Türk erkeği depresyonda kadından çok izin alıyor…
Dünya Ruh Sağlığı Günü kutlu olsun!
Bugün 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı günü. Ruh sağlığı ve ruh hastalıklarının toplumda farkındalığını artırmak amacıyla 1992 yılından bu yana toplantılar düzenleniyor. Günün amaçlarından birisi de, nörolojik ve psikiyatrik hastalıkları önlemek ve bu hastalıkların tedavi ve bakımlarını geliştirmek. Konuya dikkat çekmek amacıyla nörolojik ve psikiyatrik hastalıkların çalışma hayatı üzerindeki etkilerinden de bahsedilebilir. Nitekim depresyon gibi psikiyatrik hastalıklar çalışanları ve çalışma hayatını ciddi anlamda etkiliyor.
Dünya çapında 350 milyon kişiyi etkilediği tahmin edilen, kronik ve tedavi edilmeyince ilerleyen bir hastalık olan depresyonun, evde, iş yerinde ve günlük sosyal ilişkilerde yıkıcı bir etkisi var. Depresyona genellikle üzüntü ve yorgunluk gibi belirtiler eşlik ediyor. Bu belirtiler bireyde konsantre bozukluğu yarattığından bireyin çalışma yaşamında başarısız ve mutsuz olmasına neden olabiliyor.
Verimsizlik üretiyor
Depresyon, özellikle çalışanları ve çalışma çağındaki nüfusu etkileyen bir hastalıktır. European Depression Association (EDA) anketinin sonuçlarına göre, her 10 kişiden 1’i depresyon nedeniyle işinden izin almış olup; bu hastalığı son kez yaşadıklarında ortalama 36 gün izin kullanmışlar. Ancak hastaların sadece üçte ikisi depresyonda olduğunu işverenine söyleyeceğini; yüzde 37’si ise kesinlikle işvereni durumdan haberdar etmeyeceğini de belirtmiş.
Çalışma yaşamını ve buna bağlı olarak üretim potansiyelini olumsuz etkileyen depresyonun yarattığı ekonomik sonuçlar Avrupa Birliği ülkelerinde yapılan bir çalışmayla ölçülmüş. Buna göre; 2010 ve 2013 yıllarında hesaplanan depresyon maliyeti 92 milyar euro. Yine aynı yıllarda depresyonun işyerinde hastalık izni ve erken emeklilik gibi sebeplerden dolayı verimlilik kaybı dahil olmak üzere hesap edilen dolaylı maliyeti ise 54 milyar euro.
Türkiye’de depresyona girenlerin dörtte üçü işinden izin almış olup, izin alınan süre yaklaşık 32 gün. Erkekler kadınlara kıyasla biraz daha fazla izin alma eğilimindeler (kadınlarda 25.4 güne karşı erkeklerde 36.6 gün). İnsanlar işyerinde depresyonun temel etkileri olarak verimlilik kaybı (yüzde 51), diğer çalışanların ruh hali üzerinde olumsuz etki meydana getirme (yüzde 48) ve diğer çalışanları rahatsız etmeyi (yüzde 47) görmekteler.
Almanlar rekortmen
IDEA (Impact Of Depressiat Work in Europe Adult)’nin Avrupa Denetimi, İş Yaşamında Depresyonun Etkisi Türkiye Raporu’na göre ülkemizde depresyon nedeniyle işe devamsızlıklar en düşük seviyede. Depresyon nedeniyle alınan izinler konusunda Avrupa ülkeleriyle Türkiye arasında önemli bir farklılık göze çarpıyor. Çalışmada “depresyon nedeniyle hiç izin aldınız mı?” sorusuna Avrupa genelinde çalışanların yüzde 51’i evet cevabını vermiş. Ülke özelinde bakılacak olur ise; depresyon nedeniyle en fazla izin alınan ülkeler sırasıyla; yüzde 61 ile Almanya, yüzde 60 ile Danimarka ve yüzde 58 ile Büyük Britanya olmuş. Türkiye ise yüzde 25’lik oranla listenin sonunda yer alıyor.
Türkiye’de durum
Türkiye’nin, AB ülkeleriyle karşılaştırılınca depresyon nedeniyle en az izin kullanılan ülke olmasının arkasında 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun uygulamaları yatıyor. Ülkemizde hastalık sigortasından sağlanan yardımlar çok düşük seviyede. Hastalık nedeniyle rapor alan bir sigortalıya, raporlu olduğu günler için ayakta tedavi görmesi halinde sigortaya bildirilen kazancının 3’te 2’si, yatarak tedavi görmesi halinde ise yarısı ödeniyor.
Yani sigortalı hasta olduğu ve rapor aldığı anda ücretinin belirli bir miktarını kaybetmekte. Diğer yandan çalışanların hastalık nedeniyle 3 günlük rapor almaları halinde SGK tarafından kendilerine sadece 1 günlük ücretleri ödeniyor.
Depresyon tedavi edilebilir
Depresyon ne geçici bir ruh durumu ne de kişisel bir zayıflıktır. Ciddi ama aynı zamanda tedavi edilebilir bir rahatsızlıktır. Aksine, fark edilmeyen ve tedavi edilmeyen depresyon, hem kişinin kendisi için büyük bir zarar; hem de işyeri açısından para kaybı, üretim zararı adına önemli bir etkendir. Hayatımızın büyük bir kısmının çalışma ortamında geçtiğini düşünürsek depresyon ister kişisel problemlerden kaynaklansın ister iş ile ilgili problemlerden kaynaklansın en önemli etkisini iş ortamında göstermektedir.
İşverenler çalışanlarına “çalışan destek programları” sunarak, hem çalışanın zaman kazanmasını hem de sağlanan danışmanlık hizmetleri ile sorunlarına ilişkin doğru çözüme ulaşmalarını sağlayabilir.
Milliyet Gazetesi – 10.10.2014