E-Yaklaşım / Eylül 2024 / Sayı: 381
I- GİRİŞ
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun([1]) 19. maddesi hükmüne göre, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve/veya engellilik nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum sağlık kurulunca meslekte kazanma gücü en az % 10 oranında azalmış olduğu tespit edilen sigortalıya, “Sürekli İş Göremezlik Geliri” bağlanır (5510, m.19/I).
İş kazası veya meslek hastalığına bağlı nedenlerden dolayı ölen sigortalının hak sahiplerine ölüm geliri bağlanır. Sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış iken ölen sigortalıların hak sahipleri de ölüm geliri almaya hak kazanır (5510, m.20/I-II-III.).
İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine, Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri (İPSD) toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca, işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır (5510, m.21/I).
İş kazası ve meslek hastalığı, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilir (5510, m.21/IV).
Bu çalışmada, 5510 sayılı Kanun gereği, sigortalının kendisine sürekli iş göremezlik geliri bağlanması halinde sigortalıya bağlanan gelire ait İPSD ile sigortalının iş kazası veya meslek hastalığı sonucu gelir bağlanmadan ölmesi halinde hak sahiplerine bağlanan gelire ait İPSD hesaplama yöntemi açıklanacaktır.
II- İPSD HESAPLAMA YÖNTEMİ
5510 sayılı Kanun’un 21. maddesine göre, iş kazası ya da meslek hastalığı sonucu % 10 ve üzerinde sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının kendisine bağlanacak sürekli iş göremezlik gelirine ait İPSD tutarı ile ölüm halinde hak sahiplerine bağlanacak ölüm gelirine ait İPSD tutarı, Kurum tarafından işverenden ve varsa üçüncü kişilerden kusuru nispetinde istenir. Buna uygulamada rücu([2]), bu amaçla işverenlere açılan davalara da rücu davası denilmektedir([3]).
Kurumun rücu hakkı, bir görüşe göre “kanuni halefiyet” ilkesine dayanır. Kanuni halefiyet, başkasına ait bir borcu ödeyenin bir Yasa hükmüne dayanarak alacaklının yerine geçmesi olarak tanımlanır. Kanuni halefiyet özünde, geri alma hakkı bulunan kendine özgü nitelikteki haleflik hukuki temeline dayanmaktadır[4]. Diğer görüşe göre Kurumun rücu hakkı, halefiyete dayanmayan ve doğrudan doğruya kanundan doğan ifa ile ortadan kalkan, basit, bağımsız ve yeni bir haktır. Zira Kurum, sigortalının sahip olduğu haklara kaldığı yerden devam etmemekte; tam aksine şahsında doğan yeni bir hakkı kullanmaktadır([5]).