91’lik Delikanlı ve Ar-Ge |Hürriyet Gazetesi| |17.07.2010|
BAŞLIĞI okuyunca “91’lik delikanlı mı olurmuş?” demeyin.
Gerçekten var! Bunlardan birini de ben tanıyorum.
ÇOK YÖNLÜ Bunaltıcı yaz sıcağında İstanbul’dan yola çıkıp, Antalya’ya kadar otomobilini bizzat kullanır. Katıldığı maliye sempozyumlarında, sabahtan akşama kadar konuşmaları dinleyip uzun uzun notlar alır. Akşam yapılan baloda da gençlere taş çıkartacak şekilde dans eder. Üstelik manken gibi bir fiziği var. Bunlardan öte, devamlı üreten, harika bir beyin. 1947 yılında, Prof.Dr. Fritz Neumark’ın yanında tez çalışmalarını tamamlayıp İktisat Doktoru ünvanını alan ve kariyerini devam ettirip, doçent ve profesör olan, 35 yıl önce yani 1975 yılında emekli olduktan sonra da durmayan ve 20’nin üzerinde kitap, binden fazla makale ve etüdü olan 91’lik delikanlıyı belki siz de tanıyorsunuz; Prof.Dr. Selahattin Tuncer… Hoca’nın bir başka hoşuma giden yönü de çevresindekilere “Durun bakalım, daha önünüzde çok uzun yıllar var” diye moral vermesi… Yıllar önce, eşimle birlikte yazıp Selahattin Hoca’ya ithaf ettiğimiz “Vergi İhtilafları ve Çözüm Yolları” adlı kitap, rekor kırıp 18 baskı yaptı. Yakında 19. baskısı çıkacak. Bu da Hoca’nın uğuru ve olayın bizi ilgilendiren bir başka güzel yönü…
AR-GE’NİN ÖNEMİ Prof.Dr. Selahattin Tuncer’in, geçtiğimiz günlerde, “Türkiye’de Ar-Ge Teşvikleri ve Uygulaması” adlı yeni bir kitabı çıktı (Bkz. www.yaklasim.com). Ar-Ge, araştırma ve geliştirmenin kısaltması olarak kullanılan bir deyim. Bir ülkede bilim ve teknolojinin gelişmesinin ön koşullarından biri, bunun için gerekli alt yapının olmasıdır. Bilgiye dayalı ekonomilerin en önemli özelliği, bilginin istenilen zamanda, istenilen miktarda ve kalitede üretilmesidir. Bu da iyi işleyen bir Ar-Ge sistemini gerektiriyor. Yüksek rekabet düzeyi ve kaliteli rekabet ortamı oluşturulmadan yani yapısal sorunlar çözülmeden, sadece arz yönlü politikalarla firmaların yatırım düzeylerinin artırılmasıyla; bir ekonominin verimliliğinin, büyüme oranının ve istihdam düzeyinin uzun dönemde ve kalıcı olarak artırılamayacağı görülmektedir. Ar-Ge harcamalarının GSYİH’e oranı yönünden Türkiye, AB ortalamasının (1,83), üçte biri (0,60) civarında.
AR-GE TEŞVİKLERİ Özellikle ülkemiz açısından son derece önemli olan Ar-Ge çalışmaları, bununla ilgili harcamalara getirilen bazı teşviklerle desteklenmeye çalışılmıştır. Gelir ve kurumlar vergisi yönünden gider yazılma avantajının yanı sıra, Ar-Ge çalışmaları karşılığında elde edilen ücretlerin, doktoralı olanlarda yüzde 90’ı, diğerlerinde ise yüzde 80’i gelir vergisinden müstesna tutuluyor. Ayrıca sigorta primi desteği, damga vergisi istisnası, tekno girişim sermayesi desteği, rekabet öncesi işbirliği projeleri ile ilgili teşvikler, Ar-Ge ve Yeniliklerle İlgili Fonlara Ait Destekler bunlardan bazıları… Ar-Ge çalışmaları, başta KOBİ’ler olmak üzere, yerli ve yabancı şirketler için son derece önemli. İşletmelerin Ar-Ge olayına önem vermeleri yapısal sorunlarını çözmelerini ve yatırım düzeylerini artırmalarını sağlayacak, bu da hem verimliliklerini hem de büyümelerini olumlu yönde etkileyebilecek. Ar-Ge olayına daha çok ilgi göstermekte yarar var…
|
|
|