E-Yaklaşım / Mayıs 2024 / Sayı: 377
I- GİRİŞ
Yapılan tüm uyarılara, mevzuat değişikliklerine, cezai yaptırımların artırımı yoluna gidilmesine rağmen ülkemiz iş kazaları yönünden maalesef dünya liginde en üst sıralardaki yerinden kurtulamamaktadır. Gerek işçilerin disiplinsiz, iş sağlığı ve güvenliği kurallarına uymaksızın çalışmaları gerekse de işverenlerin mevzuatta yer alan tedbirleri almaması, gözetim ve kontrol mekanizması çerçevesindeki görevini layıkıyla yerine getirmemesi, işe uygun çağın gerektirdiği güvenli makine ve teçhizat kullanımını sağlamaması, çalışanlara gerekli eğitimi vermemeleri, çalışanlarına yapılan işe uygun iş güvenliği ekipmanları ve kişisel koruyucu donanımlar temin etmemesi gibi nedenlerden dolayı iş kazalarının önüne geçilememekte her yıl binlerce can kaybı veya uzuv kaybının yanı sıra on binlerce küçük çaplı yaralanmalarla sonuçlanan iş kazası yaşanmakta bu durum yine ekonomimize de milyarlarca liralık yük getirmektedir. Makalemizde, genel olarak işverenlerimiz ciddi sonuç doğuran iş kazalarını gerekli mercilere ve SGK’ya bildirmekle birlikte küçük çaplı gördükleri kaza olaylarının bildirimlerini yapmamaları nedeniyle her iş kazasının Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirim zorunluluğunun bulunup bulunmadığı konusuna değinmeye çalışacağız.
II- KONUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YASAL MEVZUAT
Yukarıda bahsi geçtiği üzere işverenler genel itibariyle ölümlü kazaları, uzuv kaybı yaşanan kazaları, büyük çaplı yaralanmalarla sonuçlanan kazaları Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirmekte hafif çaplı yaralanmalar, parmak kesilmesi, çivi batması, ayak burkulması vb. basit tıbbi müdahaleyle geçen kazaları SGK’ya bildirim noktasında gevşeklik göstermekte bu tür olayları ciddiye almadıklarından bildirme gereği duymamaktadırlar. Ancak kazalı şahısların bu tür yaralanmalar sonrası pansuman, tedavi vb. amaçla hizmet almak için gittikleri sağlık kuruluşları genel olarak vakanın kaynağını hastaya sormakta ve SGK’ya gerekli bildirimleri yapmaktadırlar.
Zira, 6331 sayılı İs Sağlığı ve Güvenliği Kanunun 14. maddesi gereği ile SGK’nın 2016/21 sayılı Kısa Vadeli Sigorta Kolları Uygulamaları konulu genelgenin 1.3.6.2. maddesinde geçen İş Kazası ve Meslek Hastalığının Sağlık Hizmet Sunucuları/Yetkilendirilen Sağlık Hizmet Sunucuları Tarafından Bildirilmemesi Halinde İdari Para Cezası Uygulanması başlığı altında yer alan; Sağlık hizmet sunucularının kendilerine intikal eden iş kazalarını poliklinik tarihi itibariyle sigortalı bazında 10 gün içinde Kuruma bildirmeleri zorunluluğu söz konusudur. Bu hüküm gereği; Sağlık hizmet sunucuları tarafından, kazalının müracaatı esnasında ilgiliden olayın neden kaynaklandığı hususundaki bilgi karşılığı “işyerinde meydana gelen basit bir kaza” cevabını dahi kayda geçirip Sosyal Güvenlik Kurumu’na gerekli bildirimler yapılmakta SGK kaza hakkında bilgilendirmektedir.
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve genel Sağlık Sigortası Kanunu iş kazasının tanımı, bildirilmesi ve soruşturulması başlığı altında yer alan 13. maddesinde iş kazası;
a- Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
b- İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
c- Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
d- Bu Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
e Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında,
meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olaydır.
İş kazasının 4. maddenin birinci fıkrasının;
a) (a) bendi ile 5. madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma da en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde,
b) (b) bendi kapsamında bulunan sigortalı bakımından kendisi tarafından, bir ayı geçmemek şartıyla rahatsızlığının bildirim yapmaya engel olmadığı günden sonra üç işgünü içinde,
c) İş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile Kuruma bildirilmesi zorunludur. Bu fıkranın (a) bendinde belirtilen süre, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde, iş kazasının öğrenildiği tarihten itibaren başlar.
Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurum’un denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık iş müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabilir. Bu soruşturma sonunda yazılı olarak bildirilen hususların gerçeğe uymadığı ve olayın iş kazası olmadığı anlaşılırsa, Kurumca bu olay için yersiz olarak yapılmış bulunan ödemeler, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren gerçeğe aykırı bildirimde bulunanlardan, 96. madde hükmüne göre tahsil edilir.
İş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin şekli ve içeriği, verilme usulü ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Hükümleri amir olup, dikkat edildiğinde iş kazasının ölçeğinden bahsedilmemekte Kuruma da en geç kazadan sonraki üç i…