Özel Eğitim Kurumu İşyerlerinin Devrinde Noter Devir Sözleşme Tarihi Mi, Valilik Onay Tarihi Mi Esas Alınmalıdır?

 

Yazar: Mustafa İTİŞKEN*

 

E-Yaklaşım / Ekim 2024 / Sayı: 382

 

 

I- GİRİŞ

 

Uzmanların da belirttiği gibi ülkemiz, Dünya ülkelerinin en fazla yazılı mevzuatına sahip ülkelerden biridir. Bir türlü mevzuat düzenlemeye doyamayız. Elbette değişen Dünya koşulları dikkate alınarak mevcut uygulamalar üzerinde bir takım değişikliklerin yapılması veya ilgili konularda uygulamaya ışık tutacak yeni mevzuatların düzenlenmesi gerekmektedir.

 

Buradaki kastımız ilk düzenlemelerin orta veya uzun vadede ortaya çıkacak aksiliklerin, doğru öngörülemeyişinden kaynaklanması nedeniyle, sıklıkla yapılan mevzuat değişiklikleri ve mevzuat düzenlemesi yapılması gerektiği halde yapılmayan, ancak vahim sonuçlarla karşılaştıktan sonra gerekli düzenlemelerin yapıldığı durumlardır.

 

Zamanında yapılmayan her bir yeni düzenleme, genellikle mal, can veya zaman kayıplarını, çekilen stresi, yaşanan gerilimi ve sürtüşmeyi dolayısıyla, insan ilişkilerinin tahrip görmesini de beraberinde getirmektedir.

 

Ayrıca, doğru işleyen, çoğunluk tarafından benimsenmiş ve genel kabul görmüş, uygulamada pek te sıkıntı yaratmayan konulardan ziyade, uygulamaya yeni konulan veya az karşılaşılması nedeniyle az bilinen, ancak muhatapları için önem ifade eden, karşılaştıklarında sorun yaşanabilecek, ciddi maddi veya sosyal kayıplara yol açılabilecek uygulamalar konusunda bilgi paylaşımında bulunmanın çok daha faydalı olacağı kanaatindeyim.

 

Çünkü az bilinen az önemli değildir ve bazen sandığımızdan çok daha önemlidir.

 

Diğer mevzuat uygulamalarının çoğunda olduğu gibi, sosyal güvenlik uygulamalarında da durumun böyle olduğunu düşündüğümden, yazılı mevzuatta olmayan veya olmakla birlikte hukuki nedenler dikkate alındığında yazılı mevzuatta öngörülenlerin dışında bir yaklaşım gerektiren uygulamalar konusunda bilgi/tartışma paylaşımında bulunmanın rutin uygulamalardan ziyade daha yararlı olacağından yola çıkarak bu sayıdaki çalışmamızı; “sosyal güvenlik uygulamalarında özel eğitim kurumlarının işyeri tescillerinde, bilinen uygulamaların dışında hangi farklı yaklaşımların söz konusu olduğu hususlarının açıklanması” oluşturmaktadır.

 

II- AÇIKLAMALAR VE TEMEL MEVZUAT HÜKÜMLERİ

 

Ticari hayatın içinde zaman zaman miras yoluyla, işkolu değişikliği veya sektörel değişiklikler vb. gibi nedenlerle, iş görmekte olunan işyerinin başkalarına devredilmesi gündeme gelebilmekte olup, bu işlemlerin de doğal olarak Kanun ve yönetmelik gibi yazılı mevzuat kurallarına uygun yapılması gerekmektedir. Aksi taktirde kaçınılmaz olarak, ilgili kanunda öngörülen (idari para cezaları vb. gibi) cezai müeyyidelerle ile karşılaşılması mümkün bulunmaktadır.

 

A- SOSYAL GÜVENLİK MEVZUATINDA İŞYERİNİN TESCİLİ

 

5510 sayılı Sosyal Sigortalat ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun([1]) 11. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca; işyeri tescili, örneği kurumca hazırlanan (Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği ekinde Ek:6) İşyeri Bildirgesinin en geç sigortalı çalıştırılmaya başlanıldığı tarihte Kuruma verilmekle yapılmaktadır. Aynı fıkra içinde, şirketlerin kuruluşlarının, ticaret sicili memurluklarına bildirilmesi halinde yapılan bu bildirimlerin Kuruma yapılmış sayılacağı dolayısıyla, ilgililerce kuruma ayrıca işyeri bildirgesi verilmesine gerek kalmayacağı, Ticaret sicili memurluklarının, kendilerine yapılan bu bildirimleri en geç on gün içinde Kuruma bildirmek zorunda bulundukları belirtilmektedir.

 

Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin([2]) (SSİY) 27. maddesinin birinci fıkrasında ise; 5510 sk./11. maddesinde gönderilme süresi belirtilen işyeri bildirgesinin kuruma elektronik ortamda gönderilmesi gerektiğine dikkat çekilmektedir.

 

 
Görüntülenme Sayısı