29.09.2011 – Kendi şirketinizden ücret alıyor musunuz

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Kendi şirketinizden ücret alıyor musunuz

|Hürriyet Gazetesi| |29.09.2011|

 

“NE ücreti şirket zaten benim” demeyin.

Bir daha soruyorum; “Şirketinizden ücret alıyor musunuz?”
Alıyorsanız, bu yazıyı okumasanız da olur.
“Almıyorum” diyorsanız, bu yazıyı dikkatle okuyun.


YAYGIN UYGULAMA
Türkiye’deki şirketlerin büyük kısmı aile şirketi.
Eşi, çocuğu, babası, annesi ya da yakın akraba veya arkadaşına, yüzde 1 ya da 5-10 hisse veriyor. Çoğunluk hisse kendine ait oluyor.
Yaygın uygulama bu şekilde.
“Şirketin sahibi” diyebileceğimiz büyük hissedar, para lazım oldukça, ihtiyacı kadar alıyor. “Kâr dağıtıldığında, yüzde 15 stopaj (vergi) var” diye şirket kâr da dağıtmıyor.


GELİRİNİZ NE?
Geçenlerde, büyük bir anonim şirketin, yönetim kurulu başkanı olan babaya ve yönetim kurulu üyesi olan iki oğluna sordum;
– Sizin geliriniz ne?
Espri yaptığımı düşünerek önce tebessüm ettiler. Ardından soruyu tekrarlayınca;
– İşte, şirket var ya Hocam…
– Tamam şirket var ama ben onu sormuyorum. Sizin şahsi geliriniz ne? Örneğin banka kredi kartı ödemeleri, çocukların okul gideri, yeme-içme-giyim, aidat, evdeki kadının ücreti, tatil vb. giderleriniz var. Peki sizin kişisel geliriniz ne?
Birbirlerine baktılar, düşündüler ve baba şaşkınlıkla konuştu;
– Evet, bizim kişisel gelirimiz yok. Böyle bir soru hiç aklımıza gelmemişti. Her ay bir sürü harcama yapıyoruz ama kişisel gelirimiz yok.
– Tahmin etmiştim… Aile şirketlerinde genellikle böyle oluyor. Hepiniz ya her ay şirketten belli bir ücret alın ya da her yıl kâr dağıtın.


KASA YA DA ALACAKLAR ŞİŞİYOR
Şirketin ortaklara verdiği paralar;
1. Ya “ortaklardan alacak” olarak deftere yazılıyor (Genellikle bu alacağa faiz de yürütülmüyor).
2. Ya da ödeme yapılıyor ama para kasada duruyormuş gibi gözüküyor. O da kasayı şişiriyor. Kasada 200-300 hatta 900 bin, 2 milyon lira gibi nakit para gözükebiliyor. Bu da inceleme elemanlarınca kabul edilmiyor. Hele banka kredisi kullanan şirketlerde hiç kabul edilmiyor.
Ondan sonra… “kırk katır mı kırk satır mı?” uygulaması başlıyor.
1. Örtülü kazanç dağıtımı yönünden kurumlar vergisi ve vergi ziyaı cezası 2. Kâr dağıtımı nedeniyle yüzde 15 stopaj ve ceza 3. Kâr payı (ya da temettü) vergisi ve ceza 4. KDV ve ceza uygulanıyor.
Ayrıca uygulanan gecikme faizi de var.
Bitmedi, Yeni Türk Ticaret Kanunu’na göre de ayrıca yaptırımı var.
Aman dikkat!.. Bu olay çok önemli.


HAMAMDAKİ ÇIPLAK
Yukarıdaki konu bize “hamamdaki çıplak” fıkrasını hatırlattı.
Adamın biri, hamamda yıkanıp çıktıktan sonra, hamamcıya gidip kazağının çalındığını söylemiş. Hamamcı da özür dileyip kazağın parasını ödemiş. Ayrıca hamam parasını da almamış. İzleyen hafta, yine aynı kişinin bu kez gömleği çalınmış. Hamamcı gömleğin parasını ödeyip, hamam parasını almamış. Sonraki hafta, aynı adam pardösüsünün çalındığını belirtince, hamamcı dayanamamış;
– Bak arkadaş, pardösünün parasını da ödüyorum ama sana pek inanmıyorum. Seni bundan sonra hamama almayacağım. Ancak, bir daha şunum çalındı, bunum çalındı demeyeceksen, gelebilirsin
demiş. Adam da kabul etmiş. Aksilik o ya ertesi hafta hamamdan çıktığında bir de bakmış ki, tüm elbiseleri, iç çamaşırları da dahil çalınmış. Dayanamamış ve hamam tasını da öne tutarak hamamcının karşısına dikilmiş;
– Tamam arkadaş, şu eşyam çalındı bu eşyam çalındı demeyeceğim ama Allah aşkına söyle, ben de hamama böyle gelmiş olamam değil mi?..

 

 


 

Görüntülenme Sayısı