Yazar: Ertuğrul GEZEN*
I-
GİRİŞ
Günümüz Yargı
sistemlerinde, hem Yargı erkinin yükünü hafifletmek hem de buna bağlı olarak
adaletin hızlı tesisini sağlamak için alternatif çözümler geliştirilmiştir.
Arabuluculuk sistemi de bu çözüm yollarından biridir. Bununla birlikte, söz
konusu alternatif çözüm yolları bazı durumlarda tartışma konusu olabilmektedir.
Örneğin, hizmet tespiti davalarında arabuluculuk yoluna gidilmesi mümkün müdür?
Makalemizde bu sorunun cevabını vermeye çalışacağız.
II-
ARABULUCUĞUN MEVZUATTAKİ YERİ
7036 sayılı İş Mahkemeleri
Kanunu’nun “Dava Şartı Olarak
Arabuluculuk” başlıklı 3. maddesinin birinci bendinde; “Kanun’a, bireysel veya toplu iş sözleşmesine
dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan
davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
denilmektedir. Kanun hükmünden anlaşılacağı üzere işçi-işveren
anlaşmazlıklarında arabuluculuk yoluna gitmeden dava açma imkânı
bulunmamaktadır.
Arabulucu, uzmanlı eğitimi
almış ve ilgili makamlarca yetkilendirilmiş, tarafsız ve bağımsız bir kişidir.
İşçi-işveren tarafları arasında var olan uyuşmazlık konularını anlama,
tarafların menfaatlerini tanımlayıp muhtemel çözüm önerileri geliştirme ve nihayet
iki tarafında razı geleceği bir anlaşmayı ortaya koyma arabulucunun görev ve
sorumluluğundadır.
Arabuluculuk faaliyeti
sonucunda varılan anlaşmanın kapsamı taraflarca belirlenmekte ve anlaşma
belgesi düzenlenmesi hâlinde bu belge taraflar ve arabulucu tarafından
imzalanmaktadır. Belge taraflar veya vekillerince imzalanmazsa, sebebi
belirtilmek suretiyle sadece arabulucu tarafından imzalanır. 7036 sayılı Kanun
ile taraflar ve avukatları ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma
belgesinin icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde belge sayılacağı, arabuluculuk faaliyeti
sonunda anlaşmaya varılması hâlinde üzerinde anlaşılan hususlar hakkında
taraflarca dava açılamayacağı hükmü getirilmiştir.
İfade edildiği üzere 7036 sayılı Kanunla İş Mahkemeleri Kanunu’na göre arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Hangi davalar için arabulucuya başvurulacağı Kanun metninde genel olarak ifade edilmekle birlikte, başlıklarla da olsa, bu konuyu biraz açmakta fayda bulunmaktadır. Buna göre; Kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai, yıllık izin, kötü niyet tazminatı, sendikal tazminat, işe iade davaları gibi tüm anlaşmazlıklarda artık arabuluculuğa başvurulmadan dava açılamayacaktır.
III-
ARABULUCULUK KARARIYLA HİZMET TESPİTİ YAPILABİLİR Mİ?
Arabuluculuk faaliyeti
sonunda tarafların anlaşıp anlaşamadıkları hususunu bir tutanak ile belgelendirilmektedir.
Kanun’daki ifadesiyle; arabulucu, taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı
için görüşme yapılamaması yahut yapılan görüşmeler sonucunda anlaşmaya
varılması veya varılamaması hâllerinde arabuluculuk faaliyetini sona erdirir ve
son tutanağı düzenleyerek durumu derhâl arabuluculuk bürosuna bildirmektedir.
Arabuluculuk tutanağında yer alan boşta geçen süreye ait ücretle ilgili Sosyal
Güvenlik Kurumu’na yapılacak bildirimlerin belirsizliği tartışma konusu olmaktadır.
Zira, 7036 sayılı Kanun’da arabuluculukla ilgili hükümler ayrıntılı olarak
düzenlenmesine rağmen, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) uygulamaları açısından
boşluklar bulunmaktadır. Örneğin, arabuluculuk kararlarına istinaden hizmet
tespiti yapılması mümkün müdür?
Arabuluculuk kararlarına
istinaden geçmişe yönelik hizmet tespit işlemi yapılmasının kayıt dışı sigortalılığın
tespitinde katkı sunabileceği düşünülebilir. Ancak, bu kararların, hiçbir araştırma
yapmadan dikkate alınması yani mahkeme ilamı gibi değerlendirilmesi sahte
sigortalılık noktasında suiistimalleri de beraberinde getirebilecektir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nu…