Yazar: Mustafa YAVUZ*
E-Yaklaşım / Haziran 2024 / Sayı: 378
I- GİRİŞ
Çek, Yasa’da belirtilen sıkı şekil kurallarına bağlı olarak, keşideci tarafından muhatap bankaya hitaben düzenlenen, üzerindeki yazılı meblağın belli bir kişiye veya hamiline ödenmesi için muhatap bankaya yetki veren ve çeki elinde bulunduran kişiye de çek bedelini muhataptan tahsil etme yetkisi sağlayan bir ödeme aracıdır([1]).
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun([2]) 559. maddesine istinaden havale ödeyicisi havaleyi kabul ettiğini açıklamadığı sürece havale eden, ona verdiği yetkiyi geri alabilir (cayabilir). Çek de aslında nitelikli bir havaledir. Bununla birlikte, çekin bir ödeme aracı olması ve çeke duyulan güvenin sarsılmamasını teminen “çekten cayma” 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda([3]) (TTK) özel olarak tanzim edilmiştir. Bu çerçevede, mezkûr Kanun’un 799. maddesinde, “Çekten cayma ancak ibraz süresi geçtikten sonra hüküm ifade eder. Çekten cayılmamışsa, muhatap, ibraz süresinin geçmesinden sonra da çeki ödeyebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Anılan hükümle esasen, mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun([4]) (ETTK) 711. maddesindeki([5]) düzenleme devam ettirilmektedir.
İşte bu çalışmada, çekten caymanın koşulları ve neticeleri, detaylı olarak ele alınmış ve değerlendirilmiştir.
II- ÇEKTEN CAYMA
TTK’nın 799. maddesinde çeki düzenleyene, ibraz süresi geçtikten sonra geçerli olacak şekilde çekten cayma beyanında bulunma olanağı tanınmıştır. Çekten cayma, düzenleyenin (keşidecinin) muhatap bankaya çek vasıtasıyla vermiş olduğu ödeme yetkisini geri almasıdır. Burada, çek anlaşmasından kaynaklanan düzenleyiciye ait ve muhataba ibraz edilen çekin ödenmemesi için verilmiş şekli bir talimat mevzu bahistir. Çekten cayma, esas itibariyle düzenleyicinin kendisi tarafından keşide edilip tedavüle sokulan çekin ödenmemesi istemini,