Yazar: Ali EKMEN*
I-
GİRİŞ
Sosyal güvenlik sistemimiz iş kazası
ve meslek hastalığı, hastalık ve analık sigorta kollarını kapsayan kısa vadeli
sigorta kolları ile malûllük, ölüm ve yaşlılık sigorta kollarını kapsayan uzun
vadeli sigorta kollarından oluşmaktadır. Kısa vadeli sigorta kolları kapsamında
sigortalıya, geçici iş göremezlik süresince günlük geçici iş göremezlik ödeneği
verilir. Bu bağlamda geçici iş göremezlik ödeneği; sosyal sigortacılık bakımından,
iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık sigorta kollarından istirahatli
bulunan sigortalıya işten kaldığı günler için SGK tarafından ödenen parasal yardımdır.
İş kazası ya da meslek hastalığı nedeniyle
iş göremezlik geliri elde eden işçilere bu ücret haricinde işverenler
tarafından maddi yardımda bulunulması halinde, bu ödemenin vergi kanunları
açısından nasıl değerlendirileceği hususu makalemiz içerisinde ele
alınacaktır.
II-
GEÇİCİ İŞ GÖREMEZLİK ÖDENEĞİ
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında yeni adıyla 4/a sigortalı, eski adıyla SSK
sigortalı olanlar adına iş kazası ve meslek hastalıkları, analık, hastalık
kapsamında bu sigorta kollarına prim ödenir. İş kazası ve meslek hastalıkları,
analık ve hastalık sigorta kollarında Sosyal güvenlik sistemi tarafından
sunulan haklardan da yararlanabilmenin şartı da Kanun’da belirtilen prim ödeme
gün sayısıdır. İş kazaları ve meslek hastalıkları kapsamında yapılacak tedavilerde
ve iş göremezliğe uğraması halinde prim ödeme şartı aranmaz. İş göremezliğe
uğrayan sigortalıya her gün için ödeme yapılır.
Geçici iş göremezlik devresinde sigortalının çalışamadığı dönemde yoksun kaldığı gelir de iş kazası sonucu oluşan maddi zarar kapsamındadır. Raporlu olunan dönemde çalışamayan sigortalının bu dönemde yoksun kaldığı ücreti kadar bir zararının oluşacağı ve bu zararın da maddi zarar içerisinde kabul edilmesi gerektiği açıktır. Sigortalının zararlandırıcı olay nedeni ile tedavisinin devam ettiği ve çalışamadığı sürelerdeki maddi zararı bu dönemde % 100 iş gücü kaybına uğradığı kabulüne göre yapılmalıdır. Bilirkişi aracılığıyla maddi zararı tespit edilip SGK tarafından sigortalıya ödenmesi gereken geçici iş göremezlik ödeneği var ise bunun rücuya tabi kısmının hesaplanan maddi zarardan düşülmesi ile elde edilecek sonuç kazalının geçici iş göremezlik dönemi de denilen istirahatli dönemdeki karşılanmamış zararını ortaya koyacaktır.
Geçici iş göremezlik ödeneğinin verilmesi
ve hesaplanmasına ilişkin düzenleme 5510 sayılı Kanun’un 18. maddesinde hüküm altına
alınmıştır;
“Kurumca yetkilendirilen hekim veya
sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla;
a) İş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle
iş göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için,
b) 4. maddenin
birinci fıkrasının (a) bendi ile 5. madde kapsamındaki sigortalılardan hastalık
sigortasına tabi olanların hastalık sebebiyle iş göremezliğe uğraması halinde,
iş göremezliğin başladığı tarihten önceki bir yıl içinde en az doksan gün kısa
vadeli sigorta primi bildirilmiş olması şartıyla geçici iş göremezliğin üçüncü
gününden başlamak üzere her gün için,
c) 4. maddenin birinci fıkrasının (a)
bendi ile (b) bendinde belirtilen muhtarlar ile aynı bendin (1), (2) ve (4)
numaralı alt bentleri kapsamındaki sigortalı kadının analığı halinde, doğumdan
önceki bir yıl içinde en az doksan gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş
olması şartıyla, doğumdan önceki ve sonraki sekizer haftalık sürede, çoğul gebelik
halinde ise doğumdan önceki sekiz haftalık süreye iki haftalık süre ilâve edilerek
çalışmadığı her gün için,
d) 4. maddenin birinci fıkrasının (a)
bendi ile (b) bendinde belirtilen muhtarlar ile aynı bendin (1), (2) ve (4)
numaralı alt bentleri kapsamındaki sigortalı kadının, erken doğum yapması
halinde doğumdan önce kullanamadığı çalıştırılamayacak süreler ile isteği ve
hekimin onayıyla doğuma üç hafta kalıncaya kadar çalışması halinde, doğum sonrası
istirahat süresine eklenen süreler için, (1) geçici iş göremezlik ödeneği verilir.”