E-Yaklaşım / Ocak 2024 / Sayı: 373
I- GİRİŞ
Anonim ve limited şirketlerde (sermaye şirketlerinde) sermaye, ortakların şirkete getirmeyi taahhüt ettikleri nakdi, ayni veya hak şeklindeki malvarlığı toplamının para olarak ifadesidir. Bu değerin, esas sözleşmede sabit bir rakam olarak gösterilmesi zorunludur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na([1]) (TTK) göre anonim ve limited şirketlerde sermaye olarak nakit (para) konulabileceği gibi, bunun dışında ayni sermaye olarak isimlendirilen malvarlığı unsurları da konulabilir. Kuruluş ve sermaye artırımında bir malvarlığı değerinin ayni sermaye olarak konulması ve bir işletme veya aynın devralınması hallerinde bu unsurların değerinin mahkemece atanacak bilirkişi tarafından belirlenmesi zorunludur. Bu kural, şirket sermayesinin korunması ilkesi kapsamında getirilen tedbir niteliğinde bir düzenlemedir([2]).
Türk hukuk sisteminde, bazı istisnai durumlar hariç, ticari davalar için özel bir usul (ticari usul) öngörülmemiştir. Dolayısıyla ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işlerinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu([3]) (HMK) hükümleri uygulanır. Bu çerçevede, ayni sermayeye değer biçilmesi ve bunun için bilirkişi görevlendirilmesi işlemleri de esas itibariyle HMK hükümlerine göre yapılır.
İşte bu çalışmada, anonim ve limited şirketlerde ayni sermayeye değer biçilmesinin usul ve esasları tüm yönleriyle ele alınmış ve değerlendirilmiştir.
II- GENEL OLARAK AYNİ SERMAYE
Sermaye şirketlerinde esas sermaye olarak para dışında ayni mallar da konulabilir. TTK’nın 127, 342 ve 581. maddelerine göre anonim ve limited şirketlerde ayni sermaye olarak konulabilecek malvarlığı unsurları şunlardır; Alacak, kıymetli evrak, sermaye şirketlerine ait paylar, fikri mülkiyet hakları, taşınırlar ve her çeşit taşınmaz, taşınır ve taşınmazların faydalanma ve kullanma hakları, ticari işletmeler, haklı olarak kullanılan devredilebilir elektronik ortamlar, alanlar, adlar ve işaretler gibi değerler, maden ruhsatnameleri ve bunun gibi ekonomik değeri olan diğer haklar ile devrolunabilen ve nakden değerlendirilebilen her türlü değerdir. Ayni sermaye olarak konulan fikri mülkiyet hakları ile sanal ortamlar ve adlar da dâhil malvarlığı unsurları üzerinde sınırlı ayni bir hak, tedbir ve hacizin bulunmaması, bunların nakden devrolunabilir ve değerlendirilir nitelikte olması gerekir. Buna karşın, anılan şirketlerde kişisel emek, hizmet edimleri, vadesi gelmemiş alacaklar ve ticari itibar, sermaye olarak konulamaz.
Öte yandan, esas sözleşmede bilirkişi tarafından belirlenen değerleriyle yer verilen taşınmazlar tapuya şerh verildiği, fikri mülkiyet hakları ile diğer değerler, varsa özel sicillerine kaydedildikleri ve taşınırlar güvenilir bir kişiye tevdi olundukları takdirde ayni sermaye kabul edilir (TTK md. 128/2).
III- AYNİ SERMAYEYE DEĞER BİÇİLMESİ
TTK’nın “Değer biçme” başlıklı 343. maddesinin birinci fıkrasında, “Konulan ayni sermaye ile kuruluş sırasında devralınacak işletmelere ve ayınlara, şirket merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce değer biçilir.” hükmüne yer verilmiştir. Anılan madde, aynı Kanun’un 578. maddesinde yapılan atıf dolayısıyla limited şirketler hakkında da tatbik olunmaktadır.
Sermaye şirketlerinin malvarlığının korunmasını hedefleyen söz konusu hüküm, aynı zamanda bu şirketlerde güvenli kuruluşu da sağlamaktadır. Öte yandan, madde gerekçesinde, mahkemece atanmış bilirkişinin kaldırılmasının bürokratik bir engelin kaldırılması olmayıp bir güvencenin yok edilmesi anlamına geleceği, aksi uygulamanın TTK’da belirtilen bazı sorumluluk hükümlerini uygulanamaz hale getireceği ve işlem güvenliğine zarar vereceği ve dolayısıyla eski TTK’da da olan bu düzenlemenin korunduğu belirtilmiştir([4]). Ayni sermayeye değer biçecek bilirkişilerin hangi mahkeme tarafından atanacağı hükümde açıkça gösterilmiş olup, buna göre zikredilen bilirkişiler, sermaye şirketinin merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanır.
Diğer taraftan, ayni sermayeye değer biçilmesi, yalnızca şirket kuruluşunda değil, TTK’nın 459/3. maddesi gereğince sermayenin artırımı sırasında konulan ayınlar hakkında da tatbik olunur. Bu kural, TTK’nın 590. ve 581. maddeleri bağlamında limited şirketlerde yapılan sermaye artırımı işlemleri için de geçerlidir.
Bu kapsamda, şirket kuruluşunda esas sözleşmede, sermaye artırımında ise tadil metninde, paradan başka sermaye olarak konan haklar ve ayınlar, bunların değerleri, bunlara karşılık verilecek payların miktarı, bir işletme ve ayın devir alınması mevzu bahis olduğu takdirde bunların bedelinin gösterilmesi zorunludur. Bahsi geçen metinlerde, ayni sermayeye bilirkişilerce biçilen değer ile bilirkişi raporunun tarihi ve mahkemenin görevlendirmesi de ayrıca belirtilir. Öte yandan, Ticaret Sicili Yönetmeliği([5]) uyarınca kuruluş veya sermeye artırımının tescilinde konulan ayni sermaye ile kuruluş sırasında devralınacak işletmeler ve ayni varlıkların değerinin tespitine ilişkin mahkemece atanan bilirkişi tarafından hazırlanmış değerleme raporları, konulan ayni sermaye üzerinde herhangi bir sınırlamanın olmadığına dair ilgili sicilden alınacak yazı, ayni sermaye olarak konulan taşınmazın, fikri mülkiyet haklarının ve diğer değerlerin kayıtlı bulundukları sicillere şerh verildiğini gösteren belge de ticaret sicili…