Kendi Arazisi Üzerindeki Mahsulün Üretimine İştirak Etmeksizin Üründen Pay Alan Arazi Sahiplerinin Elde Etikleri Kazancın Gelir Vergisi Açısından Değerlendirilmesi (E-Yaklaşım)

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Yazar: Sinem YEŞİLDAĞ DEMİR*

E-Yaklaşım / Mart 2022 / Sayı: 351

I- GİRİŞ

Türkiye tarım alanları bakımından zengin bir konuma sahipken tarımsal verim anlamında yeterli seviyede görünmemektedir. Bunun birden fazla sebebi bulunmaktadır. Söz konusu sebepleri; tarımın iklime bağlı olması ve yıldan yıla iklim değişikliklerinin derinden hissedilmesi, yanlış uygulanan tarımsal üretim teknikleri, tarım alanlarının parçalanması, genç nüfusun tarım dışı sektörlerde çalışmak istemesi, tarımsal kazançların yeterli seviyede olamaması, tarımın zahmetli bir iş sektör olması vb. olarak sıralayabiliriz.

Yaşanan pandemi ile birlikte şehir hayatından köy hayatına geçiş konusuna ilişkin insanlardaki merak ve ilgi her geçen gün artmaktadır. Çalışma hayatı, eğitim hayatı ve diğer sebepler nedenleriyle henüz köy hayatına bir başka ifade kırsal alana göç edemeyecek insanların yatırım amaçlı veya ilerleyen süreçte yaşamak arzusu ile kırsal alanda tarla ve arazi alımına yöneldiği bilinmektedir. Bu yönelim bahsedildiği üzere pandemi ile birlikte ciddi boyutlara ulaşmıştır.

Bu yazımızda, kırsal alanda yaşayan veya şehirlerde yaşayıp da kırsal alanda arazi satın alan insanların, satın aldıkları arazi üzerindeki ürünleri toplamadan, tüccara veya fabrikalara doğrudan satması durumunda elde ettikleri kazançların 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu (GVK) açısından hangi gelir unsuruna gireceği değerlendirilecektir.

II- GENEL OLARAK ZİRAİ KAZANÇ VE VERGİLENDİRME USULÜ

GVK’nın 2. maddesinde gelirin unsurları sayılmış olup, gelir vergisinin konusuna giren kazanç ve iratların 7 adet olduğu ve bunların arasında zirai kazançlar ile gayrimenkul sermaye iratlarının da olduğu hüküm altına alınmıştır.

Mesele tarım olunca akıllara doğal olarak zirai kazanç gelmektedir. Nitekim tarım ve hayvancılık ile ilgili girişilen faaliyetlerden elde edilen kazançlar istisnalar dışında zirai kazanç kabul edilmekte ve ona göre vergilendirilmektedir.

Bununla ilgili olarak zirai faaliyetlere ve vergilendirilmesine ilişkin düzenlemelere GVK’nın 52 ila 60’ıncı maddelerinde yer verilmiştir. GVK’nın 52. maddesine göre, zirai faaliyetlerden doğan kazançlar zirai kazanç olarak kabul edilecektir. Maddenin ikinci fıkrasında zirai faaliyetten neyin kastedildiği açıklanmış olup, buna göre arazide, deniz, göl ve nehirlerde, ekim, dikim, bakım, üretme, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veyahut doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle nebat, orman, hayvan, balık ve bunların mahsullerinin istihsalinin, avlanmasının, avcıları ve yetiştiricileri tarafından muhafazasının, taşınmasının, satılmasının veya bu mahsullerden sair bir şekilde faydalanılmasının zirai faaliyet olarak ifade edileceği hüküm altına alınmıştır.

Zirai kazançta vergilendirme tevkifat veya beyan usulü şeklinde olmakta olup, esas itibariyle tevkifat yoluyla vergilendirme genel bir vergilendirme yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. 

III- GENEL OLARAK GAYRİMENKUL SERMAYE İRADI VE VERGİLENDİRİLMESİ

GVK kapsamında gelirin konusuna giren 7 gelir unsurundan birisi de gayrimenkul sermaye iradıdır (GMSİ). GMSİ’ye ilişkin hükümler GVK’nın 70. maddesi ila 74. maddelerinde düzenlenmiş olup, 70. maddenin birinci fıkrasına göre aynı maddede yazılı mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyedleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratlar gayrimenkul sermaye iradı olarak kabul edilecektir.

Mezkur maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı alt bendine göre arazi, bina (Döşeli olarak kiraya verilenlerde döşeme için alınan kira bedelleri dahildir.), maden suları, menba suları, madenler, taş ocakları, kum ve çakıl istihsal yerleri, tuğla ve kiremit harmanları, tuzlalar ve bunların mütemmim cüzileri ve teferrutlarının kiraya verilmesinden dolayı elde edilen kazançlar GMSİ’dir. Yine aynı maddenin son fıkrası uyarınca, Vakfın gelirinden hizmet karşılığı olmayarak alınan hisseler ile zirai faaliyete bilfiil iştirak etmeksizin sadece üründen pay alan arazi sahiplerinin gelirleri bu kanunun uygulanmasında gayrimenkul sermaye iradı addolunacaktır.

Görüntülenme Sayısı