Çalışan Personelin Vefatı Üzerine Hak Kazandığı Ücreti, Kıdem Tazminatı ve Yapılan Sigorta Poliçeleri Ödemeleri Veraset ve İntikal Vergisine Tabi Olacak Mı?

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Yazar: Orhan BAYTEKİN*

E-Yaklaşım / Mayıs 2024 / Sayı: 377

I- GİRİŞ

Vergi mükelleflerinin işe başlama ve işi bırakma halleri 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda anlatılmıştır. İşe başlama ve işi bırakma hallerinde süreç bağlı olunan vergi dairesine bildirim ile başlamaktadır ve sonlanmaktadır. Tüzel kişilerin vefat etmesi gibi bir durum olmadığı için yazımızın konusu gerçek kişilerin vefatı üzerine tereddüt oluşturan konulara verilen özelge ışığında değinmekle olacaktır. 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu da aslında gerçek kişilerden kalan veya bağışlanan malların yeni sahiplerince ödemesi gereken verginin tespitini yapmaktadır.

II- VEFAT ÜZERİNE ÇALIŞANIN HAK ETTİĞİ ÜCRET, KIDEM TAZMİNATI VE ÖDENEN SİGORTA POLİÇELERİ MURİSLER TARAFINDAN BEYAN EDİLECEK Mİ?

7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına ait mallar ve Türkiye’de bulunan malların veraset yoluyla veya ivazsız bir şekilde bir başkasına aktarılmasını konu alan bir vergi olduğu için bu yönüyle vergi kanunlarından tek tabiiyet tabirini kullanan Kanun özelliği taşımaktadır. Veraset ve intikal vergisinde diğer vergi kanunlarında olduğu gibi tam veya dar mükellef ayrımı yoktur, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olma durumu ve malların Türkiye’de bulunması hususu vardır. Yazımızda 7338 sayılı Veraset Ve İntikal Vergisi Kanunu’nun tek tek maddelerine değinmek yerine 2022 yılında verilen bir özelge ışığında tereddütlü konulara açıklık getirilmeye çalışılacaktır.

Mirasçılara kalan çalışana ait ücret ve ücret sayılan ödemelerin vergi kanunlarında nasıl tanımlandığına ve vergilendirildiğine göz atalım. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun da sayılan 7 kazanç unsurundan biride ücrettir. Kanun’un 61.maddesinde ücretin tanımı şöyledir;

“Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.”

Kanun’un yaptığı bu tanım Gelir vergisindeki vergileme açısından çok önemlidir. Çünkü Kanun çalışana yapılan bütün ödeme ve yardımları ilk bakışta ücret olarak kabul etmektedir. Dolayısıyla elde edilen fayda net kabul edilip brüte iblağ edilerek vergi hesaplanacak hale getirilmesi çalışandan kesilecek gelir vergisinin  (stopaj, 94.maddeye göre) tutarı hesaplanacaktır. Ücretlinin vergilendirilmesi genel olarak bu mantık üzerine kurulmuştur.

Ancak 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun da yer alan  istisna maddeler ile ücretliye yapılan bazı ödemeler gelir vergisi dışında tutulmuştur. Gelir vergisi dışında tutulan ücret sayılan ödemeler üzerinden 94. maddede belirtildiği üzere stopaj (tevkifat) yapılmasına da gerek bulunmamaktadır. Bu yüzden çalışana yapılan ücret ve ücret sayılan ödemelerin niteliği çok önemlidir.

193 sayılı Gelir vergisi kanununda ücret geliri hakkında yapılan bu tanımlar, tanınan bu istisnalar gelir vergisi açısından çok önemli olmasına karşın 7338 sayılı veraset ve intikal vergisi kanunu için pek bir önemi bulunmamaktadır.  Çünkü veraset ve intikal vergisi kanununun 2.maddesinde kanunda kullanılan tabirler açıklanmış ve maddenin “b” bendinde geçen “mal” ifadesinin “Mal” tabiri; mülkiyete mevzu olabilen menkul ve gayrimenkul şeylerle mameleke girebilen sair bütün hakları ve alacakları; anlamına geleceği Kanunda açıkça belirtilmiştir.

7338 sayılı Veraset Ve İntikal Vergisi Kanunu’nun da mirasçılara kalan 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nda belirtilen ücret ve ücret sayılan ödemelerin istisnaya tabi tutulması, beyan edilip edilmemesi gibi durumların veraset kanununda bir önemi olmayacaktır. Çalışan kişinin Tam veya dar mükellef olup olmamasının da bir önemi olmadığından, çalışan personelin vefat etmesi üzerine kendisine ödenmesi gereken hak ettiği ücret, yıllık izin ücreti, sosyal yardım, kıdem tazminatı vb. ödemeler ücret olarak kabul edilecek ve mirasçılara ödenecektir. Mirasçılar ise kendilerine yapılan bu ödemeleri 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’ndan istisna edilmiş bir gelir vb. gibi durumuna bakmadan verecekleri veraset ve intikal vergisi beyannamesine dahil edeceklerdir. Çünkü mirasçılara ödenen çalışana ait ücret ve ücret sayılan ödemeler vefat eden kişinin alacakları sayılmaktadır ve kanuna göre beyan edilmesi gerekmektedir.

Çalışan personelin vefat etmesi sebebiyle  sigorta şirketlerince mirasçılarına ödenecek tutarların veraset ve intikal vergisine dahil edilip edilmemesi konusu biraz karışık ve teknik bir konu olmaktadır. Şöyle ki yukarıda açıklandığı üzere çalışan kişi vefat ettiğinde çalıştığı kurum tarafından (Resmi bir daire yani kamu kurumu olmaması şartıyla) mirasçılara ödenen ücret adı altındaki tüm ödemeler mirasçılar tarafından veraset beyannamesine dahil edilecektir. Ancak sigorta şirketlerine çalışan veya çalışanın bağlı olduğu şirketler tarafından yapılan hayat veya kaza sigortaları sonucu mirasçılara ödenen tazminatların veraset veya intikal vergisi beyannamesine dahil edilmesi farklılık arz etmektedir.

7338 sayılı Veraset Ve İntikal Vergisi Kanunu’nun 2. maddesinin d bendinde ivazsız intikal tanımı şu şekilde yapılmıştır. “İvazsız intikal” tabiri; hibe yoluyla veya her hangi bir tarzda olan ivazsız iktisapları; (Maddi ve manevi bir zarar mukabili verilen tazminatlar ivazsız sayılmaz.) Burada parantez içi hüküm mirasçılara ödenen sigorta tazminatlarının veraset beyannamesine dahil edilip edilmeyeceği hususunun tespiti açısından önem arz etmektedir.

7338 sayılı Veraset Ve İntikal Vergisi Kanunu’nda Sigorta şirketlerinin çalışan personelin vefat etmesi üzerine mirasçılarına ödenecek tazminatların ne şekilde beyan edileceğine dair detaylı bir açıklama bulunmamaktadır. Ancak bu tazminatların çalışanın hak ve alacağı olduğu konusu şüphesizdir. Dolayısıyla Kanunda “mal” tanımı yapılırken açıkça belirtilen mameleke girebilen sair bütün hakları ve alacaklar denilerek ölen kişinin kazandığı hakları ve alacaklarının mirasçılar tarafından normal şartlarda beyan edilmesi gerekmektedir. 7338 sayılı Kanunda konuyla ilgili detaylı bir açıklama olmamasına rağmen Gelir idaresi Başkanlığı tarafından 31.08.2007 tarihinde yayımlanan 2007/1 Seri No.lu Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu Sirküleri/3’de Birikimli ve Birikimsiz sigorta poliçeleri kapsamında vefat eden çalışan kişinin mirasçılarına yapılan tazminat ödemelerinin beyan edilip edilmeyeceği hususu belirlenmiştir.

Sirkülere göre Birikimsiz Hayat sigorta poliçesine istinaden sigortalının ecelen vefat etmesi sonucu mirasçılarına sigorta şirketince yapılan vefat tazminatı ödemelerinin, terekeye dahil edilerek veraset ve intikal vergisine tabi tutulması gerekir.

Ferdi kaza (Birikimsiz olduğundan) kapsamında bulunan sigortalının kaza sonucu…

Görüntülenme Sayısı