Yazar: Yüksel GÜNEŞ*
I-
GİRİŞ
Kurumlar
Vergisi Kanunu’nun “Zarar Mahsubu”
başlıklı 9. maddesi ile kurumlar vergisi mükellefleri, her yıla ilişkin
tutarlar ayrı ayrı gösterilmek ve beş yıldan fazla nakledilmemek şartıyla
geçmiş yılların kurumlar vergisi beyannamelerinde yer alan zararları, kurumlar
vergisi matrahının tespitinde kurum kazancından indirebilecekleri hüküm altına
alınmıştır.
Mükelleflerce bir hesap
dönemi içerisinde oluşan zararın, müteakip 5 hesap döneminde oluşacak kârlarla
mahsup edilememesi halinde mahsup imkanı ortadan kalkmaktadır.
Bu yazımızda, vergi
mevzuatı, gelir idaresinin görüşleri ve 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nde
yer alan açıklamalar çerçevesinde kurumlar vergisi matrahının tespitinde kurum
kazancından indirebilecek zararlar hakkında açıklamalara yer verilecektir.
II- KURUMLAR VERGİSİ KAPSAMINDA GEÇMİŞ YIL ZARARLARI
Kurumlar vergisi
beyannamesinde, her yıla ilişkin tutarlar ayrı ayrı gösterilmek ve 5 yıldan
fazla nakledilmemek şartıyla geçmiş yılların beyannamelerinde yer alan zararlar
kurum kazancından indirilebilecektir.
Mükelleflerce bir hesap
dönemi içerisinde oluşan zararın, müteakip beş hesap döneminde oluşacak
kârlarla mahsup edilememesi halinde mahsup imkanı ortadan kalkmaktadır. Ancak
kurum aradaki bir hesap döneminde zarar mahsubu imkânını kullanmasa dahi,
kanunun tanıdığı süre içinde, izleyen diğer hesap dönemlerinde geçmiş yıl
zararının mahsubunu gerçekleştirebilecektir.
Geçmiş yıl zararı, indirim
imkanının doğduğu ilk hesap döneminde kurum kazancından düşülmelidir.
Düşülmezse izleyen dönemlerde indirim hakkı ortadan kalkacaktır. Mahsup hakkını
kullanmayan mükelleflerin sonradan düzeltme beyannamesi vermek suretiyle
kullanmaları mümkün değildir(1).
Konu ile ilgili verilen Özelge’de; “…birden fazla dönemin zararla sonuçlanması durumunda, zarar mahsubunda en önceki yıl zararından başlanmak suretiyle mahsup işlemi yapılmalıdır. Zarar mahsubunun azami beş yıllık süre içerisinde yapılabilmesinin mümkün olması, en önceki yıl zararının mahsubunu zorunlu kılmaktadır.
Buna göre geçmiş yıllara ait zararların, beş yıllık süre içinde
olmak kaydıyla, dönem kârının mevcut olduğu ilk dönemden itibaren mahsup
edilmesi gerekmekte olup dönem kârının mevcut olduğu hesap döneminde mahsup
edilmeyen geçmiş yıl zararlarının, sonraki dönemlerde mahsup edilmesi mümkün
bulunmamaktadır.”(2) şeklinde görüş verilmiştir.
Yapılan
yoklama ve araştırmalar neticesinde işine devam ettiğine dair herhangi bir
bilgi veya belgenin bulunmaması nedeniyle mükellefiyet kaydı resen terk
ettirilen ve ara dönemde vergisel ödevlerin yerine getiremeyen mükellefin yeniden
işe başlaması halinde geçmiş yıllara ait zararların mahsubu kurumlar vergisi
beyannamesinde indirim konusu yapması mümkün değildir(3).
Konu
ile ilgili olarak mali idarenin verdiği Özelge’de; “…Şirketinizin re’sen terkten önceki dönemlerle ilgili kurumlar
vergisi beyannamelerinin tetkikinden her yıla ilişkin zarar tutarlarının ilgili
beyannamelerde ayrı ayrı gösterildiği ancak geçmiş yıl zararlarının gösterilmediği,
ayrıca 31.12.2016 tarihi itibariyle resen mükellefiyet terk işleminin yapıldığı
ve 28.03.2018 tarihi itibariyle yeni mükellefiyet tesis işleminin yapıldığı ve
ara dönemde vergisel ödevlerin yerine getirilmediği görülmüştür. Bu nedenle
geçmiş yıl zararlarının 2018 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde indirim
konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.”(4) şeklinde görüş ve açıklamalara
yer verilmiştir.
Konu hakkında Danıştay 3. Dairesi’nin vermiş olduğu Karar’da; “Hatay 1. Vergi Mahkemesinin “5520 Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 9. maddesinde ve bu Kanunun uygulanmasına dair olarak yürürlüğe konulan 1 seri numaralı Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin (9) numaralı bölümünde; kurumlar vergisi beyannamesinde her yıla dair tutarların ayrı ayrı gösterilmek ve beş yıld…