Yazar: Kemal Sadrettin ORGUN*
I- GİRİŞ
Ülke ekonomileri açısından varılmak istenen
birincil hedef iktisadi kalkınmanın gerçekleştirilmesi ve sürdürülebilir
kılınmasıdır. Genel itibariyle bu hedef gelişmekte olan ekonomilere sahip
ülkeler açısından geçerlidir. Zira kalkınma gelişmiş ülke haline gelmenin
mottosudur. Gelişmekte olan ülke ekonomileri için yegâne sorun; iktisadi
kalkınmanın yerine getirebilmesini sağlayacak finansman kaynaklarının tespiti
ve doğru şekilde kullanılabilmesine yönelik politikalar üretmek ve
geliştirmektir. Bu makalede iktisadi kalkınma için gerekli olan iç finansman
kaynaklarının neler olduğu ve vergilerin maliye politikası aracı olma rolüyle
neden en önemli iç finansman kaynağını teşkil ettiğinin tespit ve
değerlendirmesi yapılmaktadır.
Gelişmekte olan ülkelerde temel konu iktisadi
kalkınmadır. İktisadi kalkınmanın gerçekleştirilebilmesi için gerekli olan
faaliyetlerin yürütülmesi için ise öncelikle bu faaliyetlerin finansmanını
sağlayacak kaynakların tespiti ve elde edilen kaynakların en optimal şekilde
kullanım esaslarının belirlenmesi gerekmektedir. Kalkınmanın finansmanına katkı
sağlayan birçok iç ve dış kaynak bulunmakla birlikte, devletin birincil gelir
kaynağı olan vergiler, kalkınmanın finansmanına en önemli kaynağı oluşturmakta
ve kalkınmanın itici gücü olmaktadır. Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomilerde
kalkınmanın gerçekleştirilmesi; devletin, piyasa ekonomisindeki karar alıcıları
ekonomik ve sosyal müdahaleleri ve tedbirleriyle iktisadi faaliyette bulunmaya
teşviki ile mümkün olacaktır. Dolayısıyla devletin bu işlevi yerine
getirebilmesi, başvuracağı maliye politikası araçlarının kullanılması ile
mümkün olacaktır. Devlet kalkınmanın en önemli ayağı olan sermaye birikimini
maliye politikasının en etkin aracı olan vergilerle teşvik ederek ekonomik
faaliyetlere yön verecek; buna paralel olarak kalkınma sürecinde ortaya
çıkabilecek gelir adaletsizliği, tasarruf yetersizliği, enflasyonist baskı gibi
olumsuzlukları düzenlemek için de yine vergisel politikaları kullanacaktır. Bu
yönüyle vergiler bir yandan kalkınmanın finansmanı için gerekli olan en önemli
iç finansman kaynağı vasfına sahip olacak, diğer yönüyle kalkınma sürecinde
ortaya çıkabilecek iktisadi olumsuzlukların yeniden düzenlenmesinde en etkili
maliye politikası aracı olarak kalkınmada başrolü üstlenecektir.
İktisadi kalkınmanın altyapısını oluşturan
finansman ihtiyacına yanıt verecek iç finansman kaynaklarının belirlenmesi ve
bu kaynakların üstlendikleri roller itibariyle kalkınmaya olan katkısının
tespiti, kalkınma sürecini tamamlama gayesiyle oluşturulacak iktisadi
politikaların yol haritasıdır. Bu nedenle makalemizde kalkınma sürecinde
kullanılacak iç finansman kaynaklarına dair ayrıntılı bilgiler doğrultusunda
vergi politikalarının kalkınmanın finansmanına etkisi üzerine tespit ve
değerlendirmeler yapılmıştır.
II- KALKINMANIN İÇ FİNANSMAN KAYNAKLARI
A- TASARRUFLAR
Tasarruf; gelirin tüketilmeyen kısmını ifade
etmektedir. Kalkınma için gerekli olan yatırımların ve dolayısıyla sermaye
birikiminin en uygun kaynağı tasarruflardır. Gelişmiş ülkelerde millî gelirin
yaklaşık % 10 ile % 20 ‘si sermaye birikimi için kullanılırken az gelişmiş
ülkelerde ise bu oran oldukça düşük düzeyde gerçekleşmektedir.
Az gelişmiş ekonomilerde kişi başına millî
gelirin artırılabilmesi için, bu ülkelerin belli oranda yatırım yapmaları
gerekmektedir. İktisadi kalkınma sorununun çözümü tasarruf–yatırım
dengesindedir. Çünkü yurt içindeki sermaye birikimi, tasarruflara bağlıdır. Az gelişmiş
ülkelerin tasarruf edememelerinin en önemli nedeni; gelirleri çok düşük
olduğundan tasarruf olanakları sınırlıdır ve bu ekonomilerde bireyler
gelirlerinin nerdeyse tamamına yakınını tüketime harcadıklarından tasarruf
yapamazlar.
Tasarrufların birikerek sermaye birikimini oluşturmaya başlamasıyla kalkınma için ilk adım gerçekleşmiş olmaktadır. Ancak biriken bu sermayenin yani tasarrufun aynı anda yatırımlara dönüşmeye başlamasıyla kalkınma hız kazanır. Bu durumda ekonomide tam da bu aşamada tasarrufları yatırımlara dönüştürerek, yeni yatırım alanları için öncü güç olmak, finansman ihtiyaçlarının karşılanması gibi amaçlara hizmet edecek kalkınma bankalarına ihtiyaç olacaktır. Tasarruflar, sermaye birikimi haline geldikçe iktisadi önem taşıyacak, yeni üretim teknolojileri ithal edilmeye başlanacak, yeni kaynaklar işletilerek millî gelirde artış sağlanacaktır. Bu ekonomiler tasarruf seviyelerini artıramadıkça millî gelirde artış gerçekleşmeyecektir. Böyle bir durumda devlet ekonomide mali istikrarı sağlayarak vergi politikası yoluyla tasarruf hacmini artıracak politikalar uygul…