E-Yaklaşım / Mart 2024 / Sayı: 375
I- GİRİŞ
Sorumluluk hukukunda temel unsur kusur sorumluluğu olarak kabul edilmekle birlikte, kusur kavramının sorumluluk için yetersiz kalması yanında, teknik gelişim ve değişimler ile hakkaniyet ilkesi, kusursuz sorumluluğun varlığını gerekli kılmıştır. Bu kapsamda adam çalıştıranın sorumluluğu, Türk-İsviçre hukukunda kusursuz sorumluluk olarak değerlendirilmektedir. Zira durum, sorumlu kişinin kusuruna değil objektif özen ve gözetim ödevini yerine getirmemesine bağlıdır.
Günümüz ticari ilişkilerinde önemli yer tutan bankaların, “adam çalıştıranın sorumluluğu” düzenlemesi kapsamında kendilerine yüklenen birtakım sorumlulukları bulunmaktadır. Bu bakımdan banka çalışanlarının eylemleri çalıştığı bankayı bağlamakta ve buna ilişkin her durum kendi seyri içerisinde değerlendirilmektedir. Çalışmamız, bahsedilen konuya ilişkin Yargıtay makamlarınca verilen bir mahkeme kararının incelenmesine ilişkindir.
II- ADAM ÇALIŞTIRANIN SORUMLULUĞU
Hukuka aykırılık damgasına maruz kalan fiillerden biri olan haksız fiilin varlığından bahsedebilmek için hukuka aykırı bir fiilin varlığı, bu fiilin bir zararı sonuçlanması, zarar ile fiil arasında illiyet bağının bulunması ve failin kusurlu olması şartları aranmaktadır. Ceza hukuku bakımından “kusursuz ceza olmaz” ilkesi mutlak olarak kabul edilmişken özel hukukun sorumluluk düzeninde Kanun koyucu bazı hallerde kusur esasından saparak gerek Türk Borçlar Kanunu’nda gerek diğer mevzuatta kusursuz sorumluluk halleri ihdas etmiştir. Kusursuz sorumluluğun bir türünü oluşturmak üzere 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinde özen sorumluluğu başlığı altında adam çalıştıranın sorumluluğu düzenlenmiştir([1]).
“II. Özen sorumluluğu
1. Adam çalıştıranın sorumluluğu
MADDE 66- Adam çalıştıran, çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür.
Adam çalıştıran, çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse, sorumlu olmaz.
Bir işletmede adam çalıştıran, işletmenin çalışma düzeninin zararın doğmasını önlemeye elverişli olduğunu ispat etmedikçe, o işletmenin faaliyetleri dolayısıyla sebep olunan zararı gidermekle yükümlüdür.
Adam çalıştıran, ödediği tazminat için, zarar veren çalışana, ancak onun bizzat sorumlu olduğu ölçüde rücu hakkına sahiptir.”
Söz konusu hükümle artık 818 sayılı eski Borçlar Kanunu madde 55 hükmünde olduğu gibi, yalnızca adam çalıştıranın çalışanın zarar veren davranışından dolayı sorumluluğu düzenlenmemiş; 6098 sayılı Kanun’un 66. maddesine eklenen üçüncü fıkrayla ayrıca işletme sahibi adam çalıştıranların organizasyon sorumluluğu da getirilmiştir([2]).
Kanun koyucu madde 66’da adam çalıştıran hakkında farklı iki tür kusursuz, olağan sebep sorumluluğu öngörmüştür. Bunlardan birinci sorumluluk, münhasıran adam çalıştıranın çalışanın işini yaparken üçüncü kişilere verdiği zarardan kurtuluş kanıtı getirme imkanı tanınan olağan sebep olumluluğu hali olup, 66. maddenin 1 ve 2. fıkralarına göre, adam çalıştıranın, çalışanın kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı, çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse, sorumlu olmaz. İkinci sorumluluk ise, adam çalıştıranın işletme organizasyonu sorumluluğu olup, aynı maddenin 3. fıkrasına göre, Bir işletmede adam çalıştıran, işletmenin çalışma düzeninin zararın doğmasını önlemeye elverişli olduğunu ispat ederse, o işletmenin faaliyetleri dolayısıyla sebep olunan zarardan sorumlu olmaz([3]).
Adam çalıştıranın sorumluluğunda, adam çalıştıran ile çalışan arasında bağımlılık (emir-talimat) esasına dayanan bir çalıştırma ilişkisinin varlığı gerekir. Bağımlılık unsurundan anlaşılması gereken işin görülmesiyle ilgili olarak adam çalıştıranın çalışana talimat verebilmesi, işin organizasyonun adam çalıştıran tarafından kurulması ve işin onun denetim ve gözetiminde yapılmasıdır. Adam çalıştıranın çalışan üzerinde sahip olduğu gözetim ve denetim yetkisi bağımlılık unsurunun temelini oluşturmaktadır. İş yaşamındaki değişiklere ve yeniliklere paralel olarak günümüzdeki çalışma ilişkilerinde bağımlılık unsurunun esnediği görülmektedir. Bu kapsamda örneğin; işin adam çalıştıranın işyerinde değil çalışanın evinde görüldüğü hallerde bağımlılık unsuru esnemekle birlikte varlığını sürdürmektedir([4]).
III- BANKANIN ÇALIŞANININ EYLEMİNDEN DOLAYI SORUMLULUĞUNA YÖNELİK BİR MAHKEME KARARI
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 20.10.2022 tarih E.2021/1481 ve K.2022/7230 sayılı kararı özetle, bankanın, banka müdürü olarak görev yapan çalışanının eyleminden doğan sorumluluğuna yöneliktir.
Söz konusu davada davalı; banka şubesinin hatırı sayılır ve işlem hacmi yüksek müşterileri olduğunu, uzun zamandan beri bankacılık işlemlerini davalı bankada gerçekleştirdiklerini,…