2023 Hesap Dönemi Safi Kurum Kazancının Tespiti

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Yazar: Onur ŞAHİN*

E-Yaklaşım / Nisan 2024 / Sayı: 376

I- GİRİŞ

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun (KVK) 1. maddesinde kurumlar vergisinin konusu genel olarak “kurum kazancı” olarak belirlenmiş olup, kurumlar vergisi mükellefleri bir hesap dönemi içinde elde etmiş oldukları kurum kazancı([1]) üzerinden, kurumlar vergisi ödemekle yükümlüdürler. Kurumlar vergisi, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanmaktadır.

Bu yazıda, 2023 hesap döneminde kurum kazancından indirilecek giderler, kanunen kabul edilmeyen giderler, zararların mahsubu ve safi kurum kazancının tespitine yönelik birtakım bilgiler ile uygulamaya ilişkin açıklamalara yer verilecektir.

II- SAFİ KURUM KAZANCININ TESPİTİ

Kurumlar vergisi, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanır. Safi kurum kazancı, Gelir Vergisi Kanunu’nun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerine göre tespit edilir. Kurumların elde ettikleri kazanç ve iratlar, Gelir Vergisi Kanununda sayılan gelir unsurlarından hangisine girerse girsin ayrım yapılmaksızın, bir bütün halinde “kurum kazancı” sayılır.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 177. maddesine göre; her türlü ticaret şirketleri ile kurumlar vergisine tabi olan diğer tüzel kişiler birinci sınıf tüccardır. Birinci sınıf tüccarlar ise Vergi Usul Kanunu’nun 176. maddesine göre bilanço esasında defter tutmak zorundadır.

Kurum kazancı, bilanço esasında ticari kazancın tespitine ilişkin hükümlere göre belirlenir. Ancak, ticaret şirketleri dışındaki kurumlar vergisi mükelleflerinden işlerinin icabı bilanço esasına göre defter tutmalarına imkan veya lüzum görülmeyenlerin, işletme hesabına göre defter tutmalarına Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca müsaade edilir.

Kurumlar vergisi mükellefleri için bilanço esasına göre tespit edilecek olan kurum kazancı, kurumun hesap dönemi sonundaki öz sermayesi ile hesap dönemi başındaki öz sermayesi arasındaki müspet farktır. Bu kıyaslama yapılırken, dönem içinde işletmeden çekilen değerler ilave edilir, dönem içinde işletmeye ilave edilen değerler ise indirilir. Kurum kazancının bu şekilde tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanunu’nun değerlemeye ait hükümleri ile Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazancın tespitinde indirilecek giderlere ilişkin hükümlerine uyulması gerekir.

Safi kurum kazancının tespitinde Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 7. ve müteakip maddelerinin yanı sıra Gelir Vergisi Kanunu’nun indirilecek giderlere ilişkin 40. maddesi de dikkate alınacaktır. Ziraî faaliyetle uğraşan kurumların bu faaliyetinden doğan kazançlarının tespitinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun 59. maddesinin son fıkra hükmü de dikkate alınır.

A- YURT DIŞI FAALİYETLERDE KAZANÇ TESPİTİ

Yurt dışında elde edilen kazanç ve iratlar;

. Mükellefin bunları Türkiye’de hesaplarına intikal ettirdiği yılda,

. Türkiye’de hesaplara intikal ettirilmesinin mükellefin iradesi dışındaki sebeplerden ileri geldiğinin ispat edilmesi halinde mükellefin bunlara tasarruf edebildiği yılda,

elde edilmiş sayılır.

Yıllara Sari İnşaat ve Onarma İşlerinde Kazanç Tespiti: Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işlerinde kazanç tespiti Gelir Vergisi Kanunu’nun 42 ve 43. maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre; birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işlerinde kâr veya zarar işin bittiği yıl kati olarak tespit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılarak mezkur yıl beyannamesinde gösterilir.

B- YILLARA SARİ İNŞAAT VE ONARMA İŞLERİNDE KAZANÇ TESPİTİ

Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işlerinde kazanç tespiti Gelir Vergisi Kanunu’nun 42 ve 43. maddelerinde düzenlenmiştir.

Buna göre; birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işlerinde kâr veya zarar işin bittiği yıl kati olarak tespit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılarak mezkur yıl beyannamesinde gösterilir.

C- KONTROL EDİLEN YABANCI KURUM KAZANCI

Tam mükellef gerçek kişi ve kurumların doğrudan veya dolaylı olarak ayrı ayrı ya da birlikte sermayesinin, kâr payının veya oy kullanma hakkının en az % 50’sine sahip olmak suretiyle kontrol ettikleri yurt dışı iştiraklerinin kurum kazançları, dağıtılsın veya dağıtılmasın aşağıdaki şartların birlikte gerçekleşmesi halinde, Türkiye’de kurumlar vergisine tâbidir:

. İştirakin toplam gayrisafi hasılatının % 25 veya fazlasının faaliyet ile orantılı sermaye, organizasyon ve eleman istihdamı suretiyle yürütülen ticarî, ziraî veya serbest meslek faaliyeti dışındaki faiz, kâr payı, kira, lisans ücreti, menkul kıymet satış geliri gibi pasif nitelikli gelirlerden oluşması.

. Yurt dışındaki iştirakin ticarî bilânço kârı üzerinden % 10’dan az oranda gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması.

Yazının Tamamı İçin Abone Olun

Görüntülenme Sayısı