kazancı([1]) üzerinden, kurumlar vergisi ödemekle yükümlüdürler. Kurumlar vergisi, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanmaktadır.

2021 hesap döneminde ilişkin Kurumlar Vergisi Beyannamesi hazırlanırken, matrahının tespitinde beyanname üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından sırasıyla birtakım indirimler yapılmaktadır.

Bu yazıda, kurum kazancından indirilecek giderler, kanunen kabul edilmeyen giderler, zararların mahsubu ve safî kurum kazancının tespitine yönelik birtakım bilgiler ile uygulamaya ilişkin açıklamalara yer verilecektir.

II- SAFİ KURUM KAZANCININ TESPİTİ

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 177. maddesine göre; her türlü ticaret şirketleri ile kurumlar vergisine tabi olan diğer tüzel kişiler birinci sınıf tüccardır. Birinci sınıf tüccarlar ise Vergi Usul Kanunu’nun 176. maddesine göre bilanço esasında defter tutmak zorundadır.

Kurum kazancı, bilanço esasında ticari kazancın tespitine ilişkin hükümlere göre belirlenir. Ancak, ticaret şirketleri dışındaki kurumlar vergisi mükelleflerinden işlerinin icabı bilanço esasına göre defter tutmalarına imkân veya lüzum görülmeyenlerin, işletme hesabına göre defter tutmalarına Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca müsaade edilir.

Kurumlar vergisi, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanır. Safî kurum kazancı, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerine göre tespit edilir. Kurumların elde ettikleri kazanç ve iratlar, Gelir Vergisi Kanununda sayılan gelir unsurlarından hangisine girerse girsin ayrım yapılmaksızın, bir bütün halinde “kurum kazancı” sayılır.

Kurumlar vergisi mükellefleri için bilanço esasına göre tespit edilecek olan kurum kazancı, kurumun hesap dönemi sonundaki öz sermayesi ile hesap dönemi başındaki öz sermayesi arasındaki müspet farktır. Bu kıyaslama yapılırken, dönem içinde işletmeden çekilen değerler ilave edilir, dönem içinde işletmeye ilave edilen değerler ise indirilir. Kurum kazancının bu şekilde tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanunu’nun değerlemeye ait hükümleri ile Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazancın tespitinde indirilecek giderlere ilişkin hükümlerine uyulması gerekir.

Görüntülenme Sayısı