Mezarda bile KDV var
|Hürriyet Gazetesi| |18.12.2011|
“O KADAR DA olmaz” demeyin.
Mevzuat böyle efendim. Öldükten sonra da KDV var.
MEZARIN KDV’Sİ Öldükten sonra gömüleceğiniz mezar var ya... İşte o da KDV’ye tabi. Üstelik en yüksek oranda yani yüzde 18 KDV’ye tabi!
YAŞANMIŞ BİR OLAY Sağlığında, “öldükten sonra ne olur ne olmaz” diye kendisine ve eşine Trabzon’da mezar yeri alan vatandaşımız, faturasını da
muhasebecisine göndermiş. Muhasebeci de arayıp sormuş; - Abi bu ne? - Hanımla bana çok güzel bir yer aldım. İstersen sana da alayım.. - Abi sağol istemem. Ama bu faturayı deftere yazamam. Yazarsam sana öldükten sonra hem gelir vergisi hem de KDV gelir!
ÖLDÜKTEN SONRA DA VAR Şimdi diyeceksiniz ki; “Yaşarken ödüyoruz bari mezarda KDV olmasın.” Olur mu efendim. Öldükten sonra bile verginiz var. Onu da sizin adınıza mirasçılarınız ödüyor!..
Ölüye de KDV var “Adam ölmüş, ne KDV’si? Katma bir değer yok. Eksilen bir değer var” diye düşünebilirsiniz. Ayrıca haklısınız da... Ancak hastaneye ödeme yaparken, yüzde 8 de KDV alınıyor. Adamın hastanede bir kolu ya da bacağı kesilmiş. İki kol ya da bacakla girmiş, kesildiği için biri eksilmiş. “Katma değer bunun neresinde? Eksilen değer var.” Doğru haklısınız ama yine de Katma Değer Vergisi ödeyeceksiniz. Siz Maliye’den daha mı iyi biliyorsunuz?
Doktorlardan daha mı iyi biliyorsun SAVAŞIN birinde o kadar çok zayiat varmış ki doktorlar, yaralılara bakmaya dahi zaman bulamıyorlarmış. Yerde yatanlara şöyle dokunurlarmış.
Adam kımıldarsa “Sedye” diye bağırır, hareket göremeyince de, “Denize” derlermiş. Böylece, sedyedekiler tedaviye götürülür, denize dedikleri de
mavi sulara atılırmış. Bir seferinde, doktor yine yerde yatanlardan birine dokunmuş. Adam kımıldamayınca: “-Denize” emrini vermiş. Sağlık erleri adamı tam denize a
tmaya götürüyorlarmış ki adamcağız gözlerini açmış. - Ne oluyoruz? Nereye götürüyorsunuz? - Denize atmaya. - Niçin? - Sen ölüsün. - Ben nasıl ölü olurum? Sağlık erleri kızıp terslemişler onu: - Ölüsün dedik ya, çok konuşma, sen doktordan daha mı iyi bileceksin?
Bir soru SORU: Nano saniye nedir? YANIT: Yeşil ışığın yanması ile arkadaki magandanın kornaya basması arasında geçen süre... (Teşekkürler Ümit KURTULMAZ)
En çok söylenen yalanlar Telefonun sesi kısık kalmış. Önemli olan ruh güzelliği. Yarın diyete başlıyorum. Hiç yalan söylemem.
En çok ziyan olan gün Bütün günlerin içinde en çok ziyan olanı insanın hiç gülmeden geçirdiği gündür. (Byron) (Teşekkürler Pınar KÖKSAL)
Haklı haksız Sokrat ölüme mahkûm edildiğinde eşi: “- Haksız yere öldürülüyorsun” diye ağlamaya başlayınca, Sokrat acı acı gülümseyerek konuşmuş: - Ne yani, bir de haklı yere mi öldürülseydim?
Ti Neden bulmacalarda boru sesinin karşılığı hep “ti”dir? Bulmacaları hazırlayan arkadaşlar hiç “ti” diye ses çıkaran boru görmüşler midir?
Nebraska’da Bar sahipleri çorba bulundurmak zorunda. Aksi takdirde bira satmaları yasak. Waterloo kentinde berberlerin 07.00- 19.00 arası soğan yemeleri yasak.
Tartışma Bir karı-kocanın tartışmasına şahit olursanız, kadını savunun, çünkü kocanın savunmaya ihtiyacı yoktur, o her zaman haklıdır.
Kim o Biz Türkler “kim ooo?” sorusuna verilen standart “been” cevabının ses analizini yapıp, kişinin kim olduğunu anlayabilen eşsiz bir gene sahibiz.
(Teşekkürler Özden ANIL)
Kadın susuyorsa Bir kadın söyleyeceği çok şey olduğu halde susuyorsa, erkek artık tüm şansını kaybetmiş demektir. Pablo Neruda
Beton gibi TEMEL doktora gider. Doktor, Temel’i tepeden tırnağa kontrol ettikten sonra teşhisini bir bir sıralar; - Karnın su topluyor, adelelerinde kireçlenme var, böbreklerinde kum var, kanında da demir fazla. Temel sevinçten adeta uçar: - Desene doktor bey, beton gibiyim!..
Bak şu profesöre Ünlü Arap şairi Kahire Üniversitesi profesörü Şeyh Muhammed Abdül İbrahim 150 yaşında vefat etmiştir. 105 sene bekâr yaşamış,
105 yaşında evlendikten sonra 5 çocuğu olmuştur.
Günün sözü Hayatımız, düşüncelerimizin eseridir. Marcis Aurelius
|