Yazar: Musa ALBAYRAK*
Yaklaşım / Mayıs 2022 / Sayı: 353
I- GİRİŞ
İş Kanunu’nun 11. maddesine göre belirli süreli iş sözleşmesi; “Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir.” şeklinde tanımlanmıştır. İlgili maddeye göre; “Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir. Esaslı nedene dayalı zincirleme iş sözleşmeleri, belirli süreli olma özelliğini korurlar.”
Aynı Kanun’un 12. maddesine göre; “Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılan işçi, ayırımı haklı kılan bir neden olmadıkça, salt iş sözleşmesinin süreli olmasından dolayı belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılan emsal işçiye göre farklı işleme tâbi tutulamaz. Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçiye, belirli bir zaman ölçüt alınarak ödenecek ücret ve paraya ilişkin bölünebilir menfaatler, işçinin çalıştığı süreye orantılı olarak verilir. Herhangi bir çalışma şartından yararlanmak için aynı işyeri veya işletmede geçirilen kıdem arandığında belirli süreli iş sözleşmesine göre çalışan işçi için farklı kıdem uygulanmasını haklı gösteren bir neden olmadıkça, belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışan emsal işçi hakkında esas alınan kıdem uygulanır. Emsal işçi, işyerinde aynı veya benzeri işte belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılan işçidir. İşyerinde böyle bir işçi bulunmadığı takdirde, o işkolunda şartlara uygun bir işyerinde aynı veya benzer işi üstlenen belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılan işçi dikkate alınır.”
İş sözleşmelerinin belirsiz süreli olması asıl, belirli süreli olması ise istisnadır. Belirsiz süreli iş sözleşmelerinin yazılı yapılması zorunlu değilken belirli süreli iş sözleşmelerine yazılı şekil şartı konulmuştur.
Belirli süreli iş sözleşmesi dendiği zaman sözleşmenin gün, hafta, ay ya da yıl gibi zaman dilimleri ile kurulması gerekmemektedir. Kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi durumlarda kurulan ve kesin bir süre sınırı konulmayan sözleşmeler de belirli süreli olarak kurulmuş sayılacaktır. Örneğin, askere giden bir işçinin askerden dönene kadar yerine yeni bir işçi alınması, doğum yapan kadının doğum iznini kullanması halinde yerine işçi alınması, bir projenin tamamlanması, olağan olmayan bir şekilde sipariş artışı gibi durumlarda belirli süreli iş sözleşmesi kurulabilmektedir. Görüldüğü üzere kısa dönem askerlik yapan bir işçi yerine alınan kişi ile 6 aylık bir sözleşme değil de işçinin askerden dönene kadarki zaman dilimlerini kapsayan ve net olmayan bir süre için sözleşme kurulabilmektedir.
II- BELİRLİ SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİNİN SONA ERME ŞEKİLLERİ
Belirli süreli iş sözleşmeleri, sözleşme sonunda kendiliğinden sona ermektedir. İşçinin vefat etmesi halinde de sözleşme kendiliğinden sona erecektir.
Bunun dışında işçi ve işveren sözleşme bitiş tarihinden önce kendi aralarında anlaşarak sözleşmeyi sona erdirebilir.
Diğer sona erme şekli ise fesihtir. Her iki taraf da belirli iş sözleşmesinde belirlenmiş olan süreden önce haklı fesih nedenlerinin varlığını öne sürerek sözleşmeyi feshetme ve sona erdirme hakkına sahiptir.
III- İŞ KANUNU’NDA KIDEM TAZMİNATI