Taşeron Yaşadı
Devlete ait işlerde çalışan taşeron işçileri, sendikalı olarak işveren sendikasıyla toplu iş sözleşmesi imzalayarak, kamu ihale sözleşmesinde belirtilen ücretten daha yüksek bir ücret talep edebilecek
Geçen hafta perşembe günü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ‘Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmelik’ uyarınca kamuda alt işveren işçisi olarak çalışan işçilerin toplu iş sözleşmesi imzalayarak ücret farkı elde etmesi mümkün hale geldi.
Buna göre kamuda taşerona verilen bir işte çalışan alt işveren işçileri kamu işveren sendikası ile toplu iş sözleşmesi imzalayarak kamu ihale sözleşmesinde belirtilmiş ücretten daha yüksek bir ücret düzeyinde anlaşmışlarsa daha yüksek ücret alabilecekler.
Yönetmelik 11 Eylül 2014 sonrasında geçerli. Dolayısıyla geçmiş dönemde imzalanmış toplu iş sözleşmeleri için de fark talep edilebilecek. Halen kamuda çalışan taşeron işçi sayısının yaklaşık 750 bin kişi civarında olduğu biliniyor.
Kamuda en çok temizlik güvenlik ve sağlık alanlarında taşeron işçi kullanımının yaygın olduğu görülüyor. Maliye Bakanlığı’nın çıkardığı yönetmelikle bu çalışanların büyük bir bölümünün ücretlerinde önümüzdeki günlerde artış yaşanacak.
Sendikaya üye olabilirler
Çalışma hayatının en önemli sorunlarından birisi olan alt işverenlik, kamuoyunda bilinen adıyla taşeronluk uygulamasında, son dönemde bazı iyileştirmeler yaşandı. İlk olarak torba kanunla asıl işverenlere taşeron işçilerinin yatmayan ücretlerini, kullandırılmayan yıllık izinlerini takip zorunluluğu getirilmişti.
Bu sayede asıl işverenlerin taşeron seçiminde titiz davranması hedefleniyor. Bu düzenlemelerin amacı işçilerine ücretleri zamanında yatırmayan, yıllık izinleri kullandırmayan taşeron şirketlerin tercih edilmemesi ve taşeron işçilerinin yasal haklarını kullanmalarının sağlanmasıdır. Asıl işverenler taşeron işçisinin kullanmadığı yıllık iznin kendi başını ağrıtacağını bilirse bu konuda daha hassas değerlendirmeler yapıyor.
Kıdem tazminatı hakkı
Taşeron işçiler için yıllık izinle birlikte en büyük problem kıdem tazminatıydı. Pek çok kamu kurumunda taşeron olarak çalışan işçiler 11 ayın sonunda bağlı bulundukları şirketin değişmesi sonucu kıdem tazminatı hakkına kavuşamıyorlardı. Halbuki bu işçiler aynı kamu kurumunda, aynı işi yapmaya devam ediyorlardı. Yalnızca şirket değiştiği, yani üzerlerindeki kıyafet değiştiği için kıdem tazminatı alamıyorlardı.
Torba yasa ile getirilen düzenleme sonrası aynı kamu kurumunda farklı taşeron şirketlere bağlı olarak çalışmış işçilerin kıdemi toplam çalışma süresi üzerinden hesaplanarak bu sürenin tamamı üzerinden kıdem tazminatı alınması mümkün hale geldi.
Yani 10 farklı şirkete bağlı olarak 9 yıldan fazla çalışan taşeron işçisi de emekli olurken kıdem tazminatı alabilecek ve kıdem tazminatının miktarı kamu kurumunda çalıştığı bütün sürenin karşılığı olarak 9 aylık brüt ücreti olacak. Yönetmelikte detaylar netleşecek.
Taşeron işçiler için yapılan bu iyileştirmelerin yanına şimdi de toplu iş sözleşmesi ile ücret zammı ve bunun yanında bazı başka menfaatler elde etmek de eklendi.
Sözleşmenin avantajları
Kamuda çalışan taşeron işçileri bulundukları işkolunda örgütlü sendikalara üye olabiliyor. Sendikalar ülke çapında o işkolunda çalışan işçilerin yüzde 1’i, toplu iş sözleşmesi yapılacak işyerindeki işçilerin ise yarıdan bir fazlasını üye kaydedince toplu iş sözleşmesi imzalayabiliyor.
Toplu iş sözleşmesinde bazı sosyal haklar da karara bağlanır. İşçilere İş Kanunu’nda belirtilen yıllık izin süresinden daha uzun yıllık izin hakkı sağlanması, bayramlarda ek ödemeler yapılması, iş sözleşmesinde kararlaştırılabilir. Böyle bir durumda işçilerin doğrudan ücretleri artmayabilir fakat ek bazı haklara kavuşurlar.
Ücret farkı devletten
Taşeron işçisinin sendikaya üye olup toplu iş sözleşmesi imzalayabilmesi hakkı yeni bir hak değil. Daha önce de alt işveren işçileri bağlı bulundukları işkolunda sendikalara üye olarak sendikanın yetki alması halinde toplu iş sözleşmesi imzalayabiliyorlardı.
Fakat taşeron işçilerinin zaten iş güvencelerinin çok düşük olması nedeniyle sendikalardan uzak durduğunu görüyorduk. Bu düzenleme sonrası alt işveren işçisi, sendikaya üye olup toplu iş sözleşmesi imzalayarak ücret farkı elde ettiğinde ücret farkının kamu ihalesini veren kamu kurumu tarafından karşılanacak olması taşeron işçilerinin sendikalaşması önündeki engelleri azalttı. Dolayısıyla bu düzenleme sonrası daha fazla taşeron işçisi sendika üyesi olabilecek.
Ödeme işçiye yapılacak
Kamudan ihale ile temizlik, güvenlik gibi işleri alan işverenler ihale sürecinde işçilik gideri adı altında bir ödeme alıyor. Planlarını da bu rakam üzerinden yaparak işe başlıyor. Bu düzenleme sonrasında alt işveren işçilerinin kamu işverenleri sendikası ile toplu iş sözleşmesi imzalaması ve imzalanan toplu iş sözleşmesinde sağlanan maddi ve sosyal hakların ihalede belirtilen rakamın üzerine çıkması halinde aradaki fark ihaleyi veren kamu kurumu tarafından karşılanacak. Dolayısıyla alt işveren işçilerinin ücretinde toplu iş sözleşmesi ile bir artış olduğunda artış doğrudan kamu kurumu tarafından karşılanacak. Bu sayede alt işverenin ‘maliyetlerim yükseldi’, ‘ihale buna göre planlanmamıştı’ gibi nedenlerle işçilerine düşük ücret veremeyecek.
İş güvenliği ve sosyal haklar
Alt işverenlerin sendikalara olan bakışı da bu uygulama ile değişecek. Sendikaların örgütlü olduğu işkollarında iş kazalarının daha az yaşandığını, işçilerin haklarını çok daha rahat elde ettiklerini biliyoruz. Bu nedenle kamudan ihale alan işverenler başta olmak üzere bütün işverenlerdeki sendika algısının değişmesi açısından bu düzenleme çok önemli. Bu sayede en azından ilk etapta kamu ihalesi alan alt işverenlerin sendikalara yönelik algısı değişecektir. Aynı işveren özel sektörde de değişen algısı nedeniyle sendikalara farklı bir bakış açısıyla yaklaşacaktır.
Yargı kararları uygulanmalı
Taşeron konusunda önemli bazı adımlar atılıyor. Ancak bu adımlardan çok daha önemlisi geçmişte kadro hakkı kazanmış Karayolları işçileri başta olmak üzere bütün diğer işçilere yargı yoluyla elde ettikleri hakların sağlanmasıdır. Bu sayede taşeron uygulamasının kötü izleri silinebilir. Bugünden sonra hem özel sektörde, hem kamuda taşeron kullanımı kısıtlanarak, taşeron işçilerinin haklarını genişletecek her türlü düzenleme yapılarak çalışma hayatının kanayan yarasına pansuman yapılmamalı, doğrudan sonuç verecek müdahalelerde bulunulmalıdır.
Milliyet Gazetesi – 25.01.2015