7524 Sayılı Kanunla KDV Kanununda Yapılan Değişiklikler Hakkında Açıklamalar

 

Yazar: Nuri DEĞER*

 

E-Yaklaşım / Ekim 2024 / Sayı: 382

 

 

I- GİRİŞ

 

02.08.2024 tarih ve 32620 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7524 sayılı Vergi Kanunları İle Bazı Kanunlarda Ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 3065 sayılı KDV Kanunu’nda yapılan değişiklikler aşağıda ele alınmıştır.

 

Öte yandan Kanun hakkında henüz bir genel tebliğ yayınlanmadığı için, biz açıklamalarımızı geçmiş uygulamalardan faydalanarak ve Kanunun ruhuna bağlı kalarak yapacağız.

 

II- ARAÇLAR, KIYMETLİ MADEN VE PETROL ARAMALARI İLE ULUSAL GÜVENLİK HARCAMALARI VE YATIRIMLARDA İSTİSNA MADDESİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

 

KDV Kanunu’nun 13. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi hükmüne göre, Deniz ve hava taşıma araçları için liman ve hava meydanlarında yapılan hizmetler vergiden müstesnadır.

 

Öte yandan 7524 sayılı Kanun’un 17. maddesi ile 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 13. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen parantez içi hükümle “(Bu bendin uygulanmasında gezi, eğlence, spor ve amatör balıkçılık gibi faaliyetlerde kullanılan araçlar, özel tekne ve yatlar, deniz taşıma aracı olarak kabul edilmez.)”

 

Başka bir deyişle 7524 sayılı Kanunla KDV Kanunu’nun 13. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen parantez içi hükümle bundan böyle KDV uygulamasında gezi, eğlence, spor ve amatör balıkçılık gibi faaliyetlerde kullanılan araçlar, özel tekne ve yatlar”, deniz taşıma aracı olarak kabul edilmeyeceğinden bu araçlar için limanlarda verilen hizmetler KDV’ye tabi olacaktır.

 

Öte yandan KDV Kanunu’nun 13/a maddesine 4108 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle,

 

“Faaliyetleri kısmen veya tamamen deniz, hava ve demiryolu taşıma araçlarının, yüzer tesis ve araçların kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olan mükelleflere bu amaçla yapılan deniz, hava ve demiryolu taşıma araçlarının, yüzer tesis ve araçlarının teslimleri, bu araçların imal ve inşası ile ilgili olarak yapılan teslim ve hizmetler ile bunların tadili, onarım ve bakımı şeklinde ortaya çıkan hizmetler ve faaliyetleri deniz taşıma araçları ile yüzer tesis ve araçların imal ve inşası olanlara bu araçların imal ve inşası ile ilgili olarak yapılacak teslim ve hizmetler” vergiden müstesnadır.

 

Yukarıya alınan madde hükmünden anlaşılacağı üzere, Gezi, eğlence, spor ve amatör balıkçılık gibi faaliyetlerde kullanılan araçlar, özel tekne ve yatların teslimi” ile imal ve inşasındaki istisna, sadece faaliyetleri kısmen veya tamamen söz konusu araçların kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olan mükelleflere tanınmıştır.

“KDV, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. KDV sisteminde mükellef, üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. KDV’de genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. İndirim konusu yapılabilecek KDV’nin indirebilmesi için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. KDV Kanunu’nun indirim için aradığı şekil şartları Kanun’un 34. maddesinde hükme bağlanmış olup, bunlardan bir tanesi de, KDV üzerinde gösterilen mal ve hizmetlere ait alış faturalarının kanuni defterlere kaydedilmesidir. Bundan amaç, indirimin gerçeğe uygun olması ve bu hususun mükelleflerce belgelendirilmesidir. Bu şartlardan herhangi birinin, VUK’da belirtilen mücbir sebepler mevcut olmamasına rağmen yerine getirilmemesi halinde, mükelleflerin yüklendikleri KDV’yi indirim konusu yapabilmelerine olanak bulunmamaktadır.”

 

Sonuç olarak mükellefe tanınan vergi indirim hakkının alış ve satış işlemlerinin mutlaka gerçekçi belgelere dayanması gerekir.

 

2- Vergi İndirimi Sisteminin Genel Özellikleri

 

3065 sayılı Kanun’un 29. maddesi hükmü ile diğer hükümlerini göz önünde bulundurmak suretiyle vergi indirimi mekanizmasının temel özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:

 

1. Vergi İndiriminden Sadece KDV Mükellefleri Yararlanabilir.

 

2. İndirilecek KDV İşletme Faaliyetlerine Ait Olmalıdır.

 

3. KDV Fatura ve Benzeri Belgelerde Ayrıca Gösterilmelidir.

 

4. İndirim İçin Verginin Ait Olduğu Malın Satılmış Olması Şartı Aranmaz.

 

İktisadi hayatta satın alınan mallar aynı vergilendirme döneminde satılabileceği gibi, daha sonraki dönemlerde de satılabilir. KDV’nde mükellefin yüklendiği vergileri mümkün olan en kısa sürede indirim mekanizması ile giderilmesi amaç olduğundan, bir mal veya hizmet satılmadığı gerekçesiyle bunlar için yüklenilen vergilerin indirimi ertelenemez. Diğer bir ifadeyle herhangi bir mal ve hizmet için yüklenilen KDV diğer teslim ve hizmetler üzerinden hesaplanan KDV’den indirilmesi mümkün bulunmaktadır.

 

5- Vergi İndirimi İçin Yüklenilen KDV’nin Ödenmiş Olması Şartı Aranmaz.

 

Vergi indiriminden faydalanabilmek için, KDV’nin ve hatta mal bedelinin fiilen ödenmiş olması gerekmez. Mükellef, borçlandığı KDV’yi indirim konusu yapabilir. Ancak ithalatta KDV indirimi için verginin gümrük idaresine ödenmesi şarttır.

Görüntülenme Sayısı