Yazar: Hasan Basri CAN*
E-Yaklaşım / Nisan 2024 / Sayı: 376
I- GİRİŞ
Bilindiği üzere girişim sermayesi yatırım fonları, nitelikli yatırımcılardan katılma payları karşılığında toplanan paralarla, pay sahipleri hesabına inançlı mülkiyet esaslarına göre Sermaye Piyasası Kurulu tarafından belirlenmiş varlık ve işlemlerden oluşan portföyü işletmek amacıyla portföy yönetim şirketleri ve girişim sermayesi portföy yönetim şirketleri tarafından süreli olarak kurulan ve tüzel kişiliği bulunmayan malvarlığı olarak tarif edilmektedir.
4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu’na eklenen Ek 3. madde gereğince, firmalar tarafından istisna edilen kazançların yüzde ikisi girişim sermayesi fonuna aktarılmak üzere pasifte geçici bir hesaba alınır. Kanun’un öngördüğü sürede girişim sermayesi yatırım fonu paylarına, girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına ya da mezkûr Kanun kapsamındaki kuluçka merkezlerinde faaliyette bulunan diğer girişimcilere sermaye olarak aktarılmayan söz konusu tutarlara ilişkin doğacak ilave verginin beyanının ve ödemesinin ne şekilde olacağı bu çalışma içinde açıklanacaktır.
II- GİRİŞİM SERMAYESİ YATIRIM FONU
02.01.2014 tarihli ve 28870 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Girişim Sermayesi Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği’nde girişim sermayesi yatırım fonu; “Sermaye Piyasası Kanunu hükümleri uyarınca nitelikli yatırımcılardan katılma payı karşılığında toplanan para ya da iştirak paylarıyla, pay sahipleri hesabına, inançlı mülkiyet esaslarına göre, üçüncü fıkrada belirtilen varlık ve işlemlerden oluşan portföyü işletmek amacıyla Sermaye Piyasası Kurulu’ndan faaliyet izni alan portföy yönetim şirketleri ve girişim sermayesi portföy yönetim şirketleri tarafından bir içtüzük ile süreli olarak kurulan ve tüzel kişiliği bulunmayan mal varlığı” olarak tanımlanmıştır.
Anılan Tebliğde girişim sermayesi yatırım fonlarının; girişim sermayesi yatırımları, özelleştirme kapsamına alınanlar dâhil Türkiye’de kurulan anonim ortaklıklara ait paylar, özel sektör ve kamu borçlanma araçları, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar hükümleri çerçevesinde alım satımı yapılabilen, yabancı özel sektör ve kamu borçlanma araçları ve anonim ortaklık payları, vadeli mevduat ve katılma hesabı, yatırım fonu katılma payları, repo ve ters repo işlemleri, varantlar ve sertifikalar, kira sertifikaları ve gayrimenkul sertifikaları, Takasbank para piyasası işlemleri, türev araç işlemlerinin nakit teminatları ve primleri, SPK tarafından uygun görülen özel tasarlanmış yabancı yatırım araçları ve ikraz iştirak senetleri ile yine SPK tarafından uygun görülen diğer yatırım araçlarından oluşan portföyü işletmek üzere kurulacakları ve söz konusu araçlardan oluşan portföyü işletmek dışında herhangi bir faaliyetle uğraşamayacakları düzenlenmiştir.
Tebliğ’in 5. maddesinde de belirtildiği üzere girişim sermayesi yatırım fonlarının malvarlığı kendine özgüdür. Bu nedenle anılan fonun malvarlığının, kurucunun, portföy yöneticisinin ve portföy saklayıcısının malvarlığından ayrı olduğu husus kabul edilmektedir. Fon malvarlığı, yatırımcıların korunması amacıyla yalnızca fonu kuran ve yöneten kişilerin malvarlığından ayrılmamış; aynı zamanda malvarlığı üzerinde belirli işlemlerin yapılması sınırlandırılmıştır. Fon malvarlığı; fon hesabına olması, içtüzük ile ihraç belgesinde hüküm bulunması şartıyla kredi alınması ve koruma amaçlı türev araç işlemleri yapılması amacı haricinde teminat gösterilemez ve rehnedilemez. Fon malvarlığı kurucunun ve portföy saklayıcısının yönetiminin veya denetiminin kamu kurumlarına devredilmesi hâlinde dahi başka bir amaçla tasarruf edilemez, kamu alacaklarının tahsili amacı da dâhil olmak üzere haczedilemez, üzerine ihtiyatî tedbir konulamaz ve iflas masasına dâhil edilemez. Bu kapsamda kurucu Fon’a ait varlıklar üzerinde kendi adına ve Fon hesabına mevzuat ve içtüzük ile ihraç belgesine uygun olarak tasarrufta bulunmaya ve bundan doğan hakları kullanmaya yetkilidir.
Tebliğin 13. maddesinde girişim sermayesi yatırım fonu katılma paylarının sadece nitelikli yatırımcılara satılabileceği, madde 15’de katılma paylarının itibari değerinin bulunmadığı ve fon birim pay değeri, fon toplam değerinin katılma paylarının sayısına bölünmesiyle elde edileceği belirtilmiştir. Ayrıca madde 16’ya göre katılma paylarının satışı, fon birim pay değerinin tam olarak nakden ödenmesi veya bu değere karşılık gelen iştirak payının fona devredilmesi yoluyla, katılma paylarının fona iadesi ise yatırımcıların katılma paylarının ihraç belgesinde belirlenen esaslar çerçevesinde nakde çevrilmesi suretiyle gerçekleştirilebilir.
III- GİRİŞİM SERMAYESİ FONUNA AKTARILMAYAN İSTİSNA KAZANÇLARIN VERGİSEL DURUMU
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 6. maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan, 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu’nun;
. Geçici 2. maddesinde, “Yönetici şirketlerin bu Kanun uygulaması kapsamında elde ettikleri kazançlar ile Bölgede faaliyet gösteren gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, münhasıran bu Bölgedeki yazılım, tasarım ve AR-GE faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları 31.12.2028 tarihine kadar gelir ve kurumlar vergisinden müstesnadır.”,
. Ek-3. maddesinde, “01.01.2022 tarihinden itibaren Geçici 2. madde kapsamında yıllık beyanname üzerinden istisna edilen kazançları tutarı 1.000.000 Türk lirası ve üzerinde olan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından, bu tutarın yüzde ikisi pasifte geçici bir hesaba aktarılır. Bu fıkra kapsamında aktarılması gereken tutar yükümlülüğü, yıllık bazda 20.000.000 Türk lirası ile sınırlıdır. Bu tutarın, geçici hesabın oluştuğu yılın sonuna kadar Türkiye’de yerleşik girişimcilere yatırım yapmak üzere kurulmuş girişim sermayesi yatırım fonu paylarının satın alınması veya girişim sermayesi yatırım ortaklıkları ya da bu Kanun kapsamındaki kuluçka merkezlerinde faaliyette bulunan diğer girişimcilere sermaye olarak konulması şarttır. Söz konusu tutarın ilgili yılın sonuna kadar aktarılmaması durumunda, bu Kanun kapsamında yıllık beyanname üzerinden istisna edilen kazançlar tutarının yüzde yirmisi, ilgili yılda yararlanılan gelir ve kurumlar vergisi istisnasına konu edilemez. Bu tutar nedeniyle zamanında alınmayan vergiler vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın tarh edilir. Cumhurbaşkanı bu fıkrada yer alan tutar ve oranları birlikte ya da ayrı ayrı sıfıra kadar indirmeye, beş katına kadar artırmaya yetkilidir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.”
hükümleri yer almaktadır.
Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği’nin 35/C maddesinde konuyla ilgili açıklamalara yer verilmiştir.
Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre, ilgili şirketler tarafından teknoloji geliştirme bölgelerinden elde edilen ve kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden istisnaya konu edilen kazanç tutarlarının yüzde ikisinin pasifte geçici bir hesaba alındıktan sonra 4691 sayılı Kanunda belirtilen yatırımlara yine Kanunda öngörülen sürede aktarılmaması durumunda, ilgili dönem beyannamesinde Kanun kapsamında istisnaya konu edilen kazanç tutarının yüzde yirmisi, ilgili yılda yararlanılan kurumlar vergisi istisnas…