Ortaklara Dağıtılan Kâr Paylarının Sonradan Şirkete Sermaye Olarak Konması Nakdi Sermaye İndirimine Engel Midir?

Yazar: Yiğit YILDIZ*

E-Yaklaşım / Temmuz 2024 / Sayı: 379

I- GİRİŞ

7 Nisan 2015 tarihli ve 29319 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6637 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 1 Temmuz 2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, sermaye şirketlerinin nakdi sermaye artışları veya yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı üzerinden hesaplanan faiz tutarının %50’lik kısmı, kurumlar vergisi matrahından indirilebilecektir. Vergisel anlamda önemli bir avantaj sunan düzenleme ile ilgili olarak uygulamada bazı belirsizlikler yaşanmaktadır. Bu belirsizliklerin belki de başında ise önce ortaklara dağıtılıp daha sonra da tekrar şirkete sermaye olarak konulan nakdi bedellerin, dağıtılan kâr payı tutarıyla sınırlı olmak üzere nakdi sermaye indirimi uygulanmasından faydalanıp faydalanamayacağı hususu gelmektedir. Çalışmada, konu hakkındaki güncel Danıştay kararı analiz edilmeye çalışılacaktır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Diğer İndirimler” başlıklı 10. maddesinin 1. fıkrasına, 7 Nisan 2015 tarihli ve 29319 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6637 sayılı Kanun ile “ı” bendi eklenmiştir. Buna göre;

“Finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ile kamu iktisadi teşebbüsleri hariç olmak üzere sermaye şirketlerinin2 ilgili hesap dönemi içinde, ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi sermaye artışları veya yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı üzerinden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından indirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan ‘Bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı’ dikkate alınarak, ilgili hesap döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarın %50’si kurumlar vergisi beyannamesinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurumlar kazancından tenzil edilebilmektedir. Söz konusu bent hükmü sayesinde, sermayeye dönüştürülen nakit değerin yıllık faiz oranı getirisinin % 50’lik kısmı gider gösterilebilmekte, sermayenin amortismanı sağlanmakta ve böylece sermaye artırımı teşvik edilmek istenmektedir([1]).

Kanun maddesinin gerekçesinde “…Bu uygulama ile sermaye şirketlerinde nakit artırılan sermaye üzerinden hesaplanan faizin kurumlar vergisi matrahından indirilerek sermaye artışı teşvik edilmekte ve uygulama esasları belirlenmektedirifadesine yer verilmiştir. Yukarıda yer verdiğimiz hüküm gereğince, kurumlar vergisi matrahından indirilebilecek tutar “nakdi sermaye artışları veya yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı” üzerinden hesaplanmaktadır([2]).

Buna karşılık, ilgili bent kapsamında indirim uygulamasına dair bir takım özel sınırlamalara vergi idaresince yer verilmektedir. Bu minvalde, “nakit dışındaki varlık devirlerinden kaynaklananlar dâhil olmak üzere, sermaye şirketlerinin birleşme, devir ve bölünme işlemlerine taraf olmalarından veya bilançoda yer alan öz sermaye kalemlerinin sermayeye eklenmesinden kaynaklanan ya da ortaklar veya ilişkili kişilerce kredi kullanılmak veya borç alınmak suretiyle gerçekleştirilen sermaye artırımları” bakımından KVK md. 10/1-ı bendi uygulanamamaktadır([3]). Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinin 3. fıkrasındaki “Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usulleri belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir” hükmüne dayanılarak çıkarılan Kurumlar Vergisi Kanunu Genel Tebliğinde (Seri No: 1) Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No:9) ile, “(ı)” bendine dair uygulama sınırlandırmalarına yani indirim uygulamasından yararlanamayacak sermaye artırımı hallerine ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.

 
Görüntülenme Sayısı