09.12.2014 – Part-Time hayat

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Part-Time hayat


Part-time çalışma, AB ülkelerinde çok yaygınken Türkiye’de 10 çalışandan sadece biri part-time işlerde istihdam ediliyor. Yurtdışında, daha çok gençler ve kadınların tercih ettiği bu esnek çalışma teşvik ediliyor. Türkiye’de ise kapsamlı düzenleme yok. Ülkemizde part-time çalışmayla ilgili kıdem tazminatı, izin ve genel sağlık sigortası şartlarına bir göz atalım… 

 

Türkiye’de 2 milyon 692 bin kişi kısmi süreli, yani part-time çalışıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Hanehalkı İşgücü Anketi’nin Ağustos 2014 sonuçlarından çıkan bu rakama göre, toplam istihdam edilenlerin yüzde 11.3’ü yani 10 çalışandan yalnızca 1 tanesi part-time işlerde çalışıyor.

Bu rakamlar doğrultusunda part-time çalışanların ülkemizde toplam çalışanların çok küçük bir bölümünü meydana getirdiğini söylemek mümkün. Bizdekinin aksine gelişmiş ülkelerde part-time çalışanların oranı neredeyse tam süreli çalışanların oranına yakın seviyede.

Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde part-time çalışma çok yaygın. Bazı ülkelerde esnek çalışma biçimleri ve özellikle part-time çalışma bir istihdam politikası olarak tercih ediliyor. Yani part-time çalışma teşvik ediliyor.

Hollanda’da çalışan her 2 kişiden birisi part-time çalışıyor. Part-time istihdam edilenler toplam istihdam edilenler içerisinde yüzde 49.3’lük paya sahip. İsviçre ve Avusturya da part-time istihdamın bir tercih olarak kullanıldığı ve part-time çalışanların oranının yüksek olduğu ülkeler.

 

Kadınlar ve gençler tercih ediyor

Part-time çalışanlar genellikle gençler ve kadınlardan oluşur. Gelişmiş ülke örneklerine baktığımızda özellikle üniversite öğrencilerinin part – time çalışarak eğitim masraflarını çıkardıklarını görürüz. Part-time çalışanların toplam çalışanlar içerisindeki oranını incelediğimizde bütün ülkelerde kadınların part-time çalışmayı daha çok tercih ettiğini görürüz. Hollanda’da istihdam edilen her 4 kadından 3’ü part-time işlerde çalışıyor.

Bizde ise tam gün süreli iş bulamayan genç ve kadınların part-time istihdamı tercih ettiklerini yani bir anlamda iş bulamadıkları için ara bir formül olarak bu işlere girdiklerini biliyoruz.

Türkiye’de part-time çalışma şekli çok yoğun olmadığından bu konuyla ilgili çalışma mevzuatımızda da kapsamlı bir düzenleme bulunmuyor. İş Kanunu, part-time veya kısmi süreli çalışmayı iş sözleşmesinin tanımından yola çıkarak ortaya koyuyor.

Kanun, “İşçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşme kısmi süreli iş sözleşmesidir…” demektedir.

 

Çalışmada üçte iki formülü…

Yani part-time çalışma haftalık 45 saat olarak belirlenen sürenin çok daha altında yapılan bir çalışma olarak nitelendiriliyor. Konuya açıklığı ise Çalışma Süreleri Yönetmeliği getiriyor. Yönetmeliğe göre kısmi süreli veya part-time işler, “iş yerinde tam süreli iş sözleşmesi ile yapılan emsal çalışmanın üçte ikisi oranına kadar yapılan” çalışmalar.

Buna göre, haftalık 45 saatlik bir tam süreli çalışma da 2/3’e kadar yani 30 saate kadar (30 saat dahil) yapılan çalışmalar kısmi süreli ya da bilinen adıyla part-time çalışmalardır. Ancak hemen ifade edelim, bir işyerinde haftalık çalışma süresi 40 saat olarak belirlenmişse, o zaman 26 saate kadar olan çalışmalar part-time olacaktır.

 

Çalışılmayan günler için gelir testi lazım

Part-time çalışanlar çalışmadıkları günler için gelir testi yaptırarak genel sağlık sigortası primi ödemek zorundalar. Bu nedenle kısmi zamanlı çalışan kişiler hiç çalışmasalar anne-babaları veya eşleri üzerinden sağlık hizmetlerinden yararlanabilecek durumdayken, çalışmaya başlayınca sağlık hizmetleri için prim ödemek durumunda kalabiliyorlar.

Part-time çalışan kişilerin çalışma gün sayısı şu şekilde hesaplanıyor. İlgili ay içerisinde part-time çalışan kişinin toplam çalışma süresi bulunuyor ve 7.5’a bölünüyor. Örnek olarak 120 saat çalışan bir işçi için SGK’ya 16 günlük prim ödenmesi gerekiyor. Bu şekilde aylık 16 gün adına prim yatırılan bir kişinin kalan 14 günde genel sağlık sigortasından yararlanabilmesi için gelir testine girmesi ve kendi primlerini ödemesi gerekiyor.

 

Haftalık tatil yok ama yıllık izin var

Part-time çalışanların hafta tatiline hak kazanıp kazanamayacakları konusunda yasalarımızda doğrudan bir hüküm yok. Ancak İş Kanunu’na göre, hafta tatiline hak kazanılması için haftalık 45 saatlik çalışma süresinin doldurulması zorunlu olduğu için part-time çalışan bir kişi hafta tatiline hak kazanamayacaktır. Nitekim Yargıtay’ın da kararları bu yöndedir.

Part-time çalışanlar hafta tatili alamasalar da, yıllık ücretli izin bakımından tam süreli çalışanlardan bir farkları yok. Bu konuda aynı haklara sahipler. Yani aynı işyerinde bir yıllık sürenin doldurulması tüm çalışanlar bakımından geçerli.

 

Hesapta takvim yılı önemli

Bu bir yılın hesabında, part-time işçi için çalışılan günlerin toplamı esas alınmaz. Burada esas alınan bir takvim yılının sözleşmeye bağlı olarak tamamlanması. Bir gün bile çalışsa, çalışan bir yılda yıllık ücretli izin hakkına kavuşur.

 

Aksi takdirde, haftada 1 – 2 gün çalışan işçi ancak 3-4 yıl sonra yıllık ücretli izne hak kazanabilir. Bu da çalışanın emeğinin sömürülmesi anlamına gelir ki, kabul edilemez.

 

Tazminat hakkı doğar

Part-time çalışanın kıdemi belirlenirken, kıdem için gereken bir yılın hesabında fiilen çalışılan süreler değil, takvim yılı esas alınır. Nitekim Yargıtay da, konuyla ilgili bir kararında, “Kişinin yaptığı çalışma ister haftanın bir veya bazı günleri çalışma şeklinde gerçekleşsin, ister her gün birkaç saat şeklinde olsun, işçinin işyerinde çalışmaya başladığı tarihten itibaren bir yıl geçince kıdem tazminatı hakkı doğacaktır” demektedir.

Yani part-time çalışanın işyerinde çalışma şekline göre değil, işe giriş tarihinden itibaren 1 yılın dolup dolmadığına bakılarak kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı anlaşılacaktır. Keza aynı durum ihbar tazminatı için de geçerlidir.

 

Sözleşme yazılı olsun

İşverenlerin part – time olarak çalışacakları sigortaya bildirirken ilk dikkat etmeleri gereken husus, yazılı bir sözleşmenin varlığı. Sözleşmede, ayın belli günlerinde tam gün, ayın belli günlerinde, belli saatlerde veya ayın her günü ancak belli saatlerde çalışmanın yapılacağı açıkça belirtilmiş olması gerekir.

 

SGK eksik prim cezası kesiyor

Bunlar belirtilmemişse SGK primleri 30 gün üzerinden alacaktır. Nitekim bugünlerde büyük şirketlerin SGK’ya bildirdikleri sözleşmeler mercek altına alındı ve çalışma sürelerini açıkça belirtmeyen şirketlere ceza kesildi.





Milliyet Gazetesi – 09.12.2014

Görüntülenme Sayısı