E-Yaklaşım / Mayıs 2023 / Sayı: 365
I- GİRİŞ
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 11. maddesi kanunen kabul edilmeyen giderleri düzenlemiştir. Kurum kazancı tespit edilirken 11. maddede sayılan giderler her ne kadar kurum tarafından yapılsa da belgeler ile tevsik edilse de bazı özel gerekçeler gösterilerek bu giderlerin kurum kazancından indirilmesine izin verilmiyor. Bunlardan biri de makalemizin konusunu oluşturan 11. maddenin (i) bendinde açıklaması yapılan Finansman gider kısıtlamasıdır. Makalemiz, Finansman gider kısıtlamasıyla ilgili Kanun ve Tebliğde yer alan mevzuat hükümlerinin tekrarına yer vermekten ziyade mükelleflerin idareden talep ettikleri bazı özelgelere (muktezalara) verilen cevaplarda bazı görüşlerin farklı değerlendirilmesinin kanun ve gerekçesine daha uygun olacağı düşünüldüğü için kaleme alınmıştır.
II- GİDER KISITLAMASININ TARİHÇESİ VE ÖZET BİLGİLER
6322 sayılı Kanun’un 37. maddesiyle 01.01.2013 tarihinden itibaren uygulaması öngörülen Finansman gider kısıtlaması Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 11. maddesinin (i) bendine eklenerek hayata geçmiştir. Cumhurbaşkanı’na giderlerin ne kadarlık kısmının kabul edilmeyeceğine dair yetki verilmiş olup bu yetki 04.02.2021 tarihli ve 31385 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 03.02.2021 tarihli ve 3490 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla kullanmış olup bu Kararda 01.01.2021 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi kazançlarına uygulanmak üzere söz konusu gider ve maliyet unsurlarının % 10’unun kurum kazancının tespitinde indiriminin kabul edilmeyeceği düzenlenmiştir.
Bu kısıtlama esas olarak Bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükelleflerine uygulanmaktadır. Yani gelir vergisi mükellefleri bilanço esasına göre defter tutsalar dahi bu kısıtlamaya tabi değillerdir. Ayrıca emeklilik şirketleri, Türkiye’de kurulu mevduat bankaları, katılım bankaları, kalkınma ve yatırım bankaları, yurt dışında kurulu bu nitelikteki kuruluşların Türkiye’deki şubeleri ve finansal holding şirketleri, sigorta ve reasürans şirketleri, finansal kiralama, faktoring, finansman şirketleri ve tasarruf finansman şirketleri ile sermaye piyasası faaliyetlerinde bulunan kurumlar finansman gider kısıtlamasına tabi tutulmayacaklardır.
Finansman gider kısıtlamasının özünde yabancı kaynak ve özkaynak karşılaştırması vardır. İşletmelerin yabancı kaynaklarla değil de özkaynaklarıyla kendini finanse etmesi beklenmektedir. Kanun ve ikincil mevzuat yabancı kaynak kullanımına kısıtlamalar getirmek istese de piyasa şartları, enflasyon, likidite durumları, şirket yöneticilerinin kararları, beklentiler, yatırımlar ve nakit değerleri işletmede korumak maksadıyla işletme dışından kaynak arayışına girebilirler. Bu da genelde banka ve finans kuruluşları tarafından kısa ve uzun vadeli kredi kullanımlarıyla olmaktadır. Maliye idaresi işletmelerin dış kaynaklardan temin edilen kredilerin işletme için riskli olduğunu düşündüğünden özkaynak toplamını geçen yabancı kaynak toplamı oluştuğu anda duruma müdahale etmek istemektedir. İşte bu müdahale daha çok dolaylı olarak şu şekilde gerçekleşmektedir. İşletmelerin 01.01.2021 tarihinden itibaren her geçici vergilendirme döneminde çıkarılacak bilançoda yabancı kaynak ve özkaynak karşılaştırması yapılarak, yabancı kaynak toplamının özkaynak toplamını aştığı dönemde aşan kısma münhasır olmak kaydıyla gider olarak dikkate alınan faiz, kur farkı, kâr payı, komisyon vb. ödemelerin % 10’luk kısmının kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınmasını istemektedir. İdare açısından yabancı kaynağın özkaynak tutarını aşan kısma isabet eden faiz, kur farkı, komisyon ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurlarından kısıtlamada dikkate alınmayacak tek istisnai durum yatırımın maliyetine eklenmiş olan yabancı kaynaklardır. Böyle bir durumda doğan gider ve maliyet unsurları için % 10’luk bu kısıtlamaya tabi tutulmayacaktır.