E-Yaklaşım / Haziran 2023 / Sayı: 366
I- GİRİŞ
Bir yapı değişikliği ya da yeniden yapılandırma modeli olan bölünme, günümüzde sıklıkla başvurulan yollardan birisi haline gelmiştir. Bölünme, çok büyüyen ve çekirdek işletme konusundan uzaklaşan şirketlerin ana konularına dönebilmelerine olanak sağlayan bir yoldur. Bölünme, aile ortaklıklarında, mirasın paylaşımında, iki veya üç gruplu ortaklıklarda sorunları çözmek amacıyla da kullanılabilmektedir. Daha önceden Kurumlar Vergisi Kanunu’nda düzenlenmiş olsa da, bölünmenin şirketler hukukuna ilişkin hükümleri ilk kez 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu([1]) (TTK([2]))’nda düzenlenmiştir. TTK’da, sadece sermaye şirketlerine ve kooperatiflere bölünme izni verilmiştir. Diğer bir ifadeyle, Kanun bölünebilen şirketleri sınırlayıcı bir tarzda belirlemiştir. Ancak, hükmün, her sermaye şirketinin ve kooperatif şirketin kendi genel türü içinde bölüneceği şeklinde yorumlanmaması gerekir. Bir anonim şirket, bir limited şirkete, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirkete ve kooperatife bölünebilir. Bunun gibi, bir kooperatif şirketin de bir anonim şirkete ve/veya limited şirkete bölünmesine engel yoktur. Buna karşılık bir anonim şirket şahıs şirketlerine bölünemez ve tersi de mümkün değildir. Çünkü, anılan caiz olmayan -bölünme türlerinde alacaklıların korunması ancak tasfiye hükümlerinin uygulanmasıyla mümkündür([3]).
Bölünme, sermaye şirketlerinin ve kooperatiflerin malvarlıklarını tamamen veya kısmen kendilerinden ayırarak tasfiyesiz olarak ve kısmî küllî halefiyet yoluyla başka sermaye şirketlerine veya kooperatiflere devretmeleri ve bunun karşılığı…