KDV’de Vergi Sorumluluğu Konusunda Genel Bilgiler

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

 

Yazar: Nuri DEĞER*

 

E-Yaklaşım / Kasım 2024 / Sayı: 383

 

 

I- GİRİŞ

 

Bir vergi güvenlik tedbiri olarak KDV Kanunu’nda yer alan vergi sorumluluğu müessesesi, zamanla kapsamı çok genişletilmiştir.

 

Bu yazımızda vergi sorumluluğu kapsamına alınan işlemleri özet olarak belirteceğiz. Ancak son zamanlarda bu kapsama alınan konuları daha ayrıntılı olarak ele alacağız.

 

II- KDV’DE TEVKİFAT UYGULAMASI

 

3065 sayılı Kanun’un (9/1). maddesine göre, mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığı vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutma yetkisi verilmiştir.

 

Vergi alacağını güvence altına almak amacıyla düzenlenen vergi sorumluluğu tedbiri, kapsamına alınacak işlemleri belirlemek bakımından iki temel ilke benimsemiştir.

 

Birincisi ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayanlar, ikincisi ise. Maliye Bakanlığı, gerekli gördüğü diğer hallerde de verginin ödenmesinden işleme taraf olanları sorumlu tutabilecektir.

 

A- KDV TEVKİFATININ NİTELİĞİ

 

KDV tevkifatı uygulaması, teslim veya hizmet bedeli üzerinden hesaplanan verginin, bu işlemlere muhatap olanlar (alıcılar) tarafından kısmen veya tamamen vergi sorumlusu sıfatıyla beyan edilip ödenmesidir.

 

B- BEYAN

 

Tevkifat, tevkifata tabi işlemin yapıldığı dönemde vergi sorumlularına ait 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilir. Bunların başka faaliyetleri nedeniyle KDV mükellefiyetlerinin bulunmaması bu uygulamaya engel değildir.

 

Tevkifat kapsamındaki işlemlerde vergiyi doğuran olay bakımından özellikli bir durum söz konusu olmayıp, bu işlemlere ilişkin KDV’nin beyan dönemi 3065 sayılı Kanunun 10. maddesine göre tespit edilir.

 

C- İNDİRİM

 

2 No.lu KDV Beyannamesinde hiç bir surette indirim yapılması mümkün olmadığından, tevkif edilen KDV’nin tamamının beyan edilerek VD’ne ödenmesi gerekmektedir.

 

III- TEVKİFAT ÇEŞİTLERİ

 

KDV uygulamasında tam tevkifat ve kısmı tevkifat olmak üzere iki türlü tevkifat çeşidi bulunmaktadır.

 

A- TAM TEVKİFAT UYGULAMASI

 

Bu bölüm kapsamındaki işlemlerde, işlem bedeli üzerinden hesaplanan KDV’nin tamamı, mal veya hizmetin alıcıları tarafından tevkifata tabi tutulur.

 

Bu kapsama giren işlemler aşağıda belirtilmiştir.

 

1. İkametgâhı, İşyeri, Kanuni Merkezi ve İş Merkezi Türkiye’de Bulunmayanlar Tarafından Yapılan İşlemler

 

Bu kapsama giren işlemler bakımından alıcının KDV mükellefi olup olmadığına göre iki farklı uygulama söz konusudur.

 

a) Genel Olarak

 

3065 sayılı Kanun’un 1. maddesine göre Türkiye’de bir işletme çerçevesinde ifa edilen hizmetler KDV’ye tabidir. Aynı Kanun’un (6/b) maddesinde ise, Türkiye’de yapılan veya faydalanılan hizmetlerin Türkiye’de ifa edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.

 

Buna göre, ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayanların Türkiye’de yaptığı hizmetler ile bunların yurt dışında yaptıkları ancak Türkiye’de faydalanılan hizmetler KDV’ye tabi olacaktır.

 

Bu kapsamdaki firmalar tarafından, yurt dışında çizilip Türkiye’ye gönderilen mimari proje, danışmanlık, bilgisayar yazılım gibi hizmetler örnek olarak verilebilir.

 

Bu gibi hizmet ifalarında mükellef, esas olarak hizmeti ifa eden olmakla birlikte, Türkiye’de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmadığından, KDV’nin tamamı, hizmetten faydalanan yurt içindeki muhatap tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilip ödenecektir.

 

KDV’nin sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi için hizmetten Türkiye’de faydalanan muhatabın KDV mükellefi olması şart değildir. KDV mükellefiyeti bulunmayanlar da söz konusu hizmetler nedeniyle KDV tevkifatı yaparak 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan etmek ve ödemek zorundadır.

 

b) KDV Mükellefi Olmayan Gerçek Kişilere Elektronik Ortamda Sunulan Hizmetler

 

28.11.2017 Tarihli ve 7061 sayılı Kanun’un 41. maddesiyle KDV Kanunu’nun 9. maddesinin (1) numaralı fıkrasında yapılan değişiklik ile Türkiye’de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmayanlar tarafından KDV mükellefi olmayan gerçek kişilere elektronik ortamda sunulan hizmetlere ilişkin KDV’nin, bu hizmeti sunanlar tarafından beyan edilip ödeneceği hüküm altına alınmıştır.

 

Elektronik ortamda sunulan hizmetlerin VUK hükümlerine göre bir işyeri oluşturacak şekilde verilmesi halinde ise, bu hizmetlere ilişkin verginin genel esaslar çerçevesinde (1 No.lu KDV beyannamesi ile) beyan edilip ödenmesi gerekmektedir.

 

c) Elektronik Hizmet Sunucularının KDV Mükellefiyeti

 

VUK’nun mükerrer 257/1-4. maddesinde beyanname ve bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları kullanılmak suretiyle internet de dâhil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesine, bunların aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu zorunluluk veya standartları mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya ya da belirlemeye, beyannameler üzerine düzenlenen tahakkuk fişi ve/veya ihbarnameleri elektronik ortamda tebliğ etmeye Maliye Bakanlığı yetkili kılınmıştır.

 
Görüntülenme Sayısı