E-Yaklaşım / Şubat 2024 / Sayı: 374
I- GİRİŞ
Bir derneğin kamuya yararlı dernek sayılmasına ilişkin şartlar 2908 sayılı mülga Dernekler Kanunu’nun 58. maddesinde düzenlenmiş bulunmaktaydı. 5253 sayılı yeni Dernekler Kanununda ise konu 27. maddede düzenlenmiştir. Söz konusu maddenin birinci fıkrası uyarınca, bir derneğin kamu yararına çalışan derneklerden sayılabilmesi için;
. En az bir yıldan beri faaliyette bulunması,
. Amacının ve bu amacı gerçekleştirmek için giriştiği faaliyetlerin topluma yararlı sonuçlar verecek nitelikte ve ölçüde olması,
gerekmektedir.
Kamuya yararlı dernek statüsü, ilgili bakanlıkların ve Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın görüşü de alınarak İçişleri Bakanlığı’nın teklifi ve Cumhurbaşkanlığı kararı ile verilmektedir.
Kamu hizmetleri Devletin asli görevleri arasında yer alan ve herkesin yararlanmasına açık bulunan hizmetlerdir. Buna göre, bir derneğin kamuya yararlı derneklerden sayılabilmesi için derneğin amacının ve amacı gerçekleştirmek için giriştiği faaliyetlerin belli bir zümreye ve yöreye değil, bütün vatandaşlara ve ülkeye yarar getirecek nitelikte olması gerekmektedir.
Tüzükte yazılı amaçlar arasında yer alan hizmetlerin, kamuya yararlı hizmetler olması derneğin kamuya yararlı sayılması bakımından yeterli olmayıp, gerçekleştirilen hizmetlerin Devletin kamu hizmeti yükünü azaltıcı ölçüde bulunması da gereklidir.
Bu bağlamda, derneğe kuruluşta amaç edindiği hizmetlerle orantılı belli bir malvarlığının tahsisi gerekmektedir. Aksi halde yeterli bir malvarlığına sahip bulunmayan bir derneğin kamu hizmetlerini yerine getirmesi mümkün değildir.
Kamu yararına çalışan derneklerden sayılma talebinde bulunan bir dernek hakkında Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca olumlu görüş verilebilmesi için aşağıdaki şartların varlığı aranmaktadır([1]).
. Dernek tüzüğünde; amaç olarak belirlenen faaliyetlerin kamu hizmeti niteliğinde olması.
. Yıl içinde elde edilen gelirlerin en az üçte ikisinin dernek amaçlarına harcanacağı hususuna tüzükte yer verilmesi.
. Derneğin amaç edindiği hizmetlerin herkesin yararına açık olacağının, belli bir yöre veya kitleye hizmetle sınırlı olmadığının tüzükte yazılı bulunması.
. Derneğin sahip olduğu malvarlığının ve yıllık gelirinin tüzüğünde amaç edindiği hizmetleri gerçekleştirecek düzeyde olması.
Bu şartların varlığı konusunda iki aşamalı bir inceleme yapılmaktadır. Birinci aşamada Gelir İdaresi Başkanlığı bir ön inceleme yapmaktadır. Bu aşamada yukarıda yer alan şartlardan bazılarının gerçekleşmediğinin görülmesi halinde Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca olumsuz görüş bildirilmektedir.
Ön inceleme sonucunda şartları taşıdığı görülen dernekler, bu şartları uygulamada da taşıyıp taşımadıklarının tespiti açısından incelemeye sevk edilmektedir. İnceleme sonucunun olumlu olması halinde Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca ilgili Bakanlığa olumlu görüş bildirilmektedir.
Kamu yararına çalışan dernek statüsü kazanan dernekler, bu statülerini devam ettirmek istedikleri sürece, başlangıçta sahip olmaları gereken tüm şartları korumaları gerekmektedir. Kamuya yararlı dernekler en az iki yılda bir denetlenmektedir. Yapılan bu denetimlerde derneğin kamu yararına çalışan dernek statüsüne ilişkin niteliklerini devam ettirip ettirmediğine de bakılmaktadır. Yapılan denetim neticesinde derneğin kamu yararına çalışan dernek statüsünü kaybettiğine ilişkin sonuçlara ulaşıldığı takdirde İçişleri Bakanlığı; Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ve varsa ilgili diğer bakanlıkların görüşünü alarak, derneğin kamu yararına çalışan dernek statüsünün kaldırılmasını Cumhurbaşkanlığı’na teklif eder. İçişleri Bakanlığı’nın teklifi ve Cumhurbaşkanı kararıyla kamu yararına çalışan derneklerden sayılma kararı iptal edilen dernek, İçişleri Bakanlığınca ilgili valiliğe bildirilir ve karar valilik tarafından ilgili derneğe tebliğ edilir([2]).
II- KAMU YARARINA ÇALIŞAN DERNEKLERE YAPILAN BAĞIŞ VE YARDIMLARIN VERGİSEL AVANTAJLARI
Kamu yararına çalışan derneklere yapılan bağış ver yardımlarda vergisel avantaj söz konusudur. Şöyleki; Gelir Vergisi Kanunu’nun 89. maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendine göre, kamu yararına çalışan dernek sayılan derneklere gelir vergisi mükelleflerince makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımlar, beyan edilen gelirin % 5’ini (kalkınmada öncelikli yörelerde % 10’unu) geçmemek üzere beyan edilen gelirden indirilebilmektedir. Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10/1-c maddesi uyarınca da “Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere, Cumhurbaşkanı’nca vergi muafiyeti tanınan vakıflara ve kamu yararına çalışan dernekler ile bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlara makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımların toplamının o yıla ait kurum kazancının % 5’ine kadar olan kısmı.” vergi Matrahından indirilir([3]).
Sözü edilen kurum kazancının tespiti ise 1 seri No.lu Kurumlar Vergisi Kanunu Genel Tebliği’nin uyarınca “İndirilebilecek bağış ve yardım tutarının tespitinde esas alınan kurum kazancı, zarar mahsubu dahil giderler ile iştirak kazançları istisnası düşüldükten sonra, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki [Ticari bilanço kârı – (iştirak kazançları istisnası + geçmiş yıl zararları)] tutardır.” şeklinde tespit edilmesi gerekmektedir.