Limited Şirketten Tahsil Edilemeyen Vergi Borcunun Ortaklardan Tahsili

Yazar: Ufuk ÜNLÜ*

Yaklaşım / Nisan 2022 / Sayı: 352

I- GİRİŞ

Bilindiği üzere limited şirket, bir veya daha çok gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında belirli bir iktisadi amacı gerçekleştirmek üzere kurulan, ortakların yalnız mal varlıklarıyla sorumlu oldukları şirket türüdür. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle mülga olan 6762 sayılı Ticaret Kanunu’nun 503 ila 556. maddeleri arasında limited şirketlere ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. 6102 sayılı Kanun da ise limited şirketlere ilişkin düzenlemeler, 573 ila 644. maddeler arasında bulunmaktadır. Söz konusu düzenlemelerle birlikte limited şirketler açısından birçok yenilik de hayata geçirilmiştir. Günümüzde limited şirket sayısı, bu şirketlere tanınan kuruluş kolaylığı nedeniyle gün geçtikçe artmaktadır.

Limited şirket, bir veya daha çok gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulur; esas sermayesi belirli olup, bu sermaye esas sermaye paylarının toplamından oluşur. Limited şirketlere bir sınırlama yapılmaksızın tüm tüzel kişiler ortak olabilir. Bu çalışmada, Limited şirketlere ait vergi borçlarının şirket tüzel kişiliğinden tamamen veya kısmen tahsil edilememesi veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması durumunda, şirket kanuni temsilcisinden tahsili yoluna gidilmeden şirket ortaklarının takip edilip edilemeyeceği hususu, konuyla ilgili kararlar ile yasal düzenlemeler kapsamında incelenecektir.

II- LİMİTED ŞİRKETLERDE ORTAK VE KANUNİ TEMSİLCİ

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 124/2 hükmünde limited şirket, anonim şirket ve sermayesi paylara bölünmüş şirket ile birlikte sermaye şirketleri arasında sayılmaktadır. Şirket tüzel kişiliği, şirketin işlem ve fiilleri neticesinde doğan borçlar dolayısıyla tüm malvarlığı ile sınırsız sorumlu olmaktadır(1). 6102 sayılı Kanun’un 623. maddesi kapsamında limited şirketin yönetimi ve temsili şirket sözleşmesi ile düzenlenir. Şirketin sözleşmesi ile yönetimi ve temsili, müdür sıfatını taşıyan bir veya birden fazla ortağa veya tüm ortaklara ya da üçüncü kişilere verilebilir. En azından bir ortağın, şirketi yönetim hakkının ve temsil yetkisinin bulunması gerekir.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 574. maddesinde limited şirketlerde ortak sayısı düzenlenmiştir. Buna göre limited şirketlerde ortak sayısı en az bir, en çok ise elli olabilecektir. Kanunda tek ortaklı limited şirket mümkün kılınmıştır. Bu önemli bir düzenlemedir. Ortak sayısı azamî sınır olarak belirtilen elliyi aşması halinde kanunda düzenleme bulunmamaktadır(2).

Limited şirketlerde kamu alacağından sorumluluk ortaklar açısından hisseleri oranında söz konusudur. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun mükerrer 35. maddesinde şirket yönetici ve ortaklarının şirketin ödenmeyen kamu borcunun tamamından müşterek ve müteselsilen sorumlu olacağı öngörülmüştür. 6102 sayılı Kanun’un 623. maddesine göre şirketin yönetim ve temsilinin şirket sözleşmesi ile düzenlenmesi gerekir. Şirketin yönetim ve temsili ortaklardan bir veya birden fazlasına bırakılabilir veya tüm ortaklara da verilebilir. Her halde şirket ortaklarından birinde şirketi yönetim ve temsil yetkisinin bulunması gerekmektedir. Şirket sözleşmesinde şirketin yönetim ve temsili hususunda herhangi bir hüküm getirilmediği takdirde şirketin yönetimi ve temsili tüm ortaklara aittir. Şirketin yönetim ve temsil yetkisinin verildiği kişinin limited şirketlerde müdür olması sebebiyle limited şirketlerde kanuni temsilci olan kişi de şirket müdürleridir(3). 6102 sayılı Kanun’un 623. maddesinde seçilmiş yönetim organı sistemi benimsenmiştir. Yapısı sermayeye dayalı olan şirketlerde, şirket kişisel ögeler taşısa da, yönetim, ortaklara kanunen bir hak ve yüküm olarak bırakılmaz, seçilmiş ortak olan veya olmayan kişilere ait olmalıdır. Bu sistem, hem üçüncü kişinin de organa seçilebileceğini hem de ortağa bu görevin seçimle verildiğini ifade eder.

Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Kanuni Temsilcilerin Ödevi” başlıklı 10. maddesine göre, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, Vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevler kanuni temsilcileri, tüzel…

Görüntülenme Sayısı