Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneğine İlişkin Yeni Yönetmelik Neler Getiriyor

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Yazar: Yasemin YÜCESOY*

E-Yaklaşım / Ağustos 2024 / Sayı: 380

I- GİRİŞ

 

“Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneğine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” 11 Haziran 2024 tarihli ve 32573 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Konuyla ilgili 2011’de çıkarılan Yönetmelik yürürlükten kaldırılırken, yerine 14 maddelik yeni bir Yönetmelik getirilmiştir.

 

Söz konusu Yönetmelik hükümlerinin ise, 1 Mart 2024’ten itibaren geçerli olacağı düzenlenmiştir. Yani Yönetmelik hükümleri geriye yönelik olarak yürürlüğe girmiştir.

 

11 Haziran 2024 tarihli “Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneğine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” ile zorlayıcı nedenler tanımı, hangi durumlarda kısa çalışma talep edilebileceği, kısa çalışma süresinin belirlenmesi ile kısa çalışma başvurularının alınması ve güncellenebilmesine ilişkin bazı yeni kurallar getirilmiştir.

 

II- ZORLAYICI NEDENLER TANIMI GENİŞLETİLMİŞTİR

 

Sözkonusu Yönetmelik ile işverenlerin kısa çalışma talebinde bulunması için aranan “Genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile zorlayıcı sebepler”in varlığı yanına “genel salgın” durumu da eklenmiştir. “Genel salgın” ibaresinin daha önce 3 Şubat 2024’te Resmi Gazete’de yayımlanan 7495 sayılı Kanun ile birlikte KÇÖ’den yararlanma şartlarına dahil edildiğini görmüştük. Kanun ile yapılan bu değişiklik, 11 Haziran 2024 tarihli Yönetmelik’de de yer almıştır. Yeni Yönetmelik’in 4. maddesinde “Genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz, genel salgın ile zorlayıcı sebeplerle işyerinde kısa çalışma yapılmasını talep eden işveren;” denilmekle, genel salgın ibaresi de kısa çalışma talebinde bulunmak için aranan gerekçeler arasında sayılmıştır. Yönetmelik’in tanımlar maddesinde ç) bendinde “Genel salgın: Bir hastalığın veya enfeksiyon etkeninin ülke çapında veya belirli bir bölgede çok geniş bir alanda yayılım gösterdiği ve işyerlerini ciddi anlamda etkileyip sarstığı durumları,” ifade edeceği düzenlenmiştir.

 

Ayrıca, zorlayıcı sebep tanımında yer alan deprem, yangın, su baskını, heyelan, salgın hastalık, seferberlik ve benzeri durumlar” ifadesinin başına “iş yerinin fiziken doğrudan olumsuz etkilendiği” ifadesi eklenerek, işyerini fiziken doğrudan etkilemek koşuluyla deprem, yangın, su baskını, heyelan, salgın hastalık, seferberlik ve benzeri durumlar”, zorlayıcı sebep olarak sayılmıştır. Mülga Yönetmelik’de zorlayıcı sebep tanımında yer alan “İşverenin kendi sevk ve idaresinden kaynaklanmayan, önceden kestirilemeyen, bunun sonucu olarak bertaraf edilmesine imkân bulunmayan, geçici olarak çalışma süresinin azaltılması veya faaliyetin tamamen veya kısmen durdurulması ile sonuçlanan dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumları” ifadesi de aynen tekrarlanmıştır.

 

“Deprem, yangın, su baskını, heyelan, salgın hastalık, seferberlik ve benzeri durumlar”ın işyeri açısından zorlayıcı sebep yaratıp yaratmadığı noktasında sınırlandırıcı bir yaklaşım ile  işyerinin sözkonusu durumlardan fiziki olarak etkilenmesi şartı getirilmiş olmaktadır.   Yönetmelik’in 5. maddesi (5). bendi şu şekilde düzenlenmiştir: “Deprem, yangın, su baskını, heyelan, salgın hastalık, seferberlik ve benzeri durumlar gerekçesiyle yapılan başvurulardan işyerinin fiziken doğrudan etkilenmediği ancak nakit darlığı, ödeme güçlüğü, pazar daralması ve stok artışı gibi sebeplerle dolaylı olarak etkilendiği gerekçesiyle yapılan başvurular Kurum birimi tarafından reddedilir.”

 

III- YÖNETİM KURLU KARARI GEREKTİRMEYEN ZORLAYICI NEDENLER BELİRLENMİŞTİR

 
Görüntülenme Sayısı