Doğum Sonrası Yarım Çalışma ve Yarım Çalışma Ödeneği Hakkında Bilinmesi Gerekenler

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Yazar: Fahrettin YÜKSEK*

E-Yaklaşım / Haziran 2023 / Sayı: 366

I- GİRİŞ

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en büyük problemlerinden biri doğum oranını düşmesi,  buna bağlı olarak genç nüfusun azalıp yaşlı nüfusunun artması ve buna paralel olarak da yaş ortalamasının yükselmesidir. Maalesef ülkemizde de durum aynı şekilde seyir etmekte olup günümüzde kadınların çalışma yaşamı içerisinde yer alması sosyoekonomik nedenlerden dolayı bir nevi zorunluluk haline gelmiştir. Yine ülkemizin son dönemde ulaşmış olduğu sosyal gelişmişlik düzeyi ile kadınların hayatın her alanında olduğu gibi çalışma hayatında da aldığı rol artmaktadır. Yine ailelerin geçimlerini sürdürebilmesi ya da yüksek refah seviyesini yakalayıp daha yüksek standartlar da bir yaşam için kadınların da iş hayatında yer alma oranı her geçen gün biraz daha artmaktadır. Bir açıdan bu durum evlenme yaşının artmasına ve çocuk sahibi isteğinin azalması veya istenilen çocuk sayısının düşmesini kaçınılmaz kılmaktadır. Diğer açıdan bakıldığında da kadınların en önemli toplumsal rollerinden birinin de annelik olduğu konusunda hemen herkesin fikir birliğinde olacağı ortadadır. Bu durum kadınların ve doğal olarak da çocuklarının sağlıklarının korunabilmesi için gebelik süresince ve anneliğin ilk zamanlarında çalışma koşullarında özel bazı düzenlemelerin yapılmasını zorunlu kılmakta olup bu çerçevede son yıllarda atılan en önemli adımlardan biri doğum sonrası yarım çalışma konusu olup makalemizde bu konuya değineceğiz.  

II- YASAL MEVZUAT

5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 15. maddesinde geçen analık halinin tanımı ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun analık halinde çalışma ve süt izni başlıklı 74. maddesinde geçen tanım hemen hemen aynı şekilde tarif edilmiş olup kısaca; Sigortalı kadının veya sigortalı erkeğin sigortalı olmayan eşinin gebeliğinin başladığı tarihten itibaren doğumdan sonraki ilk sekiz haftalık, çoğul gebelik halinde ise ilk on haftalık süreye kadar olan gebelik ve analık haliyle ilgili rahatsızlık ve özürlülük halleri analık hali kabul edilmekte olup bahsi geçen süre içinde kadın işçilerin çalıştırılmamaları esastır.

4857 Sayılı İş Kanunu’nda sağlık durumu uygun olduğu takdirde, doktorun onayı ile kadın işçi isterse doğumdan önceki üç haftaya kadar işyerinde çalışabilir. Bu durumda, kadın işçinin çalıştığı süreler doğum sonrası sürelere eklenir. Kadın işçinin erken doğum yapması halinde ise doğumdan önce kullanamadığı çalıştırılmayacak süreler, doğum sonrası sürelere eklenmek suretiyle kullandırılır.  Doğumda veya doğum sonrasında annenin ölümü hâlinde, doğum sonrası kullanılamayan süreler babaya kullandırılır. Üç yaşını doldurmamış çocuğu evlat edinen eşlerden birine veya evlat edinene çocuğun aileye fiilen teslim edildiği tarihten itibaren sekiz hafta analık hâli izni kullandırılır.  Birinci fıkra uyarınca kullanılan doğum sonrası analık hâli izninin bitiminden itibaren çocuğunun bakımı ve yetiştirilmesi amacıyla ve çocuğun hayatta olması kaydıyla kadın işçi ile üç yaşını doldurmamış çocuğu evlat edinen kadın veya erkek işçilere istekleri hâlinde birinci doğumda altmış gün, ikinci doğumda yüz yirmi gün, sonraki doğumlarda ise yüz seksen gün süreyle haftalık çalışma süresinin yarısı kadar ücretsiz izin verilir. Çoğul doğum hâlinde bu sürelere otuzar gün eklenir. Çocuğun engelli doğması hâlinde bu süre üç yüz altmış gün olarak uygulanır. Bu fıkra hükümlerinden yararlanılan süre içerisinde süt iznine ilişkin hükümler uygulanmaz hükümleri mevcuttur.

4447 sayılı işsizlik Sigortası Kanunu’nun doğum ve evlat edinme sonrası yarım çalışma ödeneği başlıklı ek 5. maddesinde İşçiye, 4857 sayılı Kanun’un 74. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca haftalık çalışma süresinin yarısı kadar verilen ücretsiz izin süresince doğum ve evlat edinme sonrası yarım çalışma…

Görüntülenme Sayısı