Özel Bina İnşaatı ve İhale Konusu İşleri Kapsayan Asgari İşçilik Uygulamasında Son Dönemde Neler Değişti?

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

 

Yazar: Mustafa İTİŞKEN*

 

E-Yaklaşım / Eylül 2024 / Sayı: 381

 

 

I- GİRİŞ

 

Bilindiği gibi, özellikle bazı üretim veya imalat türlerinde işin tamamının ilgili müteahhit, işveren veya üstlenici işveren tarafından yapılması, gerek teknik gerekse de uzmanlık alanı bağlamında mümkün olamamaktadır.

 

Ayrıca, gerek çalışanlar ve gerekse de kamu faydası bakımından bu çağda, herhangi bir işin tekemmülü/tamamlanabilmesi için ne kadar sayıda çalışan olması gerektiğini yaklaşık olarak bilebilmek de mümkün bulunmaktadır.

 

Diğer taraftan, yine bilindiği gibi, özellikle ekonomik anlamda üretilen ve resmi kayıtlarda görünmesine gerek duyulan işlerin çoğunda; tamamlanan alt yapının veya uygulanmakta olan sistemin yasalara uygun olup olmadığının incelenmesinden sonra kullanımları, iş sahipleri veya kullanıcılar adına düzenlenen kullanım izin belgesi veya ruhsat gibi belgelerle sağlanmakta olup, eksik veya ayıplı yapılan işlerin sonradan iş sahiplerine veya (tazmin tutarı kendilerinden alınmak suretiyle) başka iş görenlere tekemmül ettirilebilmesi için de teminat, ihtiyat tutarı vb. gibi tutarlar önceden tahsil edilmektedir.

 

İşte, Kanun kapsamına dahil (özel bina işleri ile ihale konusu işlerde) işlerin, çalıştırılması gereken sayıda sigortalı çalıştırmadan tamamlandığının veya işin eksikli, ayıplı veya sözleşmeye uygun yapılmadığının tespit edilmesi hallerinde, üstelik bir de Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) borçlarının olması, işçi ödemelerinin yapılmaması veya eksikli yapılması hallerinde; bu konularla doğrudan veya dolaylı yönden ilgili bulunan belediyeler veya ihale makamları gibi kamu kuruluşları tarafından, ruhsat, iskan veya yapı oturma izin belgesi olarak tanımlanan belgelerin ilgililere verilmesi veya ihale makamlarınca işverenin hak edişlerinin veya varsa teminatlarının iade edilmesi engellenmekte olup, bir bakıma sıkıntılı sonuçlar doğurması muhtemel olan bu işlerin kullanımlarının yasallık kazanması kamu disiplini ile veya kamu denetimi görevi verilen kurumlar tarafından engellenmektedir.

 

Başka bir anlatımla, ilgili kamu kuruluşları arka planda, kamu menfaati/denetimi için birbirlerinin kayıtlarını karşılıklı olarak görünür kılarak, aralarında dayanışma yapmaları sağlanmakta ve hatta ortaya konan kurallara uyulmaması hallerinde yanlış uygulama yapan yöneticiler ve sorumlu olan görevliler hakkında yasal işlem yapılmak suretiyle bir anlamda kamu disiplini/denetimi sağlanmaktadır.

 

Yapılan işlemler, genel olarak 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun ([1])Asgari işçilik uygulaması ve uzlaşma” başlıklı 85 ve “Prim ve idari para cezası borçlarının hakedişlerden mahsubu, ödenmesi ve ilişiksizlik belgesinin aranması” başlıklı 90. maddeleri ile “Prim ve idari para cezası borçlarının hakedişlerden mahsubu, ödenmesi, ve ilişiksizlik belgesinin aranması Hakkında Yönetmelik”([2]) maddeleri ve Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin([3]) 110, 111, ve 112. maddelerinde mevcut hükümler ve bu maddeler kapsamında uygulamaya konulan diğer yönetmeliklerin hükümleri ile ayrıca, Yasa’nın özüne sadık kalınmak suretiyle yürürlüğe sokulan uygulama genelgeleri ile yürütülmektedir.

 
Görüntülenme Sayısı