KDV İade Taleplerinde İstisna Belgesi İbrazı Zorunlu Mudur?

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Yazar: Yiğit YILDIZ*

 

E-Yaklaşım / Temmuz 2023 / Sayı: 367

I- GİRİŞ

Verginin tarihsel süreçteki seyrine bakıldığında insanlık tarihi ile paralellik gösterdiği görülecektir. İnsanların yerleşik hayata geçmesiyle bazı gereksinimlerin giderilmesi zorunluluğu doğmuştur. Bu ise merkezi otoritenin söz konusu ihtiyaçları gidermesi hususunda, fon ihtiyacını doğmasına yol açmıştır.

Günümüz çağdaş vergi sistemleri oluşurken çeşitli sınıflandırmalar yapılmaktadır. Bu sınıflandırmalar verginin üzerinden alınan şeye göre olduğu gibi, verginin ödeyicisine göre de olabilmektedir. İlk sınıflandırmada vergi sistemi, gelir, harcama ve servet üzerinden alınan vergilerden oluşmaktadır. İkinci sınıflandırmada ise vergiler dolaylı ve dolaysız vergiler adını alabilmektedir.

Çoğu zaman benimsenen vergi sistemi, ülkelerin gelişmişlik düzeyi hakkında da fikir verebilmektedir. Bu bağlamda gelişmiş ülkeler liginde yer alan ülkelere bakıldığında elde ettiği toplam vergi gelirleri içerisinde dolaysız vergilerin veya gelir ve servet unsurları üzerinden alınan vergilerin hacimce fazla olduğu görülecektir. Gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkelerde ise, gelişmiş ülkelerin aksine, dolaylı vergilerin veya harcamalar üzerinden alınan vergilerin toplam vergi gelirleri içerisinde hâkim bir yapıya sahip olduğu gözlerden kaçmayacaktır.

Gelişmekte olan ülkelerde harcamalar üzerinden alınan vergilerin ön planda oluşu, onun etkili bir maliye politikası aracı haline dönüştürmektedir. Mali idare harcamalar üzerinden alınan vergilerinde, kanunun verdiği yetkiye dayanarak güncellemeler yapmak suretiyle ekonomik istikrarsızlıklarla mücadele edebilmektedir.

Ülkemiz açısından bu konuya bakıldığında ise ekonomik büyümede önemli rol oynayan çeşitli sektörlere dönük harcamalar üzerinden alınan vergiler özelinde çeşitli vergi teşvikleri olduğu görülecektir. Sağlanan bu teşvikler bir yandan iç talebi canlı tutmakta, diğer yandan sağladığı kolaylıklarla dış piyasalarda işletmelere rekabet avantajı sağlamaktadır. İşletmeler, bu vergisel teşvikler nedeniyle mali idareden vergi iadesi de alabilmektedirler.

Türk Vergi Sistemi içerisindeki temel vergi kanunlarından olan 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu (KDVK), benimsediği indirim mekanizması ile işletmeler açısından etkili bir vergi planlama aracı olmaktadır. İşletmeler yukarıda yer verilen kritik öneme sahip sektörlerde faaliyet gösteriyorlarsa kazanımları daha da artabilmektedir. KDV iade müessesesi ise bahse konu kazanımlardan biridir. Mükellefler kanunda yer verilen şartları yerine getirmeleri kaydıyla, ödedikleri vergiyi geri alabilmektedirler.

Ülkemizdeki KDV iade müessesesinin yasal çerçevesi, 3065 sayılı KDVK ve Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği (KDVGUT) ile çizilmektedir. Zikredilen yasal düzenlemelerle KDV iade sürecine ilişkin usul ve esaslar belirlenmektedir. Buna karşılık mali idare kimi zaman KDV iade sürecine ilişkin süreçleri geniş yorumlayarak, kanun hükümlerinde yer almayan belgeleri mükelleflerden talep edebilmektedir. Bu çalışmada, 3065 sayılı KDVK hükümlerinde yer almamasına rağmen, mali idarenin mükelleflerden KDV Genel Uygulama Tebliği hükümleri ile istisna belgesi talep etmesi, Danıştay’ın ilgili kararı çerçevesinde değerlendirilecektir.

II- KDV İADE MÜESSESESİ

Katma Değer Vergisi; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu hükümleri mucibince tarif edilen ticari, zirai ve serbest meslek faaliyeti kapsamında bulunan tüm mal teslimleri ve hizmet ifalarının ilk üretiminden son tüketiciye varıncaya dek her safhada alınan, satışı yapanın belirlediği fiyatı üzerinden hesap edilen ve bir önceki safhada ödenen verginin indirilmesine imkân tanıyan bir harcama vergisidir

Görüntülenme Sayısı