E-Yaklaşım / Ağustos 2023 / Sayı: 368
I- GİRİŞ
Konkordato müessesesi, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 285. maddesinde yer almış ve söz konusu madde 7101 sayılı Kanun ile yeniden düzenlenmiştir. Buna göre borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için konkordato talep edebilir. Konkordato müessesi anılan madde hükümlerine göre “Adi Konkordato“, aynı Kanun’un 309. madde hükümlerine göre “İflastan Sonra Konkordato” ve “Malvarlığının Terki Suretiyle” olarak üç başlık altında düzenlenmiştir. Öğretide adi konkordato iflas dışı konkordato ve iflas içi konkordato olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu iki türü birbirinden ayırt eden temel özellik ise birinde iflas süreci başlamadan borçlu veya alacaklıların talebi ile konkordato başlarken diğerinde iflas açıldıktan sonra iflası önlemek üzere (iflasın yerine geçerek iflası önleme amacıyla) borçlu tarafından konkordato teklif edilmesi söz konusudur.
Bu çalışmada, malvarlığının terki suretiyle konkordato yoluyla yapılan satışlarda doğabilecek mükellefiyetler ve sorumluluklar hakkında gerekli açıklamalar yapılacaktır.
II- MAL VARLIĞININ TERKİ SURETİYLE KONKORDATO
Mal varlığının terki suretiyle konkordato, İcra ve İflâs Kanunu’nun 309/a-309/l maddeleri ile İcra ve İflâs Kanunu Yönetmeliği’nin 106-107. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu türde borçlunun mal varlığı, tasfiye etmeleri konusunda alacaklılara terk edilmektedir. Mal varlığının terki suretiyle konkordatonun sonucunda borçlunun ticari faaliyetine devam etmesi söz konusu değildir([1]). Bir başka deyişle, malvarlığının terki suretiyle konkordato ile alacaklılara, borçlunun malvarlığı üzerinde tasarruf etmek veya bu malların tamamını ya da bir kısmını üçüncü kişiye devretmek yetkisi verilir. Alacaklılar haklarını konkordato tasfiye memurları ve alacaklılar kurulu aracılığıyla kullanırlar. Konkordato tasfiye memurları ve alacaklılar kurulu konkordato talebi hakkında karar veren alacaklılar tarafından seçilir. Konkordato tasfiye memuru asliye ticaret mahkemesinin seçime ilişkin kararı onaylamasından sonra göreve başlar. Konkordato komiseri de tasfiye memuru olabilir.
Malvarlığının terki suretiyle konkordato yapılmasında hem borçlunun hem de alacaklıların menfaati vardır. Zira böyle bir konkordatonun gerçekleştirilmesi hem borçluyu iflâs etmekten ve iflâsın kamu hukuku bakımından sonuçlarından kurtararak ticari saygınlığının daha fazla zedelenmesine engel olur; hem de aktiflerinin tasfiyesi sonucunda elde edilen değerden karşılanamayan alacak kesimleri için borç ödemeden aciz belgesi düzenlenmesini önler. Bu konkordato türü alacaklıların da yararınadır. Çünkü alacaklılar bu konkordatoya dayalı olarak gerçekleştirilecek tasfiyeden iflâs tasfiyesine nazaran daha fazla oranda pay alabilecektir([2]).