Özel Hesap Dönemine Tabi Şirketlerde Enflasyon Düzeltmesi

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

 

Yazar: Yasin KULAKSIZ*

 

E-Yaklaşım / Aralık 2024 / Sayı: 384

 

 

I- GİRİŞ

 

Vergileme dönemi esas itibarıyla hesap dönemi olarak nitelenir ve defterler hesap dönemi itibarıyla tutulur. Faaliyetlerinin özellikleri nedeniyle özel hesap dönemi kullanan gelir vergisi mükelleflerinin ticari ve zirai kazançları, hesap döneminin kapandığı yılın geliri sayılmaktadır.

 

Özel hesap dönemi daha çok faaliyeti zirai işletmecilik olan mükelleflerle dershane, özel okul gibi eğitim-öğretim hizmeti veren mükelleflere uygun olmaktadır. Ortakları yabancı kişi veya kurum olan mükellefler de özel hesap dönemini tercih etmektedirler. Zirai işletmelerde mahsul genellikle yaz sonunda alınmakta, eğitim hizmetlerinde ise eğitim sonbaharda başlayıp ertesi yıl yaz başında sona ermekte ve gelir de buna göre oluşmaktadır. Takvim yılı sonunda gelir ve/veya giderler doğru olarak ölçülüp değerlendirilememektedir. Ortakları yabancı kişi ve kurum olan mükellefler de özel hesap dönemine göre vergilenmeyi tercih edebilmektedirler. Ortakları yabancı kişi veya kurum olanların ortaklarının bulunduğu ülkenin mali yılı takvim yılından farklı olmaktadır. 

 

Özel hesap dönemine tabi olanların 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun Geçici 33. maddesi kapsamında enflasyon düzeltmesine tabi tutulacak mali tabloların hangi tablolar olacağı sorusuna yazımız içerisinde cevap aranacaktır.

 

II- ÖZEL HESAP DÖNEMİNE TABİ ŞİRKETLERDE ENFLASYON DÜZELTMESİ

 

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun;

 

. 3. maddesinin (A) fıkrasında, A) Vergi Kanunlarının uygulanması: Bu Kanunda kullanılan “Vergi Kanunu” tabiri işbu Kanun ile bu Kanun hükümlerine tabi vergi, resim ve harç kanunlarını ifade eder.

 

Vergi kanunları lafzı ve ruhu ile hüküm ifade eder. Lafzın açık olmadığı hallerde vergi Kanunlarının hükümleri, konuluşundaki maksat, hükümlerin kanunun yapısındaki yeri ve diğer maddelerle olan bağlantısı gözönünde tutularak uygulanır.“,

 

. 174. maddesinde, “…

 

Hesap dönemi normal olarak takvim yılıdır.

 

Şu kadar ki, takvim yılı dönemi faaliyet ve muamelelerinin mahiyetine uygun bulunmayanlar için, bunların müracaatı üzerine Maliye Bakanlığı 12’şer aylık özel hesap dönemleri belli edebilir.

 

 

Bu maddeye göre özel hesap dönemi tayin edilenlerin ticari ve zirai kazançları, hesap dönemlerinin kapandığı takvim yılının kazancı sayılır.”,

 

. Mükerrer 298. maddesinin (A) fıkrasında; “Mali tablolarda yer alan parasal olmayan kıymetler aşağıdaki hükümlere göre enflasyon düzeltmesine tabi tutulur.

 

1. Kazançlarını bilanço esasına göre tespit eden gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri fiyat endeksindeki artışın, içinde bulunulan dönem dahil son üç hesap döneminde % 100’den ve içinde bulunulan hesap döneminde % 10’dan fazla olması halinde malî tablolarını enflasyon düzeltmesine tâbi tutarlar. Enflasyon düzeltmesi uygulaması, her iki şartın birlikte gerçekleşmemesi halinde sona erer.

 

Kapsama giren mükellefler, geçici vergi dönemlerinin sonu itibarıyla malî tabloları düzenlemek ve enflasyon düzeltmesi yapmak zorundadırlar. Geçici vergi dönemlerinde yukarıda belirtilen oranların tespitinde, son üç hesap dönemi yerine üçer aylık dönemlerin son ayı dahil önceki otuzaltı ay ve içinde bulunulan hesap dönemi yerine son oniki ay dikkate alınır. Bir hesap dönemi içindeki geçici vergi dönemlerinin herhangi birinde düzeltme yapılması halinde takip eden geçici vergi dönemlerinde ve içinde bulunulan hesap dönemi sonunda da düzeltme yapılır.

 

 

7. Enflasyon düzeltmesi uygulanmayan bir hesap döneminden sonra enflasyon düzeltme şartlarının yeniden oluşması halinde; enflasyon düzeltmesi yapılan en son dönemden başlamak üzere enflasyon düzeltmesi yapılır. Bu şekilde belirlenen geçmiş yıl kârı vergiye tâbi tutulmaz, geçmiş yıl zararı zarar olarak kabul edilmez. Ancak, matrahın tespitinde geçmiş yıl malî zararları mukayyet değerleri ile dikkate alınır. Birikmiş amortismanlar, ait oldukları kıymetin bilanço tarihindeki değerinde düzeltme sonrasında ortaya çıkan artış oranı dikkate alınarak düzeltilir.

 

“,

 

. 7352 sayılı Kanunla 29.01.2022 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere eklenen Geçici 33. maddesinde, Geçici vergi dönemleri de dahil olmak üzere 2021 ve 2022 hesap dönemleri (kendilerine özel hesap dönemi tayin edilenlerde 2022 ve 2023 yılında biten hesap dönemleri itibarıyla) ile 2023 hesap dönemi geçici vergi dönemlerinde Mükerrer 298. madde kapsamındaki enflasyon düzeltmesine ilişkin şartların oluşup oluşmadığına bakılmaksızın mali tablolar enflasyon düzeltmesine tabi tutulmaz.

 

Mükerrer 298. maddenin (Ç) fıkrası uygulaması açısından, birinci fıkrada enflasyon düzeltmesi yapılmayacağı belirtilen dönemler enflasyon düzeltmesi şartlarının gerçekleşmediği dönem olarak değerlendirilir.

 

31.12.2023 tarihli mali tablolar, enflasyon düzeltmesi şartlarının oluşup oluşmadığına bakılmaksızın enflasyon düzeltmesine tabi tutulur. Yapılan enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan kâr/zarar farkı geçmiş yıllar kâr/zararı hesabında gösterilir. Bu şekilde tespit edilen geçmiş yıl kârı vergiye tabi tutulmaz, geçmiş yıl zararı zarar olarak kabul edilmez.

 

Bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkrası hükümleri, Mükerrer 298. maddenin (A) fıkrasının (9) numaralı bendi kapsamında olan mükellefler bakımından geçerli değildir.

 
Görüntülenme Sayısı