E-Yaklaşım / Eylül 2023 / Sayı: 369
I- GİRİŞ
Hukuki işlemlerde birçok kişinin karşılaştığı bir vergi türü olarak damga vergisi, gerek medeni gerekse de ticari işlemlerde karşımıza çıkan bir kategoriyi oluşturmaktadır. Kişi ve kuruluşların yapmış olduğu bazı hukuki işlemlerde söz konusu olan bu verginin diğer tarafını da devletin resmi kuruluşları oluşturmaktadır.
Günlük hayatta geniş bir uygulama alanı bulabilen bu verginin, zaman zaman doktrinde kaldırılmasına dair düşünceler de gündeme gelmektedir.
Vergi sistemimizi oluşturan birçok vergide olduğu gibi damga vergisinde de verginin ödenmesinin garanti altına alınması amacı ile bazı düzenlemeler yapılmıştır. Gerek vergi mükellefi gerekse de diğer kişiler açısından cezai müeyyidelerin söz konusu olabildiği düzenlemeler, genel bir bakış açısıyla bu yazının konusunu oluşturmaktadır.
II- KAVRAM
Damga vergisi, kişilerin kendi aralarında ya da devletle yaptıkları hukuki işlemlerde düzenledikleri belgeler ya da kâğıtlar üzerinden ödedikleri mali yükümlülüklerdir([1]). Damga Vergisi Kanunu’nun([2]) 1. maddesi, bu vergide konu unsurunu düzenlemiştir([3]). Kanunun 3. maddesinde de verginin mükellefi belirtilmiştir([4]).
Damga Vergisi, temelde Ticaret Hukuku, Medeni Hukuk veya İhale Mevzuatı kapsamında kişiler arasında yapılan bazı işlemlerle kambiyo ve bankacılık müessese ve işlemleri nedeniyle düzenlenen kâğıtları vergilendirmeyi amaç edinen bir vergidir([5]).
Damga Vergisi Kanunu’nun 10. maddesi düzenlemesine göre, damga vergisi nispi veya maktu olarak alınır. Nispi vergide, kâğıtların tür ve mahiyetleri dikkate alınarak bu kâğıtlarda yazılı belli para kavramı esastır, maktu vergilerde ise kâğıtların mahiyetleri esastır.
Damga Vergisi Kanunu’nun 15. maddesi uya…