Değer Artış Kazançlarında İktisap ve Elden Çıkarma Kavramları (E-Yaklaşım)

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Yazar: Erdoğan ARSLAN*

E-Yaklaşım / Şubat 2023 / Sayı: 362

I- GİRİŞ

Değer artış kazançları, gelir vergisine tabi tutulan yedi gelir unsurundan biri olarak “diğer kazanç ve iratlar” kapsamında vergilendirilir. Kanuna göre kanunda sayılan mal ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazançlar, değer artış kazancıdır([1]). Ancak bu tür kazançların gelir vergisine tabi tutulabilmesi için, mal ve hakların niteliğine göre Kanun iktisap şekli, elde tutulma süresi, vergilendirme şekli gibi konularda özel şartlar öngörmüştür. Değer artış kazancında safi tutar, elden çıkarma karşılığında alınan para ve ayınlarla sağlanan ve para ile temsil edilebilen her türlü menfaatlerin tutarından, elden çıkarılan mal ve hakların maliyet bedelleri ile elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcının uhdesinde kalan giderlerin ve ödenen vergi ve harçların indirilmesi suretiyle bulunur. Hâsılatın ayın ve menfaat olarak sağlanan kısmının tutarı, Vergi Usul Kanunu’nun değerleme ile ilgili hükümlerine göre tayin ve tespit olunur([2]). Taksi, dolmuş, minibüs ve umum servis araçlarına ait ticari plakaların elden çıkarılmasından doğan kazançların tamamı ile bir takvim yılında elde edilen değer artışı kazancının, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlananlar hariç, 55 000 TL’si gelir vergisinden müstesnadır([3]). Kanun vergilendirilmeyecek değer artış kazançlarını da ayrıca belirlemiştir([4]). Kanun değer artış kazançlarının, ilke olarak soyutlanmış tek bir mal veya hak kapsamında elden çıkarma bedeli ile maliyet bedeli arasındaki farkı ifade ettiği halde, o mal veya hakkın iktisap bedelinin aylık dönemler itibariyle TEFE’deki([5]) (toptan eşya fiyat endeksi) artış oranı ile endekslenerek vergilendirilmesini de kabul etmiştir([6]).

Değer artış kazançlarının vergilendirilmesinde vergiyi doğuran olay(

Görüntülenme Sayısı