Atılan taş, ürkütülen kurbağaya değdi mi?
Üç aydır emlak piyasaları “Değerli Konut Vergisi” ile tedirgin ediliyor.
Bilindiği üzere, 7194 sayılı torba kanunla “Değerli Konut Vergisi” ile birlikte Değeri 5 milyon lira ve üzerinde olan mesken nitelikli taşınmazlar için Tapu Kadastro Müdürlüklerince belirlenen tutarların üzerinde değeri bulunan konutların sahipleri, varsa intifa hakkı sahipleri, her ikisi de yoksa taşınmaza malik gibi tasarruf edenler Değerli Konut Vergisi ödemekle mükellef kılınmıştı. Değerli konut vergisine tabi mesken nitelikli taşınmazlardan değeri;
-5 milyon ile 7,5 milyon lira arasında olanlar binde 3,
-7,5 milyon lira ile 10 milyon lira arasında olanlar binde 6, 10 milyon lirayı aşanlar da binde 10 oranında vergilendirilecekti.
Ancak kamuoyundan gelen eleştiriler de dikkate alınarak “Değerli Konut Vergisi”nde 7221 sayılı Kanunla önemli değişiklikler yapıldı. 14/02/2020 tarihli Türkiye Büyük Millet Meclisi genel kurulunda kabul edilen 7221 sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla Değerli Konut Vergisinin yürürlük tarihine ilişkin maddeler eklendi.
Buna göre; değerli konut vergisine ilişkin mükellefiyet 2021 yılının başından itibaren başlayacaktır. 2020 yılına ilişkin olarak 2020 yılında verilmesi gereken beyanname verilmeyecek, bu konutlara ilişkin olarak vergi tahakkuk ettirilmeyecek. Cumhurbaşkanına, bu süreleri bir yıla kadar uzatma yetkisi verildi.
Ayrıca en büyük eleştirilerden birisi olan Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen değerler üzerinden vergi alınmasından vazgeçildi. Vergiye tabi konutların değerinin belirlenmesinde Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü devre dışı bırakılarak bu konutların değeri, “vergi değeri” üzerinden bina metrekare normal inşaat maliyetleri ile arsa veya arsa payı değeri esas alınarak belirlenecek.
Yapılan değişiklikle elindeki konutun değeri 5 milyon liranın üzerinde olsa bile eğer kişinin tek konutu varsa, bunun için ayrıca değerli konut vergisi ödemeyecek.
Değeri 5 milyon liranın üzerinde bulunan konutların vergilendirilmesinde, 5 milyon liralık kısma vergi muafiyet getirildi. Verginin matrahının değeri 5 milyon lirayı aşan kısmı olacak. Buna göre;
-5.000.000 TL ile 7.500.000 TL arasında olanlar (bu tutar dahil) 5.000.000 TL’yi aşan kısmı için (Binde 3)
-10.000.000 TL’ye kadar olanlar (bu tutar dahil) 7.500.000 TL’si için 7.500 TL, fazlası için (Binde 6)
-10.000.000 TL’den fazla olanlar 10.000.000 TL’si için 22.500 TL, fazlası için (Binde 10) oranında vergilendirilecek.
Birden fazla değerli konutu bulunan kişilerin vergiye tabi olan konutlarının en düşük değerli olanının da muaf olması sağlanacak.
Paylı mülkiyette ve elbirliği mülkiyette, matrahın hesabında mesken nitelikli taşınmazın toplam değeri esas alınacak.
Özellikle konutta yaşanan ekonomik daralma ve satış kabiliyetinin bu kadar düşük olduğu bir dönemde bu düzenlemenin yapılması piyasaları olumsuz etkilediği gibi, devletin de ciddi gelir kayıplarına yol açıyor.
Diğer bir deyişle konut alınırken yüzde 4 (2+2) tapu harcı, yüzde 18 KDV alınabilecekken, satılamadığı için devlet bu gelirden mahrum bırakılmaktadır. 10 milyon liralık bir konut için 22 bin lira değerli konut almak için devlet 2 milyonun üzerindeki bir gelirden (satılamadığından dolayı) mahrum kaldığı gibi inşaat firmaları da ciddi ekonomik sıkıntıya düşmekte ve ciddi finansla sıkıntılar yaşamaktadır.
Şimdi oturup sormak lazım, atılan taş ürkütülen kurbağaya değdi mi?
www.resulkurt.com – 18.02.2020