Vergi Mükellefleri Açısından Gıda Bankacılığı Sistemine Yapılan Bağışlar

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

 

Yazar: Altar Ömer ARPACI*

 

E-Yaklaşım / Kasım 2024 / Sayı: 383

 

 

I- GİRİŞ

 

Toplumda görülen yetersiz ve dengesiz beslenmenin tek nedeni üretim azlığı değildir. En önemli konu üretimden tüketime kadar geçen devrede gıda kayıplarının önlenmesi ve yurt düzeyinde dengeli dağıtımın yapılabilmesidir. Bu konuda yapılan araştırma sonuçlarına göre, gıda maddelerinde hasattan tüketime kadar geçen devrelerde çeşitli sebeplerle meydana gelen fiziki kayıp miktarı % 35’e yakındır. Ürünler istenilen seviyede elde edilse bile, bu maddelerin ihtiyaç duyulan yerlere kayıplara uğramadan, üretici ve tüketici menfaatlerini birlikte gözeterek dağıtımının yapılması bazı çabaları ve kanuni düzenlemeleri gerektirmektedir.

 

Tarım ürünlerinin istenilen yerlere, en az kalite standartları içerisinde ulaştırılması ekonomimizin hem iç, hem de dış pazarlar için önemli bir problemini oluşturmaktadır.

 

Gıda maddelerinin işleme, ambalajlama, depolama, sınıflama ve pazarlama gibi teknik işlemlerin etkili bir şekilde kontrol altına alınmaması ileri safhalarda tüketicinin aldanması ve ihracatın gelişmemesi gibi problemlerin daha da ağırlaşmasına neden olmaktadır.

 

Bu sebeplerle gıda maddeleri üreten tesislerin imalat teknolojileri, hammaddede, ara ürünlerde mamul madde üzerinde gerekli araştırmaları yapmak, etkili bir denetimi sağlamak üzere ilgili mevzuat hazırlamak ve uygulamak, böylece bugünkü uygulama nedeniyle ortaya çıkan karmaşayı, dolayısıyla ekonomik kayıpları önlemek üreticiye daha temiz, güvenilir gıda temin etmek ve tüketicinin ekonomik menfaatlerini ve üreticiyi haksız rekabetten korumak amacıyla 5179 sayılı Kanun 27.05.2004 tarihine Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilmiştir.

 

İhtiyaç fazlası gıdanın yoksul vatandaşlara dağıtılmasını sağlayacak olan gıda bankacılığı, yoksul vatandaşlar ile üretici, lokanta, market, otel vs. gerçek ve tüzel kişiler arasında köprü oluşturmayı amaçlayan ve israfı önlemeyle birlikte sosyal adaleti de sağlamayı amaç edinen bir sistemdir. Bu sistemde gıda bankacılığı yapan ve kar amacı gütmeyen sosyal amaçlı vakıf veya dernekler aracılığıyla gıda ürünlerinin ihtiyacı olanlara düzenli ve sağlıklı bir şekilde ulaştırılması sağlanmaktadır.

 

5035 sayılı Kanun ile Gelir Vergisi Kanunu’nun 40 ve 89. maddelerinde, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun ise 17. maddesinde yapılan değişikliklerle 01.01.2004 tarihinden itibaren fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara bağışlanan gıda maddelerinin maliyet bedellerinin bağışı yapanlarca gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilmektedir. Ayrıca sözkonusu teslimlerin katma değer vergisinden istisna edilmesi sağlanmıştır. Sözkonusu değişikliklerle Maliye Bakanlığı’nın belirleyeceği usul ve esaslar çerçevesinde gıda bankacılığı kapsamında bağışlanan gıda maddelerinin maliyet bedellerinin gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılması ve bu teslimlerin katma değer vergisinden istisna edilmesine yönelik düzenlemelere yer verilmiştir. Maliye Bakanlığı da 251 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliği ile kendisine verilen yetkiyi kullanarak gıda bankacılığında katma değer vergisi ile gelir ve kurumlar vergisi açısından gıda bankacılığına yönelik vergiden müstesna teslimlere yönelik ilkeleri belirlemiş ve bu ilkelerin Resmi Gazete’de yayımı tarihinden itibaren uygulanması öngörülmüştür.

 

Yapılan düzenlemeye göre, vergi avantajından yararlanabilmek için gıda maddesi bağışının tüzüğünde veya senedinde ihtiyacı bulunanlara gıda yardımı yapabilmesine ilişkin hükümler bulunan dernek veya vakfa yapılmış olması gerekmektedir. Gıda bankacılığı yapabilmesine ilişkin tüzük veya senedinde hüküm bulunan dernek veya vakfın başka alanlarda da faaliyet gösteriyor olmasının, kamuya yararlı dernek veya vergiden muaf vakıf olup olmamasının uygulama açısından herhangi bir önemi bulunmamaktadır. Ancak, ihtiyacı bulunanlara doğrudan veya başka organizasyonlar aracılığıyla yapılacak gıda yardımlarının verginin hesabında gider yazılması veya gelirden indirilmesi mümkün değildir.

 

30.12.2004 tarih ve 5281 sayılı Vergi Kanunlarının Yeni Türk Lirasına Uyumu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile yapılan değişiklikler ile birlikte vergisel teşvik sağlanan gıda bankacılığı kapsamı genişletilmiştir. Böylelikle gıda maddeleri ile birlikte temizlik, giyecek ve yakacak maddeleri içinde aynı teşvik sağlanmıştır.

Görüntülenme Sayısı